Medya: Çakır.
Günün ikinci bölümü, karıştırmayın.
~yazarın ağzından~
Çakır kendini kilitlediği evde kıpkırmızı olmuş gözleri ile oturuyordu.
Sırtını kapıya dayamış, artık aglayacak hâli bile kalmamıştı.
Acı dolu ve hıçkırık benzeri bir nefes alırken gözleri sımsıkı tuttuğu t-shirte kaydı.
Bu t-shirtü bulduktan sonra ormanın her yerini aramışlardı. Ancak en ufak bir iz dâhi yoktu.
Artık yavaş yavaş kabullenirken, kabullendiği acı ruhunu kemiriyordu.
Bacakları acı ile kasılırken kafasını arkaya doğru pişman bir şekilde vurdu.
Gözlerinden zar zor yaşlar düşerken, derin bir nefes verdi.
'O öldü.' Diye içinden geçirirken yavaşça ayağı kalktı.
Aldığı nefesleri hissetti, kalp atışlarının sesini duydu.
'Bunlar israf oluyor.' Diye içinden geçirirken hızla elini kapının anahtarına attı.
Kapıyı açıp, kendini dışarı atarken alt dudağı büzüldü.
Hayatı boyunca ilk defa bu kadar mutlu olmuştu. Bu mutluluk bu sonu hak etmiyordu, ama eğer bir mutlu bir son istiyorsa da belki bu öteki tarafta olabilirdi.
Derin bir nefes alırken merdivenlere doğru gitti. Talasın canını verdiği yerde ona kavuşacaktı..
~~~~
~Talasın ağzından.~
"Aslında hâlâ tam iyileşmiş sayılmazsın, bir gün daha kalsan fena olmaz." Dediği zaman Şule hızla kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Gitmem lazım, Çakır'ı bulmalıyım." Diye acelece konuştuğum zaman kafasını salladı.
"Sende gel, güvenli bölgeden sana bir kaç erzak ve tohum veririz." Dediğim zaman derin bir nefes aldı.
"Ben bunu insanlık namına yaptım, bir karşılık beklemeden." Diye yanıtladı ardından.
"Lütfen, bunu benim teşekkürüm olarak kabul et. Sana bir can borcum var." Dememle son ayakkabımı da ayağıma hızla geçirdim.
"Tamam, geliyorum ama bir t-shirt giymeyecek misin?" Diye sorduğu zaman kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Zaten yazdayız, hava sıcak." Dememle kapıyı açtım.
Birlikte dışarı doğru çıkarken "Yolu biliyorsun değil mi?" Diye sordum arkadan kapıyı kapatan Şuleye.
"Evet, bir kaç kez ekmek ve erzak almak için güvenli bölgeye uğramıştım." Dediği zaman ilerlemeye başladık.
"Neden oraya yerleşmedin?" Diye sorduğum zaman "Bana senin için yer yok dediler." Dedi.
Ben bakışlarımı kaçırırken derin bir nefes aldım.
Tam o anda 15 adım ötemde ağaçların arasından hızla yürüyen bir şey gördüm.
Yürüyen görüntüye odaklandığım zaman tüylerim diken diken oldu.
Tam bu anda "Çakır." Dememle sesim ormanda yankılandı.
İlerideki Çakır anında dururken hızla kafasını sağ ve sola çevirdi.
Etrafına aklını kaybetmiş gibi bakarken gözlerim doldu ve çenem titredi.
"Çakır." Diye bağırmam ile ona doğru koşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstila
RomanceÇakır, zamanında komutanlıktan tecil edilen bir adamdır. Talas ise zamanının neredeyse tamamını evinde geçiren biridir. Nereden ve nasıl geldiği belli olmayan bir zombi virüsü dünyayı ele geçirince bu iki adam yollarına beraber devam edeceklerdi. Tü...