Aay ay ben geldim canlarım. Bir konuda çok kıtlık çekiyorum. O da isimler. Atıyorum gidiyor, o yüzden takmayın pek. Keyifli okumalaaar.
Bir tohum nasıl filizlenir bilir misiniz? Ekilen bir tohum toprağın içindeki mineraller ve ona can veren suyla yavaş yavaş gelişir, bir filiz salar ve yavaşça gün yüzüne çıkar. En sonunda yapraklarını açar ve çiçeklenir. İşte Lucas'ın kalbinde de aynı bu şekilde mutluktuk filizlenmişti.
Karnında küçük bir tohum vardı. Rahmi toprağı, suyu da Elio'nun aşkıydı. Gün yüzüne çıkmasıysa Kahinin sözleriydi. O an dili tutulmuş tek bir laf dahi söyleyememişti. Adeta olduğu yere çakılı kalmış hareket edemiyordu.
Adamın yüzüne bön bön bakıyordu ki adam cevap alamayacağını fark edince elini yüzünün hizasında sallamaya başladı. Kendine gelen Lucas hızla önündeki elleri tutarak sıktı.
"Siz ciddi misiniz? Yani şimdi ben hamileyim? Bir dakika siz bizi nasıl-nasıl bildiniz?
Fark edilmeleri imkansızdı, Hamile lafına o kadar dalmıştı ki ejderhadan olduğunu söylemesine dikkat etmemişti. Vardığı farkındalıkla birden telaşlandı.
"Sakin ol çocuğum, merak etme kimseye söylemeyeceğim, için rahat olsun. Karnında bir mucize yatıyor, onu nasıl ölüme sürükleyebilirim ki?"
"Siz nasıl hamile olduğumu anladınız? Üstelik ben bir erkeğim. Ve Elio bir ejderha ondan korkup bizi ihbar etmeyecek misiniz?"
"Nasıl bildiğime gelirsek ben basitçe kahin olduğumu söyleyebilirim. Aman ağzından kaçırma bu bir sır."
Elinden tutarak yavaşça banka oturttu. Güney Krallığı'na vardığımızda benimle gelmenizi istiyorum. Size anlatacaklarım var. Detayları daha sonra konuşuruz. Ejderhanın seni kaçırdığı günden beri bu anı bekliyorum."
"Lucas iyi misin, yüzün bembeyaz kesmiş?" Elio konuşmaları duymamış olacak ki merakla sormuştu.
Çocukcağız adeta şaşkınlıktan konuşamaz hale gelmişti. Gözlerini yaşlı adama dikmiş hala inanamıyormuşçasına bakıyordu. Yanına gelen sevgilisini dahi fark edememişti. Bir eli karnında bir eli de yaşlı adamı tutuyordu. Atmosfere anlam veremeyen Elio'nun gözleri ikilinin arasında gidip geldi."Her şey yolunda mi? Sorun ne?"
Lucas daldığı düşüncelersen çıkıp ona merakla bakan sevgilisini fark etti. Yüzünde tekrar bir gülümseme peydahlana vermişti o an. Kimin ne diyeceği düşünmeden oğlana sarılı verdi bir an.
"Hey sen iyi misin?" Sarılan bedeni kendisinden uzaklaştırarak yüzünü avuçlarının içine aldı. Lucas ona dolu gözlerle gülümseyerek bakıyordu.
"Hem de çok iyiyim. Her şeyi anlatacağım ama amcanın evine gidince tamam mı?"
Arkadan gelen bir öksürük sesiyle birbirlerinden ayrılıp yaşlı adama dönmüşlerdi. "Bu arada bayım bize isminizi bahşetmediniz."
"Ah ne kadar da saygısızım. Ben Saffat. Bana ismini söylemene gerek yok genç adam, zaten biliyorum."
İki gün boyunca birlikte yol almışlar fakat isimlerini sormayı akıl edememeişlerdi. İkisi de adama amca diyerek seslendikleri için pek isim sormayı gerek duymamışlardı doğrusu.
Elio'nun azı açık bir şekilde kalakalmıştı. Lucas ise onun bu sevimli haline kıkırdamakla yetindi. Yanında ona gülen sevgilisine sorarcasına baktı.
"Eve gidince anlatacağım dedim ya."
Gözünü güvertede gezdirdiğinde birçok kişinin onlara baktığını fark edip kendini Elio'dan biraz daha uzaklaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDER'İN KALBİ
RomantizmKalbinde ne kin ne de nefret. Öyle safça sevdiler ki birbirlerini, Yaktı yıktı her yeri, ejderha ateşi. Bir esaretti aslında onlarınki, Özgürlüğe nasıl evrildi? Ölümle süzülürken, Yeşil ve gri birleşti. Ateş ve buz gibi, Eridi Ejder'in Kalbi. Mpre...