Gelinliğini giyen Hazal'ı hayranlıkla izlerken yanımdaki adamın beni izlediğinin farkındaydım. Dünden bu yana sadece oturmam için elinden geleni yapsa da Hazal ile tehdit ederek uzaklaştırıyorduk.
"Zeynep ya üşütürsen. Değiştirelim bunu. Hem bu metaller bebeği sıkar"
Korsenin demirlerini tutarak söylediklerine göz devirsem de bu halinin hoşuma gittiğini söylemeden edemezdim.
"Bir şey olmaz Çağrı. Şuan bezelye kadar sıkışmaz merak etme"
Çağrı'ya sakince söylediklerim ile sessizleştiğinde Hazal'ın kıkırdayarak güldüğünü fark ettim. Birkaç saat önce aynı soruyu doktorumuza sormuştum ve adamı resmen ilk akşamdan bıktırmıştım.
"Yarın kontrole gidicez hem. Doktora sorarsın orda sorularını. Şimdilik biraz izin ver bugünüm iyi geçsin"
Çağrı isteksizce kafasını onaylayarak sallarken Hazal'ın gözleri karnında oyalandı. Daniel'ın daha bebekten haberi yoktu, bugün öğrenince vereceği tepkiyi merak ediyordum.
İlk eşini doğumda kaybetmişti, kızıyla birlikte. Umarım bu bebek için bir korku yaşayıp hem kendi hem Hazal'ı üzecek olaylara neden olmazdı.
Çalınan kapıyı açarak Daniel'ı içeri alırken çağrı ile kendimi dışarı atmıştım. Yalnız kalmaları heyecanlarını geçirirdi.
Düğünün sonlarına doğru Çağrı'ya sinirle bakarken çalan zeybek ile gözlerimin büyümesi bir oldu. Daniel'ın şarkıya uyumlu bir şekilde zeybek oynaması ise daha tuhaf olandı.
'Yapma oğlum Hazal alev aldı burda'
İç sesimin söylediklerini doğrulayan Hazal'ın bakışlarıydı.
'Yangın yeri heeep buralar sayende yok şikayet' şarkısını mırıldanan iç sesimle kıkırdadım. Gözlerim zeybek onayan Çağrı'yı bulduğunda beyaz gömlekle ne kadar yakışıklı olduğunu düşündüm.
'İyi çocuk kaptık hee'
Vallahi yakışıklı çocuktu. Ağzım sulanırken dar gömlekten belli olan kol kaslarında gezindi gözlerim. Böyle şey gibiydi...
'Yeşil erik'
İç sesimin tamamlaması ile karnımdan bir ses geldi. Derince yutkunarak yanındaki Bilal abiye döndüm.
"Abi ben iki dakikaya geleceğim."
**
Elimdeki erik poşeti ile Hazal'ın yanına ilerken bana doğru koşan Çağrı'ya baktım.
"Güzelim nerdesin aklım çıktı"
Elimdeki eriği ısırdıktan sonra şirin bir sırıtma ekledim yüzüme. Çağrı'nın gözleri erik poşetine indiğinde güldü.
"Ben alırdım güzelim. Gitmeseydin tek"
"Ben gitmedim. Bizimkilerden birini yolladım ama gelene kadar kapıda bekledim"
Çağrı beni kolunun altına alarak saçıma bir öpücük kondurduğunda yanaklarımın kızardığını hissettim.
"Çok mu çekti canın senin?"
"Çok"
Güldüğünü inip kalkan göğüsünden anlamıştım. Hazal'ların yanına beni yönlendirmesine izin verirken poşetten çıkardığım bir eriği dudaklarının arasına bıraktım.
"Hazır mısın ?"
Hazal'ın sorusu ile başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. İçim kıpır kıpırdı. Çağrı'nın kollarından çıkarken bize dönen gözlerle birlikte bahçenin tam ortasına geçtik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionHayatın tesadüflerle birbirine bağladığı iki genç kalp, aşkın gerçekliğini birbirlerinde tadabilirler mi?