Gürültülü elektronik müzik, DJ'in kontrolü altında bir yükselip bir alçalırken şarkıların ritmine eşlik eden renkli ışıkların hareketlerinin eskisi kadar gözümü yormadığı gerçeğiyle buraya alıştığımı bir kez daha fark ettim.Artık; gece yarısına yaklaşan saatle birlikte iyice loş hale gelen ortam ve hengameye de, insan kalabalığına da, içki trafiğine de, belirli günlerde değişen müzik konseptine de, yani Persephone'ye baya alışmıştım.
Zil zurna sarhoş olduğum, sabahına Hades'te uyandığım, akşamında ise kendimi Pırıl ablanın geçici asistanı olarak bulduğum o aksiyon dolu yirmi dört saatin üzerinden bugün itibariyle bir hafta geçmişti.
Eni konu bir haftadır Eliz'den beter bir mesaiyle günlerim Persephone'de, zaman zaman ise yan tarafa geçerek ilerliyordu.
Benim yeni meslek güncellememle birlikte mesai saatleri güncellenen Eliz artık tam anlamıyla ek mesai yapıyor sayılabilirdi. Ben genelde öğleden sonra gelip gece yarısından sonra çıkıyordum. Yani, geçtiğimiz bir hafta boyunca ekstrem bir olay yaşanmadığı için şimdilik böyleydi. O da daha erken geliyordu ve benim işimin bitip Pırıl ablanın izin vermesine, ya da Yalım'ın ortada olup olmamasına bağlı olarak benimle birlikte çıkıyordu. Ama tüm bu çalışmasını maaşına yansıtacak olan Pırıl ablanın verdiği güvenceden ve çalışma aşkından dolayı da bunları pek umursamıyordu.
Bense, geçen bu bir hafta boyunca olanları sindirme ve alışma süremi doldurmuş bulunuyordum. Artık barın işleyişine de düzenine de epey bir hakimdim.
Tabii, bir yandan da kendi işlerimi halletmeye çalışıyordum. Pırıl abla bana belli bir iş planı çıkartmadığı için iki işi de aynı anda idare edebiliyordum. Bir şeyler yazacağım zaman kenarda, ekranımın ya da not defterlerimin birisi tarafından görünmeyeceği bir yerde kendi işlerimi yapıp çok uzun zaman harcamadan tekrar bar tezgahına dönüyordum.
Pırıl abla, ya da Eliz ve adını unuttuğum diğer kıdemli barmen kadar ortama hakim olmasam da şimdilik iyi idare ediyordum. Pırıl abla gibi içki hazırlamayı bilmesem de onun yokluğunda genel gözlem yeteneğim ve insan ilişkilerindeki başarım sayesinde Eliz'lerden eksik kalan kısımları tamamlıyordum.
Tabi, bu süreç zarfında Pırıl ablanın beni asistanı yapmasındaki alt sebebi de atlamıyordum. Efe'yle konuşmamızın bitiminde söylediği son sözler hâla zihnimin bir kenarında tazeliğini koruyordu.
Ona, arkadaşına bir zarar verme niyetim olmadığına dair güvence verme amacıyla söylediklerimin ardından Yalım'ın da bana değer verdiğini söylemesi tabi ki beklediğim bir şey değildi. Yalım'ın odak alanına girdiğimin, dikkatini çektiğimin farkındaydım ama değer vermek tabiri şaşırtıcıydı. Hele de bunun, onun en yakınlarından biri tarafından deklere edilmesi daha da ayrı bir konu başlığıydı.
Bu durum, tilkilerimin bazılarının fısır fısır tekrarladığı bir detay olmayı sürdürürken hafta boyunca Yalım'la görüşme sürem de coğrafi konum gereği otomatik olarak artmıştı.
Efe'yle konuştuğumuz gece bir daha denk gelmemiştik ama ertesi gün gelip barda, onun standartları için fazla bir zaman geçirip kenarda içkisini yudumlaması ya da sonraki gece Efe'nin sahne saati boyunca yine burada olup dövme seansı kabul etmemesi, localardan birinde yalnız kurt pozları kesmek yerine bar tezgahında benim tünediğim tarafa yakın bir noktada oturması Pırıl abla ve Efe için şaşırtıcı gelişmeler olmuştu mesela. Sonraki günlerde de çok uzun zamanlı olmasa da dövme seansları arasındaki boşluklarda uğrayıp, içki alma bahanesiyle buralarda takılıp kendini göstermesi de göze çarpan detaylardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARJİN || (+18)
Novela JuvenilPera, gerçek kimliğini saklayarak satırlara döktüğü hikayeleriyle milyonlarca insana ulaşmıştır. 'Roza' mahlasıyla yayınladığı romanlarıyla çok satanların arasına giren ünlü bir yazar, aynı zamanda kimsenin tahmin edemeyeceği kadar sakin hayat süren...