Yalım'la barışmamızın, yani onun beni affetmesinin; ardından da Efe'nin arka vokallik telifiyle karşıma dikilmesinin üzerinden tam tamına bir hafta geçmişti.Ve o yedi gün bana yedi saat kadar hızlı gelmişti. Çünkü sadece Efe'nin kabul ettiğim teklifi yüzünden yeni bir işle meşgul değildim. Aynı anda kaç parçaya bölündüğünü sayamadığım zavallı kafam modüler olmak üzereydi.
Pırıl abla da, bana dair herhangi bir güven problemi olmadığını ve benim onu asiste edip işlerine yardım etmemden memnun olduğunu en az eve gelip benimle konuştuğu günkü kadar samimi bir abla edasıyla anlattıktan sonra günlerdir dinlendiğim zamanın yettiğini artık işimin başına geçmemi istediğini söylemişti.
Diğer yandan da her ne kadar artık uğraşmak istemesem ve önüme gelen her yeni sorunda daha da yorulduğumu hissetsem de yayıneviyle biten anlaşmam ve cezai şartların devreye sokulması konusunda avukatımla birkaç defa görüşmüş, imajımı eskisi kadar umursamasam da bu zamana kadar yanımda olan okuyucu kitleme saygımı kaybetmediğim için onlara bir açıklama paylaşımı yapmıştım. Tabi sonra, gelecek milyon tane yorum ve mesajla uğraşmaya gücüm olmadığı için sosyal medya hesaplarımı bir süreliğine dondurmuştum. Tekrar ne zaman açardım, bilmiyordum.Hâl böyle olunca, kendimi aynı gün içinde en az üç farklı işle uğraşır bir halde bulmuştum.
Daha önce bir grupla birlikte şarkı söyleme ve sahne alma deneyimim olmadığı için ilk üç gün yoğun bir prova dönemi yaşamıştık. Bu yüzden daha sabahtan Persephone'ye gelmek ve akşam mekan açılana kadar grupla prova yapmış, çocuklar yorulunca da Efe'yle birebir şarkı çalışmıştık.
Bu arada hem barın genel işleyişinin kontrolüne devam etmekle hem de karman çorman olan gece sahnelerini bu hafta için başka bir düzene sokup onun duyurularını yapmak ve daimi müşterilerin haberdar olmasını sağlamakla da uğraşmıştım.
Ayrıntısına tam hakim değildim, açıkçası son olanlardan sonra onlar beni affetmiş ve eskiye dönmüş olsa da ailevi meselelerine girmeye biraz çekindiğim için soramamıştım ama Pırıl abla bu aralar şirketin işleriyle fazla ilgilenmek zorunda kalmıştı. Annesiyle sürekli bir telefon trafiği vardı ve günün en az birkaç saatinde şirkete onun yanına gitmesi gerekmişti.
Tabi, bunca koşturmacanın yanında günümün bana kalan bütün zamanını da Yalım'la vakit geçirmeye ayırmıştım. Bulduğum her boşlukta onun yanına kaçmıştım. Gerçi o da en az benim kadar yoğundu. Günlerce ertelediği işleri ve seansları birikmişti. Ama bir şekilde birbirimize vakit ayırabilmiştik.
Özellikle ilk üç gün sabah erken saatte provaya başlamak zorunda olduğumuz ve normal işleyişte gece belli bir saatte kadar kalmam gerektiği için eve gitmemiştim; Eliz'den yedek kıyafet ve ihtiyacım olabilecek eşyaları isteyip Yalım'la beraber Hades'te kalmıştım. Böylece hem onunla daha fazla baş başa kalma imkanı bulmuş, hem de yol derdi yaşamamıştım.
Sonraki günlerin de üçünde evde olsam da dün gece yine Yalım'la birlikteydim ancak bu kez Hades'te değil, onun evinde geceyi geçirmiştik.
Ve bunca yoğunluğun; koşturmacanın arasında değinmeden geçmeyeceğim, beklemediğim bir detay daha yaşanmıştı.
İki gece önce Efe'lerle beraber ilk sahneme çıkmıştım ve kelimenin tam anlamıyla buna bayılmıştım!
Evet; teklifini kabul etmeden önce deli gibi gerildiğim, günlerce girdiğim yoğun tempo ve ses denemeleri yüzünden yapabileceğime dair fazlasıyla şüpheci yaklaştığım bu fikire resmen bayılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARJİN || (+18)
Teen FictionPera, gerçek kimliğini saklayarak satırlara döktüğü hikayeleriyle milyonlarca insana ulaşmıştır. 'Roza' mahlasıyla yayınladığı romanlarıyla çok satanların arasına giren ünlü bir yazar, aynı zamanda kimsenin tahmin edemeyeceği kadar sakin hayat süren...