|62|

548 33 58
                                    




            Aşk sarhoşluğu neydi? İnsan aşık olunca, kalbinde o ilk sızıyı fark ettikten sonra nasıl hissederdi? Neler değişirdi hayatında?

           O sarhoşluk hali nasıl olurdu? Tam olarak bir sınırlaması, belli kıstasları, literatüre geçmiş belli bir tanımı var mıydı? Herkeste aynı mıydı etkisi yoksa kişiden kişiye göre değişir miydi, farklı mıydı?

          Açıkçası bunun cevabını bilmiyordum. Epey bir zamandır düşünüyordum ama bir türlü tek bir sonuca varamamıştım.

               Ama bana göre aşk sarhoşluğu, zamanın bile belli bir zaman sonra varlığını kaybedip yok olduğu bu dünyada gerçekten yaşadığını iliklerine kadar hissetmekti. Geçmişinden gelen kirli havaya, acılarından oluşan nehirlerin girdaplarına rağmen güneşin varlığını unutmamak; sicim gibi yağan yağmurun altında bile sanki hava günlük güneşlikmişçesine koşabilmekti.

    "Güzelim..."

                Her bir vurgusunu ezberlemek istediğim tanıdık ses, kulaklarıma dolduğunda derin bir nefes aldım ve düşüncelerimin bitmeyen sokaklarından çıkarak ona odaklandım.

     "Bu gece fazla sessizsin sanki? İyi misin?"

          Düşüncelerimin girdabından çıkarak içinde bulunduğum ana dönsem bile sessiz kalmaya devam etmeme karşın sorar gibi konuştuğunda, zihnimin derinliklerinden gün yüzüne çıkıp karşıma dikilmek için bekleyen gerçeklere inat huzurla gülümserken üstümdeki ince pikeyi biraz bollaştırdım ve üstünden atar gibi bir hareket yaparken başımı, bakışlarını üzerimde gezdiren adamın sert göğsüne yasladım.

              Tenime çarpan rüzgar üşümeme sebep olsa da aslında içten içe yanıyordum. Yalım Alaz'ın ateşi tüm kalbimi ele geçirmişti ve ruhumu için için yakıp kavuruyordu. Onun yanında, hatta kucağındayken; yüzüme vuran gece serinliğe inat omzumda gezinen biçimli parmakları ve saçlarıma vuran nefesinin sıcaklığı kalbimi ısıtıyordu.

     "Hiç olmadığım kadar iyiyim, şüphen olmasın."

           Sorusuna cevap verirken ona daha da yaslandım. Sayesinde, kaçmaya çalıştığım gerçeklere rağmen ilk defa mutlu olduğumu hissediyordum.

            Karşımdakine göre şekillendirdiğim maskelerim yüzünden gülümsemiyordum mesela, kalbimden geliyordu o gülümsemelerin kaynağı ve hiçbiri sahtelik kokmuyordu. Üzüntülerim de, sevinçlerim de, korkularım da dibine kadar gerçekti.

          Uzun zaman sonra ilk defa birisine karşı tüm maskelerimi indirmek; herkese, her şeye, olanlara ve olacaklara, kaçınılmaz sonlara rağmen onun yanında olmanın huzuruna varmak istiyordum.

             Bizim dışımızda tonla şey oluyordu, belki de çoğuna müdahale bile edemiyor ve getirdikleri rüzgarın içinde savrulup duruyorduk. Ama ben şu an hiçbirini umursamadan onun göğsüne yaslanmış, dolunay ve yıldızların ışıklandırdığı gökyüzünü izliyordum.

            Dün, kamptan dönüp ona geldiğimde geceyi yine birlikte geçirmiştik. Günlerdir eve dönmemem, üstüne üstlük ani gelişen planlar yüzünden bunu sürekli son dakika haber vermem Eliz'den sağlam bir azar işitmeme ve eve döndüğüm ilk anda tepeme binerek tüm olan biteni ayrıntılı anlatmadan beni salmayacağını bilmeme sebep olsa da şu an bunu dert etmiyordum.

             Çünkü, her şeye rağmen gerçekten mutlu olduğumu ve Yalım'ın yanındayken kendimi iyi hissettiğimi o da çok iyi biliyordu. Bu yüzden, 'Bana da iyice sepet havası çalıyorsun artık, bakıyorum da Yalım beyden sonra pabucum dama atıldı, unutuldum Pera hanım!' diyerek telefonda atar yapsa bile bana gerçekten kızmadığını ya da böyle bir şey için bana kırılmayacağını da adım gibi biliyordum.

ARJİN ||  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin