Kalbim sıkışıyordu...
Allah'ım böyle güzel koku olabilir miydi? Beni onsuz, onu bensiz yar koyma...
Sarı saçları adeta ellerimde dans ediyordu. Hafif nemli saçlarını tarayıp buram buram Bahar'ımı kokladım.
Bir senin yanında ilk Baharım, bir senin yanında yazım. Senden uzaklaştıkca sonbahar olur, senin olmadığın her yerde kara kışı yaşar bu adam.
Ah sevgilim... Kaderin kötü oyunuydu yaşadıklarımız. Umudum vardı 'Allah sabredenlerle beraberdir ' . Hasretten kavrulsak da sabredeceğiz, unut kapısı açılana dek.
"Dedem nasıl?" Dedi. Nasıl diyebilirdim deden ölmediğini biliyor. Hemen arardı onu benden önce tek yakını dedesiydi
"Yurt dışına gitti." Dedim.
O gün hastane koridorunda bağırmamın tek bir nedeni vardı oyun olduğunu anlaması. Amcamın oğlu Hatip şüpheleniyordu yapamayacağımı düşünüyorlardı. Onu ne kadar çok sevdiğimi biliyorlardı.
Bahar hayatımıza girdiği günden itibaren sevmemişlerdi kendisini. Annem ve babam çok seviyordu. Annem o günden beridir defalarca ağladığını gördüm. Bahar'ın kanlı hastane önlüğü babamin gözünden yaş akıtmıştı. Böyle olsun istemezdik mecbur bırakıldık.
Zişan gerçekten onu öldüreceğime inanmıştı. Nasıl kıyardım sevdiğime, masum olduğundan emin olduğum birine nasıl kıyardım.
"Zişan... O nasıl?"
"İyi . Selam söylüyordu yengesine." Dedim muzipce, kıkırdadı. Gözlerindeki sonbaharı görsemde elbet bir gün yeniden ışıldadığını görecektim.
"Aleyküm selam."
"Hadi kalk sana sürprizim var."
"Sürpriz mi?"
"Evet . Hadi hazırlanıp çıkalım. " Dedim.
Bahar elbiselerini hızlıca seçip benim bavulumu açtı. Sanırım elbiselerimi dolaba yerleştirecekti. Yanına gidip elinin üzerine elimi koydum.
"Buna gerek yok..."
"Hemen gidecek misin?" Dedi gözleri dolmuştu. Beni yanlış anlamıştı. Başına buse kondurup.
"Hayır , hayır papatyam. Sürprizim bununla alakalı. Gidelim ne demek istediğimi anlarsın."
Otelden çıkıp kiraladığım arabayı vale önümüzde durdurdu. Anahtari Bahar'a uzatıp
"Sürmek ister misin?" Dedim tebessüm edip. Başını sağa sol sallayınca ne demek istediğini anladım. Kapısını açıp binmesini bekledim.
Telefonumun sesi yankılanınca cebimden çıkarıp kim olduğuna baktım. Meraklı Zişan...
"Efendim Zişan."
"Abi görüntülü arayacaktım da müsait misiniz diye önden haber edeyim dedim. ,Değilseniz de olun !" Dedi gülerek.
"Değiliz Zişan arama bizi." Dedim telefonu yüzüne kapatmadan önce. Sinir etmek güzeldi. Telefonu sessize alıp şoför koltuğundaki yerimi aldım. Gözlerini çevirmiş bana bakan karımın elini tutup dudaklarıma götürdüm. Küçük bir buse bana nefes vermeye yetiyordu.
"Zişan, seninle konuşmak istiyor " dedim. İki kaşını anladım der gibi kaldırdı. Derin bir nefes alıp önüme döndüm.
Konuş kadın konuş! Bana cevap ver. Farkındayım ha deyince geçmeyecekti olanlar ama ben Papatyamı geri istiyorum. Hiç geçmeyecek miydi bu gözlerindeki sonbahar...
"Yolumuz biraz uzun. Sen seversin araba yolculuğunu..."
Çok severdi araba yolculuğunu. Bazen kısa mesafe de olsa şarkı açar gidene kadar dinlerdi. Arabada müzik dinlemeyi çok seviyordu. Bende onu izlemeyi...
"Sıradaki şarkı papatyama gelsin" dedim gülümseyerek bana tebessüm edip döndü.
Rastgele şarkı açtım. Bahar dışarıyı izliyordu. Hafif Yağmur çiselemeye başlamıştı. Klimayı açıp arabanın içini ısıttım.
Şehrin çıkışına doğru vardığımızda henüz Yeni olan siteye vardık. Güvenlik kapıyı açıp geçmemiz için kapıyı kaldırdı. Bahar söylemesede tahmin ettiğini biliyordum. Ev almıştım bize...
Site olması özellikle tercihim olmuştu. Villa alabilirdim ama orada onu yalnız birakamazdım. Belki zamanla evi değiştirebilirdim alışana kadar en güvenlisi buydu. Anahtarı valeye verip içeri geçtik.
Karımın elini sıkıca tutup danışmana yöneldim. Cüzdanımdan kimliği çıkarıp kadına uzattım.
"Hoşgeldiniz Berzan bey. Telefonla konuşmuştuk sizinle sözleşmeleri imzaladıktan sonra dilerseniz gün içerisinde tapu işlemlerini hallederiz."
"Ev mi aldın?"
"Evet güzelim. Sevinmedin mi?"
"Sevindim..." Dedi. Yanıma biraz daha sokulunca onu kolumun altına aldım. Sıkıca sardım karımı. Kartı kadından alıp asansöre yöneldim .
"Üşüyor musun?"
"Biraz..." Montumu çıkarıp omuzlarına bıraktım . Asansör 16. Katta durunca peşi sıra indik. Arkamdan gelen Bahar'ın sesi beni durdurmuştu.
"Hemen gidecek misin?" Dedi. Elinden tutup onu yürütmeye devam ettim
"Bunları şimdi düşünme papatyam evimize gidelim."
Kartı okutup kapıyı açtım. İki katlı dubleks daire sadelikle dizayn edilmişti. Arkamdan gelen kapı sesiyle Karıma döndüm gülümseyerek.
",Ev nasıl? Gelmeden önce resimlerine baktım ama senin de beğenmeni istiyorum. " Dedim. Eve bakmak yerine gözlerime bakmaya devam etti.
"Bahar?"
"Ne Bahar? Bu evi istediğimi mi sanıyorsun. Sen olmadıktan sonra benim evim olabilir mi Berzan? Gideceksin! Gitmeden önce bana hapishane armağan ediyorsun. Sensiz bir hayat istemedim ben. Biraz mutluluk istedim seninle çok gördüler bana. Halime bak ölüden farkım yok! Nefes alamadım ben! O otel odasında gecelerce nefesim kesilene kadar ağladım. Hak etmediğim halde reva gördüler bana bu yalnızlığı. Çok şey istemedim , yemin ederim çok şey istemedim." Dedi feryat figan ağladı. Uzanmak istedim kırmaktan korktum. Böyle olsun bende istemedim Bahar'ım...
Koskoca şehrin hiç olmadığın sokaklarında bile seni görme umuduyla etrafa bakmanın nasıl hissettirdiğini bilmiyorsun...
"Üzgünüm..."
"Üzgünsün! Bende üzgünüm Berzan. Bebeğimi kaybettim acımı yalnız yaşadım. Ne olacak bundan sonra acımı, hüznümü yalnızmı yaşayacağım. Sen hayatımda iki gün mü olacaksın?"
Kollarımın arasına aldım onu ağlamaya devam etti.
"Bunu bize yapanları bulacağım. Ben hep senin yanında olacağım. Nefesimi kesemem Papatyam. Uzun bir yolumuz olacak birbirimize hasret kalacağız ama inanıyorum sonunda mutluluk bizi bulacak. Sadece bunu sana sormak istiyorum son defa. Bu yolda benimle yürümek istersen mutlu olurum ama eğer istemezsen - bilmiyorum Bahar'ım seni zorlamam." Dedim. Kalbim gümbür gümbür atarken bu sorunun cevabı belki çok ağır olacaktı. Nasıl iyi hissedecekse öyle olsun istiyordum.
"Mutlu olacağız... Son defa buna inanmak istiyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL《LANETLİ PAPATYA》
Novela JuvenilTöre hikayesidir Genç bir kızın düğün günü öğrendiği gerçekle terkedilisinin ardından tüm hayatını değiştirerek farkında olmadan herşeyin başladığı yere MARDİN'e yerleşir. 19 yıl sonra öğrendiği yakınlarıyla mutlu huzurlu yaşarken atladığı bir şey...