BÖLÜM 48

336 18 5
                                    

Yeni fırlatıp attım telefonumu eğilip aldım. Ekranı paramparça olmuştu. Yan düğmesine basıp açtım kapanan telefonu.

Kırılmış olan ekrana rağmen hala dokunmatik çalışıyordu. Gerekeni yapacaktım elbet. Ezeberimde olup daha önce de kaydettiğim numarayı tuşladım. Dedemi arıyordum...

Lakin telefonda telesekret ulaşılamıyor diyordu. Belki de şarjı bitmişti elbet görünce dönerdi numarama. Eski numaram değildi lakin illa ki görürdü.

Akşam karanlığı çökmüştü Rize'ye. Efil efil rüzgar esip tenime değiyordu. 2 gün geçmesine rağmen dedem aramama geri dönmemişti. Merakım git gide artıyordu. Endişeleniyordum...

3 yıldan sonra onu arayıp ulaşamamak içimde sıkıntıya sebep oluyordu. Berzan'ın bana söylemediği şeyler varsa...

Ben kaldiramazdım...

Laptopdan aile avukatımızın ismini yazdım. Ulaşım için verilen numarayı telefonuma yazıp tuşladım.

"Alo iyi günler Sadi Yüksel avukatlık bürosu buyrun. "

"Merhaba. Sadi beyle görüşmek isterim kendisine telefonumu ulaştırır mısınız?" Dedim ancak beklediğimin aksine genç kız.

"Hangi konuda? Önce ben yardımcı olmak isterim direkt sizi ona bağlayamam."

"Bahar Taşkıran telefonda derseniz hemen geri dönecektir. "

"Peki kendisine iletirim. Görüşmek isterse size döner. İyi günler." Dedi ve telefonu kapattı.

Görüşmemizin üzerinden saatler geçmesine rağmen geri dönmemişti avukat bey. Vakit geçtikçe stresin artıyordu. Pimi çekilmiş bomba gibiydim. Kızım bile bunu hissediyormuş gibi yanıma gelmiyordu. Fatma abla onunla ilgileniyordu bütün gün dışarıda parkta gezdiriyordu.

Anlatmamıştım derdimi... Onların yerine ben utanmıştım.

Tekrar büroyu aradım.

"İyi günler Sadi Yüksel avukatlık bürosu."

"Dün sizi aradım bana geri dönmediniz bakın önemli diyorum derhal Sadi beyle görüşmeliyim."

"Adınızi öğrenebilir miyim? Not alacağım." Dediğinde gözlerimi devirdim. Yeni mi gerçekten!

"Bahar Taşkıran!"

"Hm Bahar Taşkıran."

"Kim dedin? Bahar Taşkıran mı?"
"Evet Sadi bey. Sizinle görüşmek isteyen biri."
"Ver telefonu! Alo ?"

"Sadi bey kaç gündür size ulaşmaya çalışıyorum."

"Ama siz..."

"Evet lütfen konumuz şuan yaşayıp yaşamamam değil. Günlerdir dedeme ulaşamıyorum. Onun yaptığı her işte mutlak suretle siz olursunuz. Numarasını mi değiştirdi ? İyi mi dedem." Dedim . Telefonda oluşan sessizlik kalbimde sıkışmaya sebep oldu. Bu sessizlik yakıyordu içimi.

"Bahar hanım. Dedenizi 2 yıl önce kaybettik. " Dedi telefon elimden kayıp düşmüştü.

İnsanın dünyası başına nasıl yıkılırdı. Çaresiz kaldığındamı bu olurdu. Duyduğum an şok geçirdim. Hüngür hüngür dakikalarca ağladım.

Okyanusta kağıttan bir gemi gibi hissettim. Su yüzeyinde kalmak için direnen ama suyun acının verdiği ıslaklıkla gittikçe parçalanarak batıyordum.

Bugün Berzan gelecekti. Kendimi toparlayacak asla hiçbirine yem olmayacaktım. Kalbimin dağınıklığıyla kalkıp sevgili kocamın ilk karısı olarak hazırlandım, süslendim. Gözümden akan yaşlar sürdüğüm rimeli de akıtıyordu. Dakikalarca hem ağlayıp hem makyaj yaptım. Bugün benim yok oluşum değil doğuşum olacaktı. Bu akıttığım yaşlar gözlerimi doluran son yaşlar olacaktı.

BEDEL《LANETLİ PAPATYA》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin