Kollarında olduğu annesinin kalp atışları ile gülümseyen Zeynep, karşısında konuşanları izliyordu. Kader kızının büyük ferah evine bakarken Zeynep'in başardığını bilmesine rağmen ilk kez görüyordu.
Büyük evin içindeki eşya yeterli seviyede olmasına rağmen Zeynep'e ait olduğu belliydi. Kollarındaki kızını sararken Çağrı ile olanları kızından dinlemesi gerektiğinin farkındaydı.
Bilal karısı ile göz göze geldiğinde anlamıştı kadını. Yanındaki Çağrı ile konuşması gerektiğinin de farkındaydı. Sinan'ın ve Çağrı'nın omzuna vurarak ayaklandı.
"Eee bir Çağrı'nın eve de bakalım. Hadi bir erkek erkeğe konuşalım"
Çağrı biraz gerilse de adamın söyledikleri ile ayaklanmıştı. Sinan da abisi ile ayaklanmıştı.
"Biz karşı geçiyoruz o zaman. Zeynep?"
Zeynep gergin olan Çağrı'yı gülerek onayladı ve el salladı. Çağrı kızın yanına gelmeyeceğini fark ederek yavaş adımlarla kapıya ilerledi.
Zeynep'ten
Annemin önüme koyduğu kahveden bir yudum aldım. O kadar çok yerde içtiğim kahvenin en güzel halini yapıyordu. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama annemin yaptığı her şey en güzeliydi.
"Anlat"
Sesi berraktı ancak şüphelerini saklayamamıştı. Biliyordum korkuyordu, belki benden daha çok.
"Affettim"
Başımı eğerek söylediklerimle nefes verirken gülmesi sesi kulaklarıma doldu.
"Çağrı'yı severim Zeynep. Belki seni sevdiğim kadar seviyorumdur ama kızım ben seni o hale getirdiğini unutamam. Sen nasıl unuttun"
Haklıydı. Çağrı onun oğluydu, bana söylemediği onca an vardı. Ellerimi tutan sıcak ellerin sahibine baktım. Gözleri inanmak isteyen bir annenin gözleri olan anneme.
"Anne ne dersem ikna olursun bilmiyorum ama ben Çağrı'yı hiç bırakmadım ki. Hiç gerimde kalmadı o."
Tek elimi annemin elinden çekerek kalbimin üstüne koydum.
"Hep buradaydı anne. Ne o gitti, ne sevgisi eksildi. Çok zor zamanlar geçirdim. Ölümü arzuladığım çok an oldu. Gençtik, toyduk ve ben çok kez terk edilmiş bir kızdım o zamanlar"
Gözlerim masanın üzerinde dolaşırken ciğerlerime derin bir nefes aldım.
"Burada onu ilk gördüğümde kızmam gerekirdi ama kızamadım. Her onun yanından ayrıldığımda dudaklarımda bir tebessüm oluştu. Ama durdurdum kendimi yemin ederim o ana kadar..."
Annem sanki gözlerimden bir şeyleri anlamak ister gibi kaldırdı başımı. Gözlerim onun güzel gözlerine değdiğinde çoktan dolmuşlardı.
"Annesi ile konuşmasını duyana kadar. Beni sevdiğini, bırakmayacağını söyledi. Tek bir an tereddüt etmedi anne, sesinde ya da nefesinde tek bir tereddüt yoktu. Olsaydı affedemezdim bilirsin beni."
"En iyi ben bilirim"
Yüzünü okşayan yumuşak parmakları ve tebessüm eden yüzdü yıllardır görmediğim.
"Anladın değil mi beni?"
Sesim acizdi ve annem acizlikten nefret ederdi. Kafasını sağa sola sallaması ile açılan dudaklarımı parmağı ile kapattı.
"Senin yaşadığını yaşamadan anlamaz kimse seni. Herkes aşkı böyle de yaşamaz, bak Hazal'a ikinizde aşıktınız. Onun aşkı affedemedi ancak seninkisi affettiyse boynum kıldan incedir kızım"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
Fiksi PenggemarHayatın tesadüflerle birbirine bağladığı iki genç kalp, aşkın gerçekliğini birbirlerinde tadabilirler mi?