Medya: Çakır.
Dudaklarımızı birbirinden ayrıldığı zaman gözlerimin içindeki yanma hissini iliklerime kadar hissettim.
Yanaklarımda olan elleri gevşerken, sarı kaşları yavaşça düştü.
Gözlerini kısması ile, kısık olan gözlerinin mavisi belirsizleşti.
Gözlerimin içinde bu şekilde bakarken, kalp atışlarımı duyabiliyordum.
Saniyeler sonra tam ağzını açacağı zaman parmak uçlarımda yükselip, dudaklarına gömüldüm.
Yumuşak dokuyu öperken, yanaklarımda olan elleri sıkılaştı ve aşağı doğru inip belimi buldu.
Beni kendine çekti ve anında karşılık verdi. Geniş vücuduna âdeta yapışırken, burnundan düşen heyecan dolu nefes tüylerimi diken diken etti.
Dudaklarımızı istemeden zar zor uzaklaştırmam ile nefes nefese ayrıldık. Bana kısık gözlerle bakarken, zar zor nefes almaya çalışarak gülümsüyordu.
Bu gülümsemesini görmemle, içimde şuana kadar biriken kelebekler hiç olmadığı kadar özgürdü.
Sanki şuana kadar zorlandıkları kapılar, ardına kadar açılmış ve hasretle dışarı çıkmışlardı sürüce.
Ardından bir adım atıp, bir kez daha öpmesi ile doğru düzgün depolamadığım nefesime aldırış etmeden karşılık verdim.
Elleri tekrar belime doğru giderken, şevkatle okşadı ve daha fazla bastırdı.
Benim ellerim onun yanaklarına giderken, yanaklarını okşadım. Buna karşın daha sert öpmesi ile hırsla nefes aldı.
Dudaklarımızı ayırması ile mavi irislerini bana kitledi. Onu hiç böyle görmemiştim, hep ciddi olan adam şimdi bambaşkaydı.
"Şeker çocuk." Dediği zaman duyduğum iltifatla yüzüm yanarken kafamı 'Efendim?' anlamında salladım.
Bedenlerimiz dibdibeyken ona bir nefes kadar yakın olmak ve sesini bu kadar yakından duymak.. Müthiş bir duyguydu.
"Dudakların çok tatlı." Dediği zaman yutkundum. "Şuana kadar hiç tatmadığım bir tat." Diye eklemesiyle hızlı ve sert bir şekilde tekrar yapıştı.
Sertçe dudaklarını bastırırken, iştahla yaladı ardından mesafesi çok az ayırdı ve dudaklarıma çarpan ses dalgaları ile "Kendimi durduramıyorum." Dedi ve tekrar daha sert bir şekilde gömüdü.
~~~~
Bir elinde balıkları tuttuğu kovası varken, diğer elin de ise oltalar vardı. Eve doğru ilerliyorduk.
Göz ucu ile bana bakması ile yutkundum. Buna karşın gülümserken "Ne yaptın bana?" Diye sordu keyifle.
Ben cevap vermezken, "İyi ki seni yanıma almışım, iyi ki o mahalleye taşınmışım." Dediği zaman durdu. Bende durup, gözlerine kitlendim.
Bir adım atıp, elindekileri yere atarken, elleri yanaklarımda geldi. "Yoksa böyle bir yakışıklılığı nasıl bulurdum?" Dediği zaman dudaklarımı yaladım.
Buna karşın, o dudağının altını ısırırken hızla dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
Dudaklarıma bıraktığım ıslaklık ona geçerken, gözlerimin içine bakarak, onu yaladı.
Bunu görür görmez alev gibi yanarken, zevkle gözlerini kıstı ve yerde duran şeyleri hızla aldı.
Peşinden giderken, hızla şifreyi açtı ve içeri doğru adımladı. Bende peşinden ona eşlik ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstila
RomanceÇakır, zamanında komutanlıktan tecil edilen bir adamdır. Talas ise zamanının neredeyse tamamını evinde geçiren biridir. Nereden ve nasıl geldiği belli olmayan bir zombi virüsü dünyayı ele geçirince bu iki adam yollarına beraber devam edeceklerdi. Tü...