Sinan'dan
Zeynep'in hastaneye gelmesi ve ameliyata alınmasının üzerinden 3 saat 37 dakika geçmişti. Gözlerim yerde dizleri ve tişörtü kan olmuş Çağrı'ya çevirdiğimde öylece yerde oturduğunu gördüm.
'Lan bu çocukla aynı anda geldin o eve yazıklar olsun sana' iç sesimin konuşması ile kafamı arkamdaki duvara sert bir şekilde vurdum. Susmuyordu, sürekli konuşuyor ve yetemediğim anları sürekli hatırlatıyordu bana.
Çağrı benden çıkan ses ile bana döndüğünde kafasını sağa ve sola salladı. Yapma demekti bu biliyorum, içimdeki görüyordu tıpkı benim onun içini gördüğüm gibi.
Zeynep'in Çağrı'yı gördüğü ilk andan itibaren iyileşmesi geldi aklıma, deli kız. Çağrı Zeynep'i düşündüğümü anlamış gibi bakıyordu bana.
'Acaba biliyor mudur o günü' iç sesimin söylediklerine gülmek istedim. Zeynep o günü ölse anlatmazdı Çağrı'ya.
'Ölmüyor mu zaten? Hem de sen geç kaldığın için' iç sesimin hatırlattığı şey kalbimin buza çevirmişti. Zaten kalbimi ısıtan iki kadın vardı birisi Zeynep diğeri Duru.
Uzun koridorun başından gelen koşma sesleri ile oraya baktığımda abimi, babamı, Duru'yu gördüm. Duru'nun makyajsız yüzü bembeyaz kesilmişti. Zeynep'te beyazdı.
Duru'nun adımları beni ve karşımdaki duvarda oturan Çağrı'yı gördüğünde durdu. Gözleri vücudumuzda daha doğrusu Zeynep'in kanında dolandı. Küçük elleri küçük ağzını kapattığında Çağrı kulaklarını tıkadı. Ağlama sesini duymak istememesini anlıyordum.
Duru'nun yanına gitmek için ayaklandığımda gözleri hala dizlerimdeydi. Ona doğru bir adım attım, o benden bir adım uzaklaştı. Durdum, durdu, durduk. Arkadan koşma sesleri geldiğinde odağımı Duru'nun arkasına verdim.
Zeynep'in abisi gibi gördüğü Berk'in kumral saçlarının dağınıklığını, Cemre'nin duvarı tutarak koşmasına baktım. Emir bile gelmişti ve bana bakıyordu.
Herkesin gözüne baktım ama Berk'e bakamadım. O bana bakıyordu, ona bakmamı istiyordu. Gözlerimi onun istediği gibi ona çevirdim, baktı baktı ve baktı.
Bana doğru adım attı, inanın adım atmak istedim. Zeynep'in yıllardır arkadaşı, abisi olan insandan kaçmak istedim belki de kaçmaz sarılırdım. Binlerce kez özür dilemem gerekiyordu. Benim hareketsizliğime zıt bir şekilde hareket etti.
Bana doğru koştu, gözlerinden öfke geçti önce endişe geçti sonra bakamadım daha fazla kapadım gözlerimi. Ben yumruk beklerken sarıldı bana. Zeynep'ten başka kimse sarılmazdı ki bana.
Berk'in bana sarılmasına karşılık veremedim, kollarım saramadı başka bedeni. Ancak gözlerim ihanet etti bana bir yaş aktı sol gözümden. Sonra sağ gözümden, her ikisinden de yaş akmaya başladığında bıraktı vücudum kendini.
Berk benle düştü yere, ben sarsıla sarsıla ağladım. Koruyamadığım için ağladım, kızım içerde diye ağladım, korktuğum için ağladım. Sertçe çekilerek ayrıldım bana sarılan bedenden. Beni ayırana baktım, bir yumruk geldi ilk damla düşen gözüme. Sonra bir yumruk daha.
Dışarıdan sesler geliyordu ama anladın mı diye sorun anlamadım. Ben bugün dayak yedim ve inanın bunu hakettim.
**
Çağrı'dan
Zeynep'i beklediğim kapının önünde bana endişe ile bakan babama bakıyorum. Saat kaç ne zamandır buradayız gram bir bilgim yok. Sürekli çalan telefonum artık sinirimi bozsa da gram hareket etmek istemiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionHayatın tesadüflerle birbirine bağladığı iki genç kalp, aşkın gerçekliğini birbirlerinde tadabilirler mi?