Ben geldiiim. Ay geçen bölüm paylaştım sanıyordum ama görsel atmamışım. Kimse de söylemedi skdkdk. Ve bahsettiğim yüzükler bunlar. Keyifli okumalar. Kocama öpüyorum hepinizi.
Var olan tüm olumlu düşünceler, yıktığı tüm hayaller altüst olmuş şekilde uçuyordu göklerde. Sırtında yaralı bir şekilde zar zor tutunan sevdiğiyle kaçıyordu tüm gerçeklerden. Güneş batana kadar izlemiş şimdiyse karanlığın içinde yolunu bulmaya çalışan yavru kuş kadar savunmasızdı. Hayır güçlüydü, ama yaşadıkları ve sevgilisin zarar görmüş olması, onları yalnız bırakmış olması kahrediyordu onu.
Ejderhalar ağlayabilir mi diye sormuştu bir kere Lucas. O zaman hayır dese de şimdi ağlayabildiğini öğrenmişti. Yoksa arada ejderha sıcaklığıyla buharlaşana kadar görüşünü bulanıklaştıran bu sıvının başka açıklaması yoktu.
Yavaş uçuyordu, uçuşunda oluşan sürtünme rüzgarın şiddetiyle birleştiğinde zaten zar sor tutunan Lucas’ı etkilemesin diye. Arada iyice yavaşlayıp durumunu kontrol ediyor ağlar gibi ses çıkarıyordu, Lucas’tan bir tepki aldığında biraz daha hızlanıyordu. Gecenin karanlığını bir güneş gibi bölen ışıltılı bir yerleşke gördüğünde Elio daha da alçalmıştı.
Borazanlar çalmaya başladığında Elio bir an onlara saldıracaklarını sanıp yükseldi.
“Şşt, sakin ol koca oğlan, onlar bize selam veriyor. Ejderhanın gelişini duyuruyorlar.”
Tekrar alçalmış ve oldukça geniş olan surlardan bir sorun olmadan içeri girmişti. Gece olmasına rağmen gündüz gibi parlayan bu yer Elio’nun gözlerini almış bir an nerede duracağını bilemeyerek insanlar üzerine uçmaya başlamıştı.
Geldiği gibi bir kargaşa çıkmıştı adeta. Askerler hizaya geçmiş Elio’nun inmesi için işaret yapıyorlardı.
Çok fazla asker vardı, ışık ve ses oldukça onu rahatsız etmiş, izlenme duygusu midesini karıştırıyordu. Acelece yere ayak basmış ve eğilerek Lucas’ın inmesini salladı. Ağzındaki keseyi o göstermeden bir askere doğru bıraktığında ona hırladı ve askere o benim sinyalini verdikten sonra hızla dönüştü.
Bir şaşkınlık nidası koro şeklinde etrafını sarmıştı. Ejderhadan çıkan kıvılcımlar esen rüzgarın etkisiyle bir sarmal şeklinde yükselmiş görsel şölen oluşturarak yok olmuştu.
Karşılarında anadan doğma bir oğlan çıkmış ve oda askerlerin kolundan tutup ayakta kalmaya çalışan sevgilisine koşturdu.
“Lucas.”
Elio’nun geçmesiyle hızlıca ona sarılıp ağlamaya başladı. Dizlerinde derman kalmamış yere iyice çöktüklerinde Elio, Lucas’ı sakinleştirmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDER'İN KALBİ
RomanceKalbinde ne kin ne de nefret. Öyle safça sevdiler ki birbirlerini, Yaktı yıktı her yeri, ejderha ateşi. Bir esaretti aslında onlarınki, Özgürlüğe nasıl evrildi? Ölümle süzülürken, Yeşil ve gri birleşti. Ateş ve buz gibi, Eridi Ejder'in Kalbi. Mpre...