Zeynep aldığı rutubet kokusunu geri verirken sakindi. Saatler önce dayak yemiş olmasına rağmen ağrısı ya da acıyan bir yeri yoktu.Karşısında yemek yiyen adama baktığında kollarındaki ipleri çözmeye çalışıyordu. Mehmet yemeğini bitirdiğinde kıza sadistçe gülümsedi.
"Biliyor musun Zeynep ? 4 yıl çok yaramış sana, güzelliğine güzellik katmışsın"
Zeynep kendisini öven adamın yüzüne tükürmek istesede hareket dahi etmemişti.
"Sen sesini bana vermiyorsan, sesini bahşedeceğin insanlardan birkaçını arayalım"
Mehmet ezbere bildiği Sinan'ın numarasını tuşladığında telefon daha çalmadan açılmıştı.
"Alo"
"Ooo Sinan bey nasılsınız?"
"Ulan piç bulucam seni yemin ederim bulucam. Sakın kardeşime dokunma duydun mu beni Mehmet? Ömrümü bir hapishane köşesinde geçireceğimi bilsem de öldürürüm seni"
"Sen bana hiç bir şey yapamazsın"
Zeynep hoparlörden gelen bağırma sesleri ile gözlerini kapattı. Annesinin, Çağrı'nın, Vefa'nın hatta Duru'nun bile çığlıklarını duymak ona iyi gelmiyordu. Kollarının özgür kaldığını hissettiğinde derin bir nefes aldı.
Saatlerdir uğraştığı şeyi başardığı için mutluydu, Mehmet'in onu kontrol etmeden bağlamasına bir kez daha dua ederek arabadan inmeden önce beline koyduğu maket bıçağını eline aldı.
Mehmet Zeynep'e sırtı dönüğünde telefondaki Sinan'a küfür etmekle uğraşıyordu. Zeynep yerinden kalktığı gibi bıçağı Mehmet'in sırtına sapladığında acı bir ses çıktı.
"ZEYNEP"
Çağrının telefondan yükselen sesine karşılık çıkan şey sadece nefes alma sesinden ibaretti. Çağrı yüzüne kapanan telefona şaşkınca bakarken gelen bildirimi açtı ve biraz önce suratına kapanan telefondan gelen canlı konum paylaşımı ile gülümsedi.
"İşte benim kızın"
Çağrı kimseyi beklemeden arabasına binmiş ve konumu takip etmeye başlamıştı. Sinan hızla çıkan Çağrı'nın arkasından Duru'nun arabası ile ilerlerken polislerde Çağrı'yı takip ediyordu.
**
Çağrı konumun önüne geldiğinde sessiz bir depo ile karşılaşmıştı. Yanına duran polis arabaları ve ambulans sesini duyduğunda kendine geldi. Depoya ilerlemesine engel olan Sinan ile polislerin depoya girmesi bir olmuştu.
Uzun zaman sonra sağlık görevlilerinin de içeriye çağrılması üzerine iyice gözü dönen Çağrı, Sinan'ın elinden kurtulmuş ve sadece polis seslerinin geldiği depoya koşmaya başlamıştı.
Adımlarını durduran kanlar içinde gördüğü Zeynep ve sedyeye alınan adamdı. Çağrı yanından geçen adama baktığında sırtındaki maket bıçağı ile Zeynep'e baktı.
Çağrı'nın içeri girdiği ilk andan itibaren çocuğun gözlerine ulaşmaya çalışan Zeynep sonunda amacına ulaştığında boşlukta hissetmişti. Çağrı'nın gözlerinde endişe, öfke vardı ama kızdan korktuğuna dair bir belirti yoktu.
Kendisine yaklaşan tanımadığı insanlar ile ürken Zeynep birkaç adım geri attığında etrafındaki polisler durmuştu. Zeynep ortamdaki erkekleri fark ettiğinde üzerindeki kıyafetin yırtık kısımlarını kapatmak için kollarını bedenine sardı.
Kadın polis Zeynep'in gerildiğini fark ettiğinde görev arkadaşlarına yerlerine dönemleri gerektiğini belli eden hareketi yapmış ve karşısında korkusuz ama bir o kadar korkmuş kıza yanaşmaya başlamıştı.
"Zeynep ben Lavinya. Şimdi sen izin verirsen senin üstüne ceketimi koyabilir miyim?"
Zeynep karşısındaki kadına baktıktan sonra gözlerini Çağrı'ya dikti. Çağrı mesajı anlamış gibi üstündeki ince sweati çıkarıp kıza yaklaştı. Polis Çağrı'nın kendinden emin bir şekilde Zeynep'e yanaşmasını kızın tepkilerini izleyerek onayladı.
Çağrı Zeynep'in yanına geldiğinde kızın kendine sardığı kolları kaldırarak sweati giydirdi. Zeynep'in kendisini taşıyacak gücünün kalmadığını anladığında kızı kucaklayarak onlara bakan kadına döndü.
"Lavinya Hanım, izninizle Zeynep'i çıkartabilir miyim?"
Lavinya başı ile çocuğu onayladığında çağrı kucağında küçücük kalmış kız ile ilerledi. Kapıdan çıkarken güneş ışığını hisseden kız rahatsızca kıpırdansa da Çağrı kızı daha sıkı tutarak buna engel oldu.
Kendilerine doğru koşan Sinan ile gözleri dolan Zeynep, özellikle Sinan'ın arkasına bakmamıştı. Biliyordu arkadaşının arkasında onun için çok endişelenen insan vardı ama yüzleşmek için hali yoktu.
Sinan Çağrı'yla birlikte kalan ambulansa doğru ilerlerken içinden kaçıncı küfürünü ettiğini bilmiyordu. Yeniden karşısında o küçük kız çocuğunu görmek unutmaya çalıştıklarını hatırlatmıştı.
Ambulansa alınan Zeynep yanında kimse olmadan hastaneye götürülürken, ambulansın arkasında sıra olmuş arabalarda derin bir sessizlik söz konusuydu.
**
Genç doktor acile gelen bildiri ile hızla kapıya yöneldiğinde içeri alınan Zeynep ile ilgilenmeye başlamıştı. Görevlilerin verdiği bildiriler sonucunda muayene etmek için kızın üstünü çıkardığında derin bir yutkunma ihtiyacı hissetti.
Birçok kez darp muayenesini yapmış olsada bu gördükleri arasında ilk sıralara oynardı. Vücutta yanık dahil bir çok açık yara, morluklar ve sırtta kemer olduğunu tahmin ettiği izler vardı. Karşısındaki kızın duygusuz gözlerine bakarak açık yaralarına müdahale etmeye başladı.
**
Çağrı sonunda açılan perdenin sonucunda zeynepi gördüğünde kıza doğru gülümsedi. Yanlarına gelen doktor aile yakınlarından çok polise açıklama yapmaya başlamıştı.
"Vücudunda birden fazla yanık vardı, her yanık daha önce darbe alınmış bölgelere yapılmış. Daha çok acı çekmesini istediği için olduğunu düşünüyorum. İstediğiniz örnekleri aldım ve biraz önceki memur arkadaşa teslim ettim. Hasta hiç konuşmadı, yaşadığı travma etkisi yüzünden olduğunu düşünüyorum. Bir psikolog eşliğinde daha uygun ifade verebileceği kanaatindeyim"
Çağrı gözünü Zeynep'ten ayırmadan dinlemişti konuşan genç doktoru. Zeynep ise sanki bulunduğu alanda değilmiş gibi etrafı izliyordu. Sinan ezbere bildiği telefon numarasını tuşladığında uzun uzun çalmasını dinledi.
"İyi günler Ece hanım. Zeynep için aramıştım, biz ...... hastanesindeyiz ve uygunsanız gelebilir misiniz?"
Telefonu kapatan Sinan kendisine bakan kalabalığa döndü.
"Ben gelene kadar yanında izin verdiği bir kişi kalsın, geri kalanınız hastanenin dışında bekleyin dedi"
Herkes Sinan'ı onaylarken Sinan ona bakan arkadaşına döndüğünde Zeynep soruyu anlamış gibi parmağını kaldırmıştı.
İlk kez seçiyordu belki ama son seçişi olmayacaktı Çağrı'yı, tıpkı Çağrı'nın da Zeynep'in yanında son kalışı olmayacağı gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionHayatın tesadüflerle birbirine bağladığı iki genç kalp, aşkın gerçekliğini birbirlerinde tadabilirler mi?