56

225 20 83
                                    

Çağrı'dan

Daniel ile Zeynep'lerin gelinlik denemek için geldikleri mağazanın önüne geldiğimizde kızlara haber vermek için arasakta açmamaları üzerine endişelenmiştik.

Mağazanın içine girdiğimizde gelinlikle ayakta duran Hazal'ı gördüğümde ise içimde tuhaf bir mutluluk hissetmiştim. Mutlu olmayı en çok hakeden insanlardan birisiydi.

"Hazal bu çok uzun değil mi?"

Zeynep'imin sesini duyduğumda sesin geldiği tarafa gülerek döndüm. Gerçek olmadığına emin olduğum görüntü beni dondurmuştu. Vücudum sanki hem yanıyor hemde donuyordu.

Zeynep karşımda gördüğüm en güzel halinden bile daha güzel bir şekilde bakıyordu. Bedeni soluk pembe tenine zıt bir şekilde parlak beyaz tüllerle sarılmıştı. Makyajsız yüzü şaşkınlıkla aydınlandığında gözlerim beden izinsiz dağınık saçlarının değdiği inip kalkan göğüsüne gitti.

Aklıma binlerce an, binlerce şarkı aynı anda yüklenirken bedenim hareket etmeyi reddetiyordu. Başım dönüyordu buna eminim.

Onu böyle görmek sanki çorak uzun bir yoldan sonra denize kavuşmak gibiydi. Hiç gün batımını görmemiş bir körün, ilk kez gün batımını izlemesi gibiydi. Bana nefes aldıran her şeyin nefesimi kesmesi gibiydi.

Karşımda gelinlikle duran kadın hem benim yaşama nedenim hem de ölüm nedenimdi. Zeynep'le bakışlarım tekrar kavuştuğunda dudaklarım ilk kez açıldı. Bir adım attım aklımı başımdan alan kadına

"Bugün bir kez daha anladım" sesim bana bile yabancıyken şu an Zeynep'in beni nasıl gördüğünü tahmin bile edemiyorum.

"Neyi" dedi benim tatlı sesli meleğim. Sesini duyduğum ilk zamandan şu ana kadar olan durum yaşandı. İçime sıcak bir şeyler aktı, derimin altındaki buzları eriten.

"Beni şaşırtmaktan vazgeçmeyecek bir güzelliğe sahipsin ve"

"ve" dedi karşımdaki güzellik göğüsünü şişirirken. Derin nefes almasını sağlıyordum, içinde çiçekler olduğuna emin olduğum ciğerlerine.

"Sana sevgim sınırsızmış Zeynep. Her zaman daha çok severken buluyorum kendimi."

Gü kurusu dudakları yanaklarına kadar genişlediğinde derin bir nefes aldım. Onu tekrar süzerken aklıma kazıdım bu görüntüyü.

"Zeynep bir çok kelime var tam burdan geçen" kafamı işaret ederek söylediklerim ile gözleri anlık olarak parmağıma kaydı.

"Ama hiç bir kelime anlatamaz hissettiklerimi, anlatabilecek bir şey var ama"

Tüllerin üzerindeki elini alarak evine ulaştırdım. Ev sanki sahibi gelmiş gibi açtı kapılarını ona, tüm atışı sanki hızlanabilirmiş gibi daha da hızlandı. Benim kalbim hızlandıkça onunki de hızlanmıştı.

Kalp atışı kulaklarıma doluyordu. Yüzünde gülmeye yakın olan bir an yakaladım. Şaşkındı, bu kadar hızlı atabilen bir kalp olduğunu ilk kez fark ediyordu. Şaşkındım benim için atan kalbine.

Bir şeyler söylemek için dudaklarını açıp kapadı. Kafasını kaldırarak gözlerimin içine baktığında açık olan kurumuş dudaklarını dili ile ıslattığında başımı döndürdüğünden habersizdi.

"Bunu alıyoruz"

Ona konuşma fırsatı sunandan Hazal'a söylemiştim. Gözlerimi son kez Zeynep'e değdirirken gözlerimin parladığına emindim. Zaten benim kahverengilerim bir tek Zeynep'e bakarken parlardı.

"İkisini de alıyoruz. Dışarıda bekliyoruz sizi, acele etmenize gerek yok."

Zeynep'in elini kibarca göğüsümden çekerken kokulu bir öpücük bıraktım. Zor olsa da arkamı döndüğümde gözümden düşen yaşa engel olamamıştım. Buraya gelen Daniel'ı durdurarak kızları yalnız bırakmayı başardım.

Tesadüfler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin