|10|

2K 76 26
                                    



    "Bizim hayatımızın senaryosunu kim yazıyor ya? Gerçekten çok merak ediyorum bak! Kamera şakasında falan mı yaşıyoruz acaba?"

       Salonun orta yerinde, doğumhane kapısında heyecandan volta atan baba adayları gibi dört dönen Eliz'in kendi kendine söylenmesiyle uzandığım yerde daha da yayıldım ve çıt çıkartmadan onu izlemeye devam ettim.

    "Kızım ne demek Yalım'la bir anlaşma yaptık? Siz ne ara tanıştınız da bir konuda anlaşma yapacak halde geldiniz? Üç gece içinde ne oldu da ben kaçırdım? Aklım almıyor ya!"

       Dün gece; dövmecinin koltuklarındaki konuşmamızın ardından anlaşmaya vardığımızda hem onu kendi kendine bırakıp düşünmesine alan sağlamak hem de kendime, yaşadıklarımı sindirip ne yapacağıma karar vermek için ona istediği zaman ulaşabileceğini söyleyerek telefon numaramı vermiş ve Persephone'ye geri dönüp uslu bir arkadaş olarak Eliz'in mesaisinin bitmesini beklemiştim.

            Hem geç saatte döndüğümüz için hem de henüz kendim bile olanları kafamın içinde oturtamadığım için uykuyu bahane ederek odama çekilmiş ve olanları ona anlatmayı bugüne bırakmıştım. Düşünmekten yatakta dört dönerek bir gram bile uyumadığım ama az da olsa ne yapacağımı, nasıl bir yol izleyeceğini planladığım gecenin ardından ise bu sabah ikimizin de boş olmasını fırsat bilerek durumu Eliz'e anlatmıştım.

Hoş, düşünmekten su kaynatan zavallı devrelerim bu yorgunluğun üzerine hepten uyuşmaya başlamıştı ama henüz yıkılmamıştım. Ayaktaydım.

    "Anlaşma gibi değil aslında. Çıkar buluşması. İkimizin de bu işin sonunda elde edeceği kazançlar olacak sonuçta, keyfi bir şey yok ortada."

Söylediğim şeye karşın mavi gözlerini dramatik bir şekilde deviren canım arkadaşım, salonda volta atmayı sonunda bırakıp kendini köşe koltuğumuzun boş kalan tarafına bıraktı.

"Senin yiyeceğin haltı anladım zaten canım. Nasıl bir şansın varsa top resmen ayağına kadar gelmiş! Ama o bunu neden istedi ve ne kazanacak, orasını çözemedim!"

Yalım'ın özelini ona anlatmamış olsam da tabi ki kendi düşündüğüm her şeyi olduğu gibi paylaşmıştım. Zaten yeni kurgumda gerçek hayattan karakterlerle bir şeyler denemem fikrine ısınmamı sağlayan önemli etkenlerden biri de kendisiydi. O yüzden Yalım Alaz gibi, girdiği ortamda çabasızca dikkat çekebilen bir tipi karakter yaratmak için seçmemi pek de garipsememişti.

"Dedim ya; söylediğine göre işine yarayacakmışım. Ama nasıl olacak, onu ben de bilmiyorum."

Yaşadığı ataklardan tam olarak bahsetmemiştim ama söz konusu olan anlaşmada benim ona vereceğim şeyin psikolojik yardım gibi bir şey olduğundan bahsetmiştim.

"Yalım'ı barda görüp kim olduğunu sorduğun ilk anda bile onu radarına aldığını anlamıştım ama ne yalan söyleyeyim, böyle bir şey olacağı aklımın ucundan geçmezdi. Hayat resmen sana gel ve istediğini al dedi!"

Tepkisiyle beraber kendimi tutamayıp kıkırdarken uzandığım yerde iyice yayıldım ve kollarımın arasındaki yastığa biraz daha sarılırken tavanla bakışmaya başladım. Daha önce birebir olmasa da birçok defa, gerçek yaşantımda karşıma çıkan insanlardan topladığım örneklerle yan karakterler yaratmıştım ama ilk defa bir baş karakter yapacaktım. Yayın sorumlumun ve okuyucularımın her geçen gün artan merakı ve beklentisiyle birlikte ortaya çıkaracağım şeyin eskilerden çok daha iyi olması gerektiğini kendime hatırlatırken dile getirmesem de içten içe gerilmeden edemiyordum.

ARJİN ||  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin