9

2.4K 217 21
                                    

🥰Eveet, hepinize merhaba sevgili okuyucular. Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım bu bölümü seversiniz. Yorumlarınız ve oylarınız benim için çok önemli düşüncelerinizi çok merak ediyorum.

Siz bu bölüme daha başlamadan anlatmak istediklerim var. Öncelikle beni her daim destekleyen AYENURBAYRAM728 'e teşekkür ediyorum.
Bu hikayeyi bir yıldan uzun zamandır yazmaya çalışıyorum. Doğrusu ilk bölümü. Kurgulayıp yazıya dökmek çok zamanımı aldı ve hala alıyor. Yeni bölüm atmak içinde en az 4 gün hiç durmadan uğraşıyorum ve tüm işlerimi geride bırakarak.

Anlayışınız için teşekkür ederim. Ve üzülerek söylüyorum ki diğer bölüm gecikecek, çünkü cumaya kadar sınavlarım var. Ardından tüm hızla devam ediyoruz, iyi okumalaar.🥰🥰

***
Elio kaçtığı duyguların esiri  olmuştu adeta. Aşk onu kaçtıkça kovalamış sonrasında bağlamıştı. Aşkı onu iyileştirmiş bütünlüğünü sağlamıştı. Kendini kanıtlamanın verdiği mutlulukla bir süre ejderha olmanın tadını çıkardı.

Gri gözlerini uzun kuyruğuna dikmişti.  Saatlerdir kendi etrafında dönüyor, kuyruğunu yakalamaya çalışıyordu. İçindeki baskı azalmış adeta kuş kadar hafiflemişti.

Kafasında gezen onlarca tilki bir andan susmuştu.
İçindeki yok et, yak yık diyerek haykıran ejderhası sus pus olmuş serbest kalmanın mutluluğuyla bir bir kedi gibi mırıldıyordu zihninde.

Lucas gözlerini etrafta dönüp duran ejderhadan bir kez olsun çekmemiş anın güzelliğine kendini kaptırmıştı. Elio şu an küçük bir çocuktan farksızdı. Yüzünde küçük bir gülümsemeyle Elio’yu izlerken yaşanan tüm kötü olaylar zihninden tek tek silinmişti.

Ejderha hevesle zıplıyor, kanatlarını çırpıyor ve koşturuyordu. Her kanat çırpışında yerdeki tozlar havaya kalkıp Lucas’ın üzerine boca ediyordu. Üstü başı toz olmuş, gözerine hep toz girmişti.

“Hadi bakalım koca bebek eve gitme vakti geldi.” Elio zıplamayı bırakmış yanına koşmuştu. Kafasını hemen Lucas’a uzatmıştı.

Lucas gülerek başını okşamaya başladı. “İşine gelince beni sev dersin. Ama beni taşı dediğimde izin vermezsin.”

Elio başını iki yana salladığında Lucas homurdanarak yürümeye başladı. elio’yu ikna etmeye çalışmış fakat sırtına binmeye bir türlü ikna edememişti. Ejderha gökte süzülürken onunla rüzgâra kapılmayı istiyordu. “Elbet o çok sakındığın sırtına bineceğim. Gör bak.”

Elio nispet yapar gibi havalanmış eve doğru uçmaya başlamıştı. Lucas’da arkasından söylenerek yürüyordu.

Eve vardığında Elio çoktan insana dönmüş ve üzerine bir şeyler geçirmişti. Etrafta az da olsa küçük kıvılcımlar uçuşuyordu.
Lucas geldiğinde onu kolundan tutup hızla kendine çekip sarıldı.

Ah, gerçekten buna ihtiyaçları vardı. Lucas ani gelen hamleyle ilk başta afalladı fakat kollarını iri bedene sarıp çok özlediği sıcaklığın tüm vücuduna yayımasına izin verdi. Kafasını Elio’nun boyun girintisine sokup kendine has ejderha kokusunu içine çekti.

Keskin ama bir o kadar naif kokusu Lucas’ı mayıştırmaya yetiyordu. Yanık ve sıcak fakat midesinde çiçekler açtırıyordu.

“Özür dilerim. Çok özür dilerim.” Sarılışını sıkılaştırıp Lucas’ı daha çok kendine çekti. Bedenleri o kadar iç içe girdi ki bir bütün oluşturmuştu. Lucas’ın dalgalı saçlarına toz içinde olsa da hiç umursamadan uzun bir öpücük kondurdu.

EJDER'İN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin