17

320 26 19
                                    

Zeynep, Ecem hanımla birlikte girmesi gereken derslere girse de zamanının çoğunu odasında geçiyordu. Kendisini açıklamaya hissedene kadar ona kalması için izin verilen alanda duruyordu.

Tasarım ödevine son halini verdikten sonra yatağına yaslandı. Kendisine susmak için verdiği süre tam bu ödevin bitmesi ile son bulmuştu.

Adımlarını keskin bir şekilde ezbere bildiği koridora attığında karşısında kendine gelen doktoruna gülümsedi. Ecem karşısında gördüğü kızın gülümsemesini tanıyordu, Zeynep artık gücünü toplamıştı.

"Zeynep hazırsın sanırım"

"Eğer izniniz olursa birisinin gelmesini istiyorum, yanımda olmasına ihtiyacım var"

"Numarasını yazman yeterli"

**

Beyaz odanın büyük koltuğunda oturan Zeynep karşısındaki fırtınaya sahip denizin tablosunu uzun uzun izledi. Gözlerini tablodan ayırmasa da onu izleyen meraklı gözlerin farkındaydı.

"Mehmet benim mahalleden arkadaşımdı, 20 yaşıma günler kalmış biri olarak düşünürsem sanırım çocukluk arkadaşımdı.

Bizim çok fazla alakamız yoktu aslında o sinanlar ile oynar ben ise onları izlerdim. 12 yaşımdan sonra bana bakışları değişmeye başladı. Benimle konuşan erkekler diğer gün suratıma bakmaz hale geliyordu.

Aslında Sinan birkaç kez söyledi ama ben o dönemlerde sevilebileceğimi düşünmüyordum. 15 yaşımın üçüncü günü evde tektim, kapı çaldı açtım. Üstüme yürümeye başladı, beni sevdiğinden, istediğinden bahsetti; korkuyordum, titrediğimi ve nefesimin azaldığını hissediyorum. Bana dokunmaya çalışmıştı bende bulduğum bir şey ile ona vurmaya çalıştım.

Onu karnının sağ tarafından bıçakladığımı gelen ambulans sesi ile fark etmiştim. Daha sonra intikam almak için beni bıçakladı çok önemli bir durum değil."

Ecem Zeynep'in bu kaçırılmayı anlatmaktan kaçtığını fark etse de anlatması için zaman tanımak istemişti. Şimdi ise Zeynep'i zorlama zamanının geldiği belliydi.

"Bu sefer ne yaptı?"

"Onu gördüğümde korkmadım çünkü bana geleceğini biliyordum. Ama yanımdaki insan çok kıymetliydi ve ona birşey yapmasından korktum, resim dosyamda taşıdığım maket bıçağını kemerime sakladım, bilirsiniz böyle şeyler bazen hayat kurtarır. İçinde olduğum arabadan hem çıkmam hemde yanımdaki insana ulaşılamaması gerekiyordu, bu yüzden Çağrı'yı arabaya kitledim"

"Beni saçımdan tuttuğu gibi bir arabaya bindirdi, beni bıçaklayan adam sürücü koltuğundaydı. Hiç kimse konuşmadı, bende çırpınmadım. Beni aldıkları o yere girdiğimde hava karanlıktı içeride ışık yoktu, ayaklarım takıldıkça bana vurmaya başladı."

"İlk saatlerde birşey yapmasa da içtikçe o vahşi hali geldi geri vurdukça vurdu, sesimi çıkarmam için daha sert vurmaya başladı. Yanımda birçok kez sigara içti, birkaçını da üstümde söndürdü. Eğer bana acıyormuş gibi bakarsanız daha fazla anlatamam"

Zeynep kendi üzerine yoğunlaşan bakışlardan rahatsızdı. Polisler kendini toparlasalarda Çağrı kendine gelemiyordu. Ecem hanım Çağrı'nın odağını değiştirmek için boğazını temizlediğinde çocuk transtan çıkmış gibi irkilmişti.

"Sana dokundu mu Zeynep? Geçen sefer anlattığın gibi"

Zeynep burukta olsa bir gülümseme bıraktı ortama, onu azda olsa iyi hissettiren gerçekleri söyleyecek olmak iyiydi.

"Başkasına ait olduğum için dokunamazmış, dokunmadı anlıyor musunuz? Başkasına ait olduğum için dövdü, sövdü hatta öldürücekti ama bana dokunmadı. İsteseydi yapabilirdi biliyorum, sesimi kimsenin duymayacağı bir yerde delinin tekinin elindeydim. Ama o bana dokunamadı."

"Yemek yemeğe ihtiyaç duyduğu için beni bıraktığı sandalyeye bağladı. Sizin beni yönlendirmeniz ile bildiğim birkaç şeyi denemeye karar verdim ve üçüncü seçeneğimde ipler oynamaya başlamıştı. Sinan'ı aradığında da tamamen kurtulduğum bir an yaşadım."

"Bana arkasını döndüğünde onu sırtından yaraladım ve elindeki telefonu alıp numaraya konum attım. Sonra vücudum acımaya başladı, sanki bacaklarıma yeni tekme atmış gibi acımaya başladı, sonra ona baktım korkunçtu. Omzumu tutuyordu ama kan akıyordu çok fazla kan vardı, o ev aklıma geldi. Bana dokunmaya çalıştığı, çocuk olduğum, hakkımda çıkan dedikodular, annemin gözyaşları geldi aklıma sonrası yok. Sanırım bu kadarı da yetiyor"

Polis memurlarından biri kafasını sallayarak Zeynep'e kağıdı uzattığında Zeynep imzasını atarak geri çekilmişti.

"Zeynep hanım anlattıklarınız ve depoda bulduğumuz kamera kaydı neredeyse aynı. Son duruşmada şahit olarak adınız yazılacak o zamana kadar da sizi korumak için bir arkadaşımız evinizin önünde bekliyecek merak etmeyin. İyi günler"

Zeynep karşısındaki adama kafasını sallayarak onaylamıştı. Odada sadece çağrı Zeynep ve Ecem hanım kaldığında Ecem hanım Zeynep'i desteklemek için oturduğu yerden kalkıp kızın sırtını sıvazladı.

"Bugünden sonra burada kalman gerekmiyor bunu en iyi sen biliyorsun. Çağrı ile gitmeye hazırsan gidebilirsin. Konuştuğumuz gibi haftalık terapilerimiz devam edicek, ilaç durumunu seanslarımızda karar vererek azaltıcağız. Teşekkür ederim Zeynep, kendini toplamak istediğin tekrar bütün acılarından biran önce kurtulmak istemediğin için"

"Teşekkür ederim, her şey için."

Zeynep yerinden kalkarken Çağrı'ya baktı, çocuk sanki Zeynep'in hareketlenmesini beklemiş gibi ayaklanmıştı.

"Sana odamı göstermemi ister misin ?"

"Olur" Çağrı'nın korkarak kurduğu cümle ile ikili hareketlenmişti. Odadan çıkarken duydukları tek ses Ecem hanımın görevlilere haber vermesiydi.

Uzun gri koridordan ilerlerken Çağrı geçmiş ve şimdiyi karıştırdığını hissediyordu. Zeynep'in açtığı kapıdan içeri bakarken bembeyaz bir oda ile karşılaşmıştı. Zeynep yatağının yanındaki el valizini eline aldığında derin bir nefes alarak bir daha bakmak istemediği camda dışarı baktı.

Çağrı kızın yanına geldiğinde Zeynep gibi dışarı baktı. Kısa bir sessizlikten sonra Çağrı konuşma gereği duydu.

"Bekle demiştin bekledim. Hiçbir şey kaybetmeden, hatta üstüne katarak devam ettim. Eğer şu an itiraf bekliyorsan seninde biraz beklemen gerekiyor çünkü hayatıma giren peri kızına hak ettiği şekilde bir itiraf yapmalıyım."

Zeynep Çağrı'yı tüm konuşma boyunca izlese de çocuk konuşması bitince Zeynep'e dönmüştü.

"Ve söylediğin her şey sadece senin güçlü biri olduğunu kanıtladı bana. Sadece ben değil seni evinde bekleyen herkes hatta o yapışık arkadaşın dahil seninle gurur duyuyor. Eğer hazırsan gidelim"

"Gidelim"

Zeynep'in tebessümlü sesine eşlik eden kızın elini tutarak ilerleyen Çağrı olmuştu. Biraz önce onu daraltan koridorlar şimdi daha kolay geçiyordu. Zeynep'in eli Çağrı'ya güç veriyordu.

Çağrı arabaya binen Zeynep'e yan bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. Zeynep'in evine yaklaştıkça gerilen çocuk iyice hızlanmıştı. Zeynep  ne olduğunu anlamlandıramadığı için Çağrı'nın eline uzanmıştı. Çağrı Zeynep'in elini tutarken arabayı yavaşlattı.

"Sinan'ın sana sarılmasına laf edemem ama o Ali bir haftadır odandan çıkmadığı gibi sana sarılmaya çalışırsa Zeynep sana yemin ederim öfkeli Çağrı'yla tanışırsın"

Zeynep Çağrı'nın boynunda atan damarı görünce gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı, kendisinden cevap bekleyen çocuğu kafasını sallayarak onaylamıştı.

Çağrı rahatlayarak kızın elini avcuna sabitledi ve kızın elinin üstüne büyük bir öpücük bıraktı.

"Gülsen bile konuş, sesini ciddi anlamda çok özlemişim"

"Sonra sıkılma sakın sesimden."

Çağrı kırmızı ışıkta durduktan sonra kafasını koltuğa yaslayarak Zeynep'e döndü. Kızım gülen gözlerini görmek ona iyi geliyordu.

"Sıkılmam"

Tesadüfler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin