EJDER'İN KALBİ

22

Herkese merhaba. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı merak ediyorum. Yeni bir bölümde görüşmek üzere. 😊👶

Sevgili Elio,
Umarım sen ve sevgili eşinin sıhhati yerindedir. Sana geç mektup yolladığım için özürlerimi iletmek istiyorum. Önceki mektubu yolladığım vakit askerler beni tutukladı. Nedenini hala çözebilmiş değilim fakat bunun ejderha korkusundan olduğunu tahmin ediyorum. Ama kötü bir haber olmadığını sana temin ederim. Dük ile görüşme sağlayabildim ve olası bir savaş çıkmasına karşı önlemler aldığını söyledi. Hala ejderhanın yarattığı korku topraklarda geziyor. Geçen üç ayda ülkede çok şey değişti. Kuzey sınırının güvenliğinin sıkılaştırılması şu sıralar ülkenin ilgisini o yöne çekmekte. Bu da Lucas’ın yaşadığı haberinin Elena’nın kulağına gitmediğini doğruluyor. Yoksa çoktan Güneş Krallığı’nın kapısına dayanmışlardı. Sana mutlu bir haberim var Küçük Johnny’yi hatırlıyorsundur. O bu yazın sonunda Zack ile dünya evine girecek. En içten dileklerini iletmemi istedi. Gönül isterdi ki sizi de düğünde görmek nasip olsaydı. Bu arada Mathilda’dan bahsetmezsem kesin başımın etini yer. Lucas’a selamlarını iletiyor. Küçük pıtırcığı görmek için sabırsızlandığını söyledi. Umarım fırsat bulur ve en kısa zamanda yanınıza gelebiliriz.
Sevgiyle kalın, Saffat.

Elio biraz önce mektubu getiren postacıya teşekkür edip odaya doğru ilerledi. Güney Ejder Krallığı'nın şuanlık bir tehlike arz etmiyor oluşu içini rahatlatmıştı. Olası bir saldırıda nasıl karşılık vereceğini bilmiyordu. Lucas hamileliğinin son aylarına gelmiş ve ona bir şey olabilir düşüncesi bile savaş başlamadan aklını meşgul ediyordu.
Derin bir nefes alarak odaya doğru ilerledi. Lucas geniş yatakta yatmış kendisini kontrol eden doktorla gülüşerek sohbet ediyordu. Yüzü eskisinden de solgun, açıkta kalan karnı bir karpuz kadar büyük ve geniş mor damarlarla çevrili olması bir kez daha iç çekmesine sebep oldu.

Lucas’ın hamileliği iki aydır o kadar kötü bir durum almıştı ki artık yürüyemez hale gelmişti. Her gece karnına giren sancılarla çığlık atarak kalkıyor ve doktor hiçbir zaman yanından eksik olmuyordu. Ejderhanın varlığı çabucak çıkmak için her çırpındığında bunun bedelini Lucas çok acı çekiyordu. Ejderhanın ateşi daha doğmadan kendisini belli etmeye başlamış ve ateşi sık sık dışarı vuruyor ve Lucas’ı hasta ediyordu.

Şimdiyse son sancı atağını atlatmış ve zayıflıktan incelmiş kolunda nabzını ölçerek şakalar yapan doktora gülümsüyordu. Elio onu gülümsemesini görünce çok sevinmişti ama kendisine bile zor gülen eşinin doktora bu kadar içten gülmesini kıskanmadı değildi.
Çok zor bir süreçten geçiyorlardı. Elio acı çeken eşi için bir şey yapamadığından kendini suçlu hissediyordu.

Yanlarına yaklaşarak yatağın ucuna oturarak ilk önce büyük karna bir öpücük kondurmuş sonra da eşine uzanarak terden ıslanmış alnına uzunca öpmüştü. Lucas eşine dönerek gülümsedi.

“Biraz daha iyi misin balım?”
“Sabaha göre daha iyi hissediyorum. Sağ olsun William’ın yaptığı ilaç iyi geldi.”

Yanına yatan eşine yanaşarak biraz daha temas etmesini sağladı. Elio onunla temas etmeye korkar olmuştu. Çünkü o kadar zayıflamıştı ki dokunsa kırılacakmış gibi hissediyordu.
“Çabaların için teşekkür ederim William, en azından ilaç da olsa bir şey yemiş oldu.”

“Rica ederim, ben sizi yalnız bırakayım. İhtiyacınız olduğunda zili çalmaya çekinmeyin lütfen.”
İkisi de bir ağızdan teşekkül ederek William'ı yollamıştı.

Elio Lucas’ın iyice uzamış olan saçlarını usulca sevmeye başladığında Lucas da günlerdir uykusuz kaldığı için iyice mayışmıştı. Aralarında boşluk kalmayıncaya kadar dip dibe girmişleri ve Lucas başını yan yatan eşinin omzuna yaslayarak sıcaklığının etkisiyle gözlerini kapatmıştı.