12. Bölüm

3.2K 199 16
                                    

Medya: Çakır.

Gözlerim yavaş yavaş aralanırken, alttan gelen seslerle gözlerimi kıstım.

Yatakta doğrulurken, genişçe esnedim. Saniyeler sonra aşağıdan gelen seslere tam olarak kulak verdiğim zaman bunun yumruklama sesi olduğunu anladım.

Gözlerimi korkuyla açarken, hemen kendimi yataktan attım.

Kapıdan hızla çıkarken, merdivenlere yöneldim ve süratli bir şekilde indim.

Saniyeler sonra alt kata gelince, karşımdaki manzara ile kaşlarımı çattım.

Çakır, tavana bağladığı kum torbasına yumruk atıyordu.

Üstü tamamen çırılçıplakken, altına ise askeri bir şort ve siyah çorapları vardı.

Belinden akan terler ile yerinde dikleştirken, elinin tersi ile anını sildi.

Eline doladığı beyaz şeyi görmem, kalp atışlarımı hızlandırırken kafasını yukarı kaldırdı.

Saniyeler sonra arkaya dönmesi ile "Günaydın." Dedi gülümseyerek.

Onu baştan aşağı süzerken "Böyle bir güne her gün uyansam, günümün aymaması günün ayıbı olur." Dememle dudaklarımın arasından sesim sessiz çıkmıştı.

"Efendim?" Diye Çakır'ın sormasıyla hemen kendimi düzelttim ve "Günaydın, günaydın." Dedim heyecanla.

Beni baştan aşağı süzerken "Bakıyorum da çok beğendin?" Diye sordu.

Yüzüm yanarken, kafasını keyifle arkaya attı ve bir adım bana doğru geldi.

"Dokunabilirsin." Diye sorduğu zaman yuktundum. "Vücudum senin, istediği yapabilirsin." Diye eklemesiyle gözlerine döndüm.

Mavi gözlerini bana dikerken, ellerim göğüslerine gitti.

Ardından sert bir taş gibi olan karın kaslarına gitmesiyle yuktundum ve "Taş gibi." Dedim.

"Komutanlık bunu gerektirdi." Diye yanıtlarken bana doğru bir adım attı.

"Senin de bir yerlerin taş gibi." Derken gözlerim irileşti ve yuktundum.

O bir adım daha atınca duvara yaslandım, o ise kollarını yanlara dayadı.

Gözlerimin içine bakarken, gözleri yüzümde gezdi ve "Yüzün.." Dedi dudaklarının arasından.

Göz kapakları hafif düşerken, dudaklarını birbirine bastırdı ve "Vücudun bile efendi." Dediği zaman gözlerim titredi.

Saniyeler sonra "Bu efendi yakışıklılığa tutulmak elimde değil." Dediği anda dudaklarıma yapıştı.

Kollarını duvardan çekip, beni sarıp sarmalarken ellerim sırtına gitti.

Geniş ve kaslı sırtını sarıp sarmalarken, onun ise elleri belime gittiği.

Belimden yukarı çıkıp, vücudumun zarifliğini ölçmek ister gibi okşarken dudaklarını hırsla bastırdı.

Bunun yanında kolları sıkılaştırırken, beni duvara daha fazla sıkıştırdı.

Gözlerimin dolmasına engel olamazken, sıcak nefesini üst dudağımda hissettim.

Saniyeler sonra nefes nefese sert bir şekilde ayrılınca olduğum yerde saklandım.

O anında boğazımı kavrayıp, beni duvara yaslarken kaslı koluna baktım.

Boğazımı canımı acıtmayacak şekilde tutarken, dudaklarıma tekrar aynı tutku ile kapandı.

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin