|26|

1.1K 55 29
                                    




     "Allah'ım, sen akıl ve mantık sahibi beyin hücrelerime sahip çık!"

           Söylene söylene elindeki karıştırıcı ile kokteyl hatırlamakta olan arkadaşımın haliyle kendimi tutamayıp kıkırdadım.

        "Ulan; içmesem de servis ettiğim içkiler beni alttan alttan sarhoş etmeye başladı da hayal falan mı görüyorum? Rüya sekansı mı bu yoksa kamera şakası mı? Kim yazıyor bizim hayatımızın senaryosunu, bu neyin kafası?"

        Kokteyli kadehe döküp servis edecek olan arkadaşına teslim ettikten sonra elimdekileri bırakıp tezgaha yaslandı ve çatık kaşlarıyla birleşen mavi gözlerini üzerime dikti.

       "Bir şey desene kızım! Az önce duyduklarım bir rüya sekansının parçası mı yoksa cidden yaşandı mı bunlar?"

         Konuşmam için itekleyici sözleri ve beklentiyle yüzüme diktiği bakışları eşliğinde bıkkın bir nefes verdim ve biramdan bir yudum alıp başımı aşağı yukarı salladım.

     "Bir süre ben de senin gibi düşündüm ama tamamiyle gerçek canım. Artık, geçici bir süreliğine de olsa Pırıl ablanın kişisel asistanıyım."

      "Çok afedersin, hanımefendi barmen çizgimden kayacağım ama; her boku boyadın da bir bu mu kaldı hayatım? Lan yeteri karar mesleğin yok mu senin, asistanlık nereden çıktı?"

        Yaptığım açıklamaya karşın başta kısık ama sona doğru yükselerek devam eden sesiyle birlikte yüzümü buruşturdum.

    "Biraz daha bağır, tezgahın öteki ucu duymadı canım!"

       Kinayeyle söylediğim şeyle hızla etrafını taradı. Ardından ise, "Aman be! Herkes kendi işinde, ayrıca ondan bir halt anlaşılmaz. Lafı karıştırma." derken her ihtimale karşı önlem almak istemiş olacak ki biraz öncekine göre daha da kısık konuştu.

      "Sen de ilk şokunu bir an önce atlat da insanları korkutma o zaman canım. Kadın, barın tapusunu üzerime yaptı demedim. Alt tarafı bir süreliğine asistanlığını yapacağım."

      "Kızım bunun alt tarafı kisvesi altına sığdırılacak bir tarafı var da ben mi görmüyorum? Nereden çıkmış bu?"

    Yeni sorusuyla birlikte bıkkın bir ifadeyle gözlerimi devirdim.

       "Şaşkınlıktan nöronların kısa devre mi yaptı senin acaba? Dedim ya, Yalım sürekli yanında olmamı istemekten çekinir diye düşünüp burada olmama resmî bir bahane bulmuş kendince."

Şaşkınlığın etkisiyle beni sorgular bir halde olsa da aslında durumu gayet iyi anlıyor olduğu için benim gibi bıkkın bir nefes koyuverdi.

"Bu işin sonu nasıl bir yere varacak, ben artık git gide korkuyorum Pera."

Dışarıdan bakıldığında çok düz, normal bir cümle kurmuş gibi dursa da bana demek istediği şeyin aslında ne olduğunu bildiğim için ona katılır gibi başımı salladım.

"Kaderim bu defa benimkilerden büyük bir oyunun peşinde. Orası kesin. Ama sonu nasıl olacak dersen, onun cevabı henüz bende de yok canım benim. Bu kez işler benim kontrolüm dışında ilerliyor."

Sıkkın ifademe eşlik ederken bir anda, anlık bir aydınlanma yaşamış gibi yüz ifadesi değişirken durduğu yerde dikleşti.

"Yalnız, farkında mısın bilmiyorum ama Pırıl abla da senin buralarda olup Yalım'a daha yakın durmanı istiyorsa senin işin daha da kolaylaşır. Pırıl abla yokken falan da ofisini kullanabilirsin çalışmak için, rahat rahat yazarsın yazacağını."

ARJİN ||  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin