☆☆☆☆☆
Ay ay ay. Dayanamadım, hemen bölüm yazdım. İyi okumalaaar. 😊😊
☆☆☆☆Lucas gök gürültüsünden sıçrayarak kalktı. Etrafına baktığında karanlıktan hiçbir şey gözükmüyordu. Yan tarafına elini uzatmış fakat boşluktan başka bir şey bulamamıştı. Elio yanında yoktu. Bu farkındalıkla daha da korkmaya başladı. Tam yataktan kalkacakken kapıdaki hareketlenmeyle çığlık atmaya başladı.
"Korkma, benim. Sadece fırtına çıktığı için kapıyı kapatmaya gittim." Bir kibrit alıp masadaki mumu yaktı.
Lucas'ın korkudan dolmuş gözlerini. Görünce ona doğru yürüdü. Yanına gelen Elio"ya hızla sarıldı Lucas.
Elio sarılışına karlılık verip bir elini saçlarına atıp usulca okşadı.
"Tamam, geçti artık buradayım korkma."
Hem soğuktan hem de korkudan titreyişi Elio'nun sıcaklığıyla yavaşa azalmaya başladı.
"Neden giderken söylemiyorsun. Ben gök gürültüsünden çok korkarım." Elio dudaklarını büzerek konuşan bedene dayanamıyormuş gibi derin bir nefes aldı. Bir elini yanağına atmış, akmakta olan göz yaşını sildi. Gözlerindeki ormanlara yağmur düşmüştü.
"Prens hazretlerini güzellik uykusundan uyandırmak istemedim."
Gülerek söylediği sözle Lukas onun koluna bir tane vurup arkasına döndü.
"Bana öyle deme diyorum sana." Tatlı sitemi onu daha fazla güldürüyordu.
"Ama prenssiniz, prensim."
Lucas mızmızlanarak kafasını yastığa daha fazla gömdü.
"Ne yapmaya çalışıyorsun öyle."
Kafasını yastıktan çekmeye çalışıyor ama Lucas daha fazla gömmeye çalışıyordu. "Kendimi boğmaya çalışıyorum. Benimle hep dalga geçiyorsun."
"Haşa ne haddime Prensim."
"Elio, lütfen artık bana öyle deme. Yoksa sana Amca demeye başlayacağım." Elio'ya dönmüş yeşillerini grilere dikti.
Ejderhaların büyüme hızı bir insana oranla daha farklıydı. Bir ejderha doğduktan yaklaşık yedi yıla kadar bir insan hızında büyür daha sonra büyümesi yavaşlardı. Elio bir ejderha olarak düşünülürse elli küsür yaşındaydı fakat görünüşü on dokuz yaşında bir genç gibiydi. Lucas onun yaşına takmıyor olsa da Elio onunla dalga geçerse o da amca diyerek sesleniyordu.
İki elini yukarı kaldırdı, "Tamam pes ediyorum, hadi uyuyalım." Lucas, biraz daha kayarak yer açtı. Yanına yatan bedene iyice sarılarak uykusuna kaldığı yerden devam etmeye çalıştı.
Bir süre dışarıdaki gök gürültüsünden uyuyamadı.
Dağın içinde olsalar dahi ses çok yüksekti. Belli ki fırtına baya şiddetliydi.
Elio, bir eli Lucas'ın belinde bir eli yumuşak saçları okşuyordu. Lucas iyice mayıştı, burnunu mis gibi kokan boyna sürtüp minik mırıltılarla uyumaya devam etti.
Elio derince yutkunarak çocuğun bu hareketini hazmetmeye çalışıyordu. Çocuk onun sınırlarını çok zorluyordu. Aralarındaki bu çekime ne dur diyorlar de de dillendiriyorlardı.
İtiraf etmeseler de aralarındaki çekim gözle görülür bir biçimdeydi.
*******
Ertesi sabah Lucas çok endişeliydi. Buraya geleli bir ay olacaktı ve adet günü gelmişti. Bir iki güne kalmaz ansızın hastalanabilirdi. Bunu Elio’ya nasıl açıklayabilir bilmiyordu.
İki gündür dışarıda fırtına vardı. Evden çıkamamışlardı. Tüm gün elinde kitapla yatakta oturuyordu.Elio dışarı çıkmış, ekinlere zarar gelmesin diye üzerini örtecekti. Tam o vakit Lucas karnında kasılmalar hissetti. Kitabını kapatıp kalkana kadar kan üzerindeki çarşafa geçmişti bile. O an ne yapacağını bilememiş hemen çarşafı kaldırmaya çalışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDER'İN KALBİ
RomanceKalbinde ne kin ne de nefret. Öyle safça sevdiler ki birbirlerini, Yaktı yıktı her yeri, ejderha ateşi. Bir esaretti aslında onlarınki, Özgürlüğe nasıl evrildi? Ölümle süzülürken, Yeşil ve gri birleşti. Ateş ve buz gibi, Eridi Ejder'in Kalbi. Mpre...