Onu burada gördüğüm için çok mutlu olmuştum. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle, "Beni buradan kurtarmaya mı geldin?" diye sordum.
Sorumu duyunca şen bir kahkaha attı.
"Hazır elime düşmüşken niye böyle bir şey yapayım? Seni yakalayanlardan biri de benim. Gerçi kar maskem beni tanımana engel olmuştur."
Duyduklarımdan sonra suratım asıldı. Ben de onu görünce beni kurtarmaya geldiğini düşünerek sevinmiştim. Keşke onu spor salonunda daha çok dövseydim. Hala suratında o gün yediği dayağın izleri duruyordu. Artık burdan kurtulduğumda onun icabına bakacaktım. Bunu düşününce içimdeki hayal kırıklığı etkisini yitirdi.
Elimi hala ağrıyan enseme götürdüm.
Ona duyduğum öfkeyle, "Enseme vuran sen misin? Hala başım ağrıyor." diye sert bir tonda sordum.
Halinden hoşnut bir şekilde sırıttı. "Senin iyi dövüştüğünü biliyorum. Başka türlü seni ele geçiremezdik. Baş ağrının geçmesi için de birazdan ağrı kesici getiririm."
Karşıma geçerek sırıtması beni öfkelendirdi. "Seni orospu çocuğu. Bunu niye yaptın? Beni niye buraya getirdin?"
"Seni başka türlü ele geçiremezdim. Hiç yalnız kalmıyorsun. Yanında biri olmadığı zaman da kameralar seni takip ediyor. Seni kaçırmaktan başka şansım yoktu. "
Bunlar benim sorduğum sorunun cevapları değildi. Ondan öğrenmek istediğim şeylerin cevabını hala vermemişti. Ben de şansımı tekrar denedim.
"Tekrar soruyorum. Beni niye buraya getirdin. Amacın ne?"
Nick elini siyah saçlarının içinden geçirdi. Sorumu cevaplamadan kapıya doğru yürüdü.
"Uyanıp uyanmadığını görmek için gelmiştim. Şimdi gidip sana ağrı kesici bulayım. Sakın buradan ayrılma. Ben birazdan gelirim," diyerek bana göz kırptı.
Şerefsiz adam buradan başka bir yere gidemeyeceğimi bildiği halde benimle dalga geçiyordu.
Nick'in beni kaçırdığına hala inanamıyordum. Düşününce beni kaçırması için ortada bir sebep de yoktu. O yüzden onunla düzgün tonda bir iletişim kurmalıydım. Ağrı kesiciyi içtip kendimi hemen toplamam gerekiyordu. Nick'i konuşturduktan sonra onu bir güzel benzetip buradan hemen çıkmalıydım.
Yine ayak sesleri duyuldu ve sonrasında kapı açıldı. Maalesef gelen Nick değildi.
Daha önce görmediğim bir insan elindeki plastik su şişesini ve 1 kutu ilacı odanın girişine bırakarak hemen kapıyı kapattı. Anlaşılan Nick onu benim hakkımda uyarmıştı. Bana karşı herkes böyle temkinli yaklaşırsa, buradan kurtulmam uzun sürerdi. Artık bunları sonra düşünürdüm. Önce beni rahatsız eden şu ağrılardan kurtulmalıydım.
Kapıya doğru yürüyüp yerden ağrı kesici ve suyu aldım. Kutudan bir tane ilaç çıkarıp suyla birlikte hemen içtim. İşim bitince plastik su şişesini ve ilaç kutusunu komodinin üzerine bıraktım. Şiltenin pis olmasını umursamadan yatağa uzanıp gözlerimi kapadım. Ağrı kesicinin etki etmesini beklerken uykuya daldım.
*****
Kapının açılma sesiyle uykumdan uyandım. Bana ilaç getiren insan odanın girişine yiyecek bir şeyler bırakarak hemen kapıyı kapattı.
Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum. Ama artık ağrılarımdan kurtulmuş ve kendimi daha iyi hissediyordum. Karnım guruldamaya başladı. Güçlenmek için ne getirdilerse hepsini yemeyi düşünüyordum.
Plastik bir tepsinin üzerinde duran kesekağıdından gelen koku yemeğimle ilgili ipucu verdi. Kesevkağıdını açtığımda beni hamburger ve patates kızartması karşıladı. Yanında karton bardakta kola da vardı. Çok soğuk olduğu için yemeğimi yedikten sonra onu içecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Nefes (TAMAMLANDI)
VampireKararlı ve duygusuz olduğuna güvendiğim sesle, "Onları serbest bırakmak için ne istiyorsun?" diye sordum. Fazla düşünmeden soruma yanıt verdi. "Seni!" Tek kelimelik bu cevap tam da duymak istediğim şeydi. "Gel de al o zaman orospu çocuğu. Arkada...