İstanbul macerasını sorunsuz atlatıp Mardine hızlı bir dönüş yapmıştık. Gece yarısı berzan beni odamın kapısına kadar bırakıp çıktı. o meuta güvenmiyordu ben ise hiç güvenmiyordum ama yalnız değildim. Dedem vardı hem yakın zamanda düğünümüz olacaktı. Nişanlısı olmuştum artık kim ne yapabilirdi Aymaların biricik gelini Bahar Ayma'ya . Ahh... düşüncesi bile içimi ısıtmıştı Berzan'ın karısı olacağım günü heyecanla bekliyordum...
Yolculuğun ve günün verdiği yorgunlukla uyuyakaldım.
Gecenin yarısında gördüğüm kabus yüreğimi ağzıma getirmişti. Nefes nefese ayaklanıp baş ucumdaki su dolu bardağı içtim. Kalbim kulaklarımda atıyordu. telefonumu elime alıp Berzan'ın adına tıkladım.
İlk çalışta açan olmadı ikinci çalıta kapatmak isterken karşıdan uykulu sesini duydum.
"Bahar'ım..."
"Berzan"
"Iyi misin sen papatyam? Bir şey mi oldu? Sesin kötü geliyor. Hemen geliyorum!" Dedi telaşla. Onun telaşı kabusumu unutturmuştu.
Gülümsedim...
Daha çok şükür edecektim belli ki..
"Yok! Bir şey yok. Sadece.. seni özledim..." dedim.
Özlemiştim...
Yanımda olup bana geçmişimi unutturmasını istiyordum.
Bana sarılmasını
Beni öpmesini istiyordum.
Geçmişi unut biz geleceği birlikte var edeceğiz demesine ihtiyacım vardı.
"Olmasa da geleyim " dedi muzipçe. Uykusunu kaçırdık beyfendinin.
"Hayır canım. Adetleri unuttun sanırım." dedim, oflayıp ic çekişini duydum.
"Ne kadar bekleyeceğiz.. yarın davet edin gelelim." Dedi.
Mardin'de adettir , nişandan sonra damat ve ailesi yemeğe davet edilir. Böylelikle damadın yolu açılmış olur. Yemeğe kadar damat gelinin evine gelemez. Gerçi sağolsun dün gece zahmet edip yatak odamın kapısına kadar bıraktı .
"Bilmem. Hate daye ne zaman isterse o zaman :D belki sana çektirmek ister. Kız evi naz evidir.." dedim. Karşıdan gelen of of nidasıyla, kıkırdadım.
"Berzan.."
"Efendim?"
"Sana anlatmam gereken önemli konular var." Dedim. Ona geçmişimi anlatacaktım. Bu kabuslar fırtına öncesi sessizlikti. Kötüye yormazdım, hatta çoğu zaman unutur giderdim ama korkuyordum...
"Ne gibi önemli? Şimdi dinliyorum.." dedi .
"Şimdi olmaz ! Yüz yüze görüştüğümüzde konuşuruz.! Ben kötü bir rüya gördüm. Uyanır uyanmaz da seni aradım..."
"Hayır olsun inşallah. Anlatma papatyam toz olsun, uçsun boşlukta kaybolsun. Sen bizim geleceğimize bak sadece umutla. Allah kalan ömrümüzü huzurla, birlikte kılsın inşallah. "
"İnşallah canım " dedim burukça gülümseyerek.
İnşallah...
Sabahın 05.30'a kadar konuşmuştuk. Benim kapatasım olmasada, Berzan telefonda uykuya kalmıştı.
Gülsem mi üzülsem mi bilemedim..
Bende telefonu kapatıp, duşa girdim. Zaten neredeyse sabahti. Uyusam ne , uyumasam ne.
Üzerime kırmızı renk dizimin üstünde elbisemi giydim. Şirkete gidecektim yapmam gereken ve tabi öğrenmem bir yığın iş beni bekliyordu.
Nasıl baş edeceğimi bile bilemiyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL《LANETLİ PAPATYA》
Novela JuvenilTöre hikayesidir Genç bir kızın düğün günü öğrendiği gerçekle terkedilisinin ardından tüm hayatını değiştirerek farkında olmadan herşeyin başladığı yere MARDİN'e yerleşir. 19 yıl sonra öğrendiği yakınlarıyla mutlu huzurlu yaşarken atladığı bir şey...