13. Bölüm

3.2K 187 19
                                    

Medya: Çakır.

"Çocuk bey!" Diye keyifli bir tonla konuştuğu zaman kaşlarım çatıldı. Bacaklarımı daha fazla ittirirken, salıncak daha da hızlandı.

Bana keyifle bakarken, elini yana attı ve sabahtan beri anlamadığım işine bir de çekici dahil etti.

Çatık kaşlarım ile ona bakarken "Çocuk mu?" Dedim şaşırırken.

O dişlerini gösterip gülümserken, kafasını salladı. "Salıncaktan bir saniye bile inmiyorsun." Dediği zaman ayağım ile kendimi durdurmak için bir hamle yaptım.

Salıncağın yüksek hızlı nedeniyle, yere anlık olarak çarpan ayağımdan 'çıt.' benzeri bir ses geldi ve ben o anda yerle bir oldum.

Acı ile çığlık atarken, yüksek hızlı salıncak üstümden bana temas etmeden geçip gidiyordu.

Anında başımı kaldırıp, Çakır'a baktığım zaman elindeki çekici telaşla atıp yanıma doğru koşmaya başladı.

"Talas?" Dediği zaman endişeyle gözlerimi kapattım ve dişlerimi sıktım. Bileğim sızlıyordu.

Yanıma geldiği zaman anında salıncağı durdurdu ve hızla yanıma çömelip beni yavaşça ters çevirdi.

Gözleri korkuyla irileşmişti, hızlı hızlı nefes alırken göğüs de nefesine eşlik ediyor ve o hızda çıkıp iniyordu.

Hızla elleri vücudumun her yerine bakarken "Ne oldu? Nasıl oldu?" Diye telaşla sordu.

"Ayak bileğim." Dediğim anda gözleri bileğime döndü. Hızla elini atı, yavaşça incelerken ayak bileğimi kavradı.

"İncilmiş." Diye dişlerinin arasından konuştuğu zaman yutkundum.

Mavi gözleri bana döndüğu zaman "Senin dinlenmen lazım." Dedi.

"Kalkamam." Diye acıyla sızlandığım zaman anında "Kalmayacaksın zaten." Dedi.

Kaşlarım çatılırken, kolları belimin arasından geçtiği anda nefesim kesildi.

Çevik bir hareketle beni kucağına alırken, boynunu kaldırdı ve dik bir şekilde endişeyle yürümeye başladı.

Ben aşağıdan ona bakarken, yüzünü görmüyordum sadece çenesi ve boynu vardı.

Boynunun kusursuz şekline dayanamayıp, boynuna eğilip öpmemle bir tepki vermedi.

Ben merakla yukarı bakıp onun yüzünü görmek istesem de o süratle kurduğu gizli tuzaklardan geçti ve buna engel oldu.

Eve girdiği sırada, yatak odasına doğru ilerlerken bana hiç bakmıyordu.

Yatak odasına hızla girdiği zaman beni yatağa yavaşça yatırdı ve üstüme ince bir battaniye örttü.

Kış yaklaşıyordu, bu sebeble geçen gün battaniye tarzı şeyler çıkarmıştım.

Vücudumun her tarafını battaniye ile özenle kapatırken, hâlâ yüzüme bakmaması ile yüzüm düştü. Kızmış mıydı acaba?

"Çakır?" Dememle yüzüme bakmadan 'hmm?' benzeri bir ses çıkarttı.

"Bir bakar mısın?" Dememle "Söyle." Dedi değişik çıkan bir ses tonuyla.

Bu ses tonu ile kaşlarım daha fazla çatılırken, kolundan tuttum. O sırada yüzünü çevirip baktığı zaman dolu gözleri ile gördüm.

Gözlerim şokla açılırken, o anında kafasını eğmek için bir hamle yapsa da çenesinden tutup geri kaldırdım.

Şimdi kızarmış gözleri ile mavi irislerini bana dikmişti. Gözlerinin yanıda biriken su damlaları ise görüntünün yürek burkan tarafının cabasıydı.

"Niye ağladın?" Diye sormamla bir iç çekti ve anında beni sarıp sarmaladı.

"Özür dilerim." Diye kulağıma eğildi zaman omzumda hissettiğim su ile titredim.

"Çakır ağlama, lütfen." Dememle "Her şey benim yüzümden." Dedi ayrılıp gözlerini bana kitlerken.

"Hayır benim asiliğim yüzünden." Dememle kafasını olumsuz anlamda salladı ve "Seni sinirlendirdim." Dedi.

"Ben iyiyim." Dememle "Daha iyi olacaksın." Dedi anında.

Elleri kollarımı bulurken, bir eline bir de dolu gözlerine baktım.

"Seni ben iyi edeceğim, sana bakacağım." Dediği zaman dudaklarımı birbirine bastırdım.

Onu ilk defa ağlarken görüyordum, bu denli güçlü ve sert görünen bir adamın duyguları olduğunu bilmek içimi bir garip hissettirmişti.

Kim bilir o dik ve sert duruşunun ardından daha neler yatıyordu? Bunların hepsini keşfetmek ve incelemek istiyordum, onu tanımak istiyordum.

"Benim için çok değerlisin." Dediği zaman içini çekti. "Seni bir daha inciltmeyeceğim." Dediği zaman dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım.

"Sen ne kadar güzel bir şeysin." Dememle bakışları bendeydi. Evet, sert bakıyordu ama o sertliğin altında da bir yumuşaklık vardı.

"Güzel miyim?" Dediği zaman mavi gözlerine kitlendim ve elim ile ıslak yanaklarını sildim.

"Gördüğüm en güzel insansın." Dememle dudaklarının kenarı kıvrıldı.

Ellerim yanaklarını severken, gözlerim göğüsüne gitti. Hızlı hızlı inip kalkıyordu yine.

Saniyeler sonra ona döndüğüm zaman hâlâ bana baktığını gördüm. "Sana bir şey olsaydı.." Dediği zaman dudaklarımı ısırdım.

"Hayır, hayır." Dediği zaman kaşlarım çatıldı. "Seni asla kaybetmeyeceğim." Dediği zaman yaklaştı.

"İzin vermiyorum." Dediği zaman kendi kendine konuştuğunu anladım. Saniyeler sonra dudaklarımızı birleştirdiği zaman gözlerinden düşen bir damlayı kendi yüzüme hissettim.

Öpme kuvvetini arttırırken, dudaklarımızın sıkışmasından çıkan ses odada yankılandı.

Elleri anında enseme giderken, daha fazla bastırdı. Sanki az önce 'Seni bir daha inciltmeyeceğim.' Diyen o değilmiş gibi.

Zar zor ayrıldığımız da nefes nefese kalmıştım, gözlerim ona döndüğü zaman bu hâlimden zevk aldığını gördüm.

"Delisin sen." Dememle keyifle, kahkaha benzeri bir gülüş attı ve "Sen delirttin." Dedi keyifle.

Yerinden keyifle kalkarken, beni süzdü ve "Tamam, şimdi saralım bacağını." Dedi.

"İşin yok muydu? Akşamda olur." Dememle bakışlar bana döndü ve "İşim senden önemli mi?" Diye sordu.

"Hem seni akşama kadar bekletmem." Diye eklediği zaman dudaklarım kıvrıldı.

Arkasını dönüp, çekmeceden bir sargı bir bez alırken yanına doğru geldi.

Ayak ucuna otururken, yerde duran çantayı aldı ve yavaşça yatağın üzerine koydu.

Ben yaptığı her hareketini incelerken, o çantayı açtı ve içinden bir kutu çıkarttı.

Kutu içindeki kremi bacağıma sürerken, aşırı nazik davranıyordu.

Çok az basınç uygulayınca, hafif inler gibi oldum. O hemen bana baktı ve basınç yaptığı kremsiz yeri bileğimden yukarı kaldırarak yavaşça öptü.

Kalbim hızlı hızlı atarken, yutkundum. Acı denen bir şey kalmamıştı.

Kremi her yere sürdükten sonra, bezi incilen yere koydu. Yumuşak bez, incilen yeri sarıp sarmalarken, yanda duran saygıyı aldı.

Ayağımı tamamen sardıktan sonra yavaşça yere doğru bıraktı.

Ben ona hayran gibi bakarken, bakışları bana döndü.

Soft bir bölümdü ya, Çakır'a hard dedik ama adamı da odun yapacağız demedik yanii kwlwkskd.

Bu arada yeni kapak fotosu nasıl?

Her neyse Talasın Çakır için önemini belirten bir bölüm yazmak istedim, umarım beğenmişsinizdir.

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin