BÖLÜM 47

260 15 4
                                    

Günler aylar yıllar geçmişti onu görmeyeli. Kalbim nasıl sızlıyor sevgilime olan hasretinden. Kendi cezamı kendim vermiştim onsuzluk benim suçumdu. Mardin onun gibi kokar Rize onun gibi kokuyordu. Sanki onun varoluşu şehirleri daha bir güzelleştiriyordu. Kucağında tıpkı ona benzeyen güzel bir kız çocuğu vardı. Kırmızılar içerisinde nasıl da ışıldıyordu.

Gözlerindeki ışığı kim söndürdü sevgilim. Katilin benim ama seni ben gömmedim. Hepimizin payı vardı senin talihsizliğinde. Bir zamanlar olduğu gibi yine kaderimiz bir olacaktı. Çocuklarımızı birlikte büyütecektik. Sana attığım adımı gözlerin değil kalbin görüp hissedecek.

Onu izlemeyi bırakıp adım adım yanına ilerledim. Kızıyla ilgileniyor benim farkımda bile olmuyordu. Ayakta dibinde dikildiğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu o da özlemiş miydi sahi?

"Merhaba Bahar"dedim başka ne diyebilirdim ki seni özledim diyemezdim. Gel yeniden benim ol bir olalım diyemezdim. İç çektim hasret ve özlemle.

"Serkan!" Dedi şaşkınlıkla. Ne kadar uzun zaman olmuştu adımın dudaklarından dökülmediği. Hiç anımsıyor muydu beni sevgimizi. Hatırına geliyor muydum güzel sevgilimin.

"Nasılsın Bahar."

"İyim" dedi sadece "seni görünce şaşırdım. Nasıl beni bulabildin. " Diye devam etti.

"Neden bir yere mi kaybolmuştun? Seni neden bulmuş olmam gerekiyor." Dedim her şeyi bilmemezlikten gelip.

"Eminim beni bulmak için ilk geldiğin şehir Rize değil."dedi gülerek. Gözlerinde korkuyu da görüyordum. Dudakları maske olmaya çalışıyordu asıl duygularına.

"Doğru tespit. Mardin'e geldim ve gözlerim ilk seni aradı. Daha önce de seni takip ediyordum ama uzun zamandır gündemde yoktun. İki yılın sonunda dayanamayıp Mardin'e geldim sordum soruşturdum günlerce yeni evini izledim. Ayma konağının karşısındaki evde satın aldım. haftalarca orada kaldım seni bir kez olsun görebilmek için. Ama sen hiçbir yerde yoktun. Sonra İstanbul'a geri döndüm uzun zaman yine araştırmalarıma devam ettim. Sevgili kocanı takip ettirdim ve en sonunda seni buldum. Bana berzan'ın seni öldürdüğünü söylediklerinde onu hayattan bitirmek istedim. "

"Evet buldun beni şimdi ne yapacaksın aşireti yaşadığımı mı söyleyeceksin. İstediğini yapabilirsin Serkan benim kızımdan başka kaybedebileceğim hiçbir şeyim yok." Dedi dolu gözlerle. Ben sana bir kere kıydım sevgilim bir daha ancak ölürüm.

"Saçmalama Bahar benim taş devrinden kalma insanlarla işim olmaz."

"Doğru sen daha medenice infaz edersin"dedi göz devirip. Haklıydı da pişman olduğumu söylemiştim daha önce en büyük kötülüğü ben yapmıştım.

"Özür diledim senden defalarca yine de yine diliyorum beni affet Bahar sana o kötülüğü yapmamalıydım. Yapmamış olsaydım şu an benim karım olacaktı kucağında benim kızım olacaktı."

"Ben berzan'ın karısıyim bunu aklınıza koyun!"

"Aylarca berzan'ı gölgesi gibi takip ettim. Başladı karısını aldatıyor diye düşünüyordum. Rize'ye gidip geldiğini yeni öğrenmedim ama kime ve nereye gittiğini bilmiyordum."

"Karısı benim Serkan bunu anlamak zor değil. Ben berzan'ın karısıyım!" Dedi öfkeyle şimdi gülme sırası bendeydi

"Şaka yapıyor olmalısın. Bilmiyor olamazsın Bahar!"

"Neyi bilmiyorum Serkan! Seninle oturup burada muhatap olan ben hata!" Dedi parkta oynayan kızına ilerlemek üzereyken elinden tutup onu durdurdum.

"Mardin'e gelince bu aşiret olaylarını biraz araştırdım çok geçmeden sevgili kocanın evlendiğini de. 12.08.2022 tarihinde Berzan bey, taşkıranların kızı olan Zeliha taşkıranla dini nikah kıydı."

"Hangi oyunun bu yetmedi mi yaptıkların!" Dedi öfkeyle bağırıp. Parktaki birkaç bakış bize dönmüştü onu elinden tutup yanıma oturttum yeniden.

"Oyun yok güzelim ister inan ister inanma. Rize'ye gidip geldiğini öğrendiğim zaman karısını aldattığını düşündüm metresiyle ayrı bir hayat yaşıyor diye düşündüm. Seni karşımda görmeyip asla beklemiyordum. Anlayacağın Berzan Rize de ayrı Mardin'de ayrı Hayat yaşıyor!" Dedim gerçeklerin ona ağır geleceğini bile bile. Ellerini yüzüne kapattıp hüngür hüngür ağladı. Kolumu omzuna attıp onu göğsüme yasladım. Teselli ettiğim o değildi kokusuyla kendime hayat veriyordum.

Sesi kesildiğinde kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Kan dolmuştu gözlerine... Ah sevgilim ne acı seni bıraktığım günde gözlerin bana bu denli hüzünle bakıyordu.

"Yalan söylüyorsun bana değil mi? Yine hayatımı mahvetmek istiyorsun. İntikam intikam diye yanıp tutuştun yıllarca.ben senin alevini hissetmedim bile. " Dedi inanmamasina şaşırmıyordum. Bu denli yakınlık onun için tehlike arz ediyordu. Bilmez ki ben ona duyduğum şehvetle doluyum. Yüzünü avuçlarımin arasına alıp biraz daha yakınlaştırdım. Gözlerinden bir bir yaş akarken bu yaptığım bencillik miydi?

Bu denli hasret kaldığım kadının dudaklarında hayat buldum. Saniyeler sürsede aşktan sarhoşluğum, yanağıma yediğim tokat beni kendime getirmişti.

"Adi herifin tekisin! Defol git yoksa bağırırım herkesi başımıza toplarım!"

"Bana inanmıyorsun anlıyorum ama şüphesi bile yetiyor değil mi Bahar! Bana inanmıyorsan ara onu ! Görüntülü ara ve kanıtlasin sana evde yalnız olduğunu ama öyle bir anda ara ki kaçacaği delik olmasın!" Dedim . Son bir defa gözlerime bakıp kızını parktan alıp arabasına koydu.

"Beni aramanı bekleyeceğim."

🌼

Bebek Arabasını evin girişindeki korumaya teslim ettim. Kızımı da Alex'in kucağına bırakıp bahçedeki verandaya geçtim. Serkan yeniden beni elde etmek istiyordu bu onun oyunuydu.

Yine de içimdeki sese kulak verip aradım. Tabi ki açmamıştı...

Üst üste aramama rağmen cevap gelmeyince mesaj attım.

Mesaj;

Aç telefonu sevgilim evi özledim gezdir biraz. Konuşmayacağım...

Diye yazdım lakin beklediğim cevap verilmedi.

Mesaj;

Olmaz Bahar çok riskli...

Mesaj;

Lütfen...

Dedim. Cevap beklemeden yeniden çaldırdım. Telefon açılınca kamerami kapattım. Evin bilindik yerlerini dolaştırdı. Avluyu uzaktan gösterdi.

Zeliha'yı gördüm ! Uzaktan da onu tanimamam mümkün değildi! Telefonu kapatıp normal aradım.

"Berzan, Zeliha'nin sizde ne işi var?" Diye istemeden sesimi yükselttim.

"Zişan'ı görmeye geldi güzelim."

"Sizin kanlı bıçaklı düşman olmanız gerekiyorken nasıl barış içindesiniz."

"Anlattım ya sevgilim. Bağ bahçeyle davayı yaptık. "

"Ne kadar kıymetsizmişim de bir tarla kadar değerim varmış. " Dedim.

"Bahar iyi misin güzelim? Düşman kesilsek daha mı iyi olur!" Dedi. Ne yaptığımın farkına varıp sakinleşmeye çalıştım. Şimdi değil Bahar tamam anladık bana yalan söyledi Zeliha o eve gelin geldi neredeyse iki yıldır da gelin hanım...

"Tamam üzgünüm. Görüşürüz " dedim ve telefonu kapattım. Göz göre göre infaz kararımız verilmişti de biz celladımızı bekliyorduk. Telefonu öfkeyle yere fırlattım. İçimde ne var ne yoksa dışarı akıttım.

"Söz veriyorum Papatya, bu onlar için son ağlayışın. Seni üzüp kıranlara karşı siyah bir inci gibi parlayıp kasvet yayacaksın. Işığın bile hepsinin gözünü korkutmaya yetecek kadar tehlikeli olacak. Bu sondu..."

BEDEL《LANETLİ PAPATYA》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin