43. Bölüm (Özel Bölüm)

524 62 2
                                    

Se-la-mlar herkese!

İstila kitabı 100 bin okuma olmuş ve b×b kategorisinde 7. Sıraya yükselmiş. İstila kitabının şuana kadar elde ettiği en yüksek ilgi ve alaka bu.

Bu kitabı o sıraya taşıyan, belki tekrar tekrar okuyarak bu kitabı 100 bin okuma yapan herkese sonsuz teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunuyorum.

Benim için çok özel olan bu kitabın 100 bin okuma olması gerçekten benim için kendi çapımda çok büyük bir gurur.

Bu neden dolayı sizleri İstila kitabının dönemine götürecek, sanki o zamanlar yazmışımda sonrasında eski bir kasaya kaldırıp, şimdi çıkarmışım gibi bir bölüm yazmak istiyorum.

Hadi, hep beraber dağ evinde Çakır'la geçirdiğimiz romantik anlara geri dönelim..

Medya: Çakır.

~~~~

Parmak uçlarım öldürücü soğuk nedeniyle donarken derin bir nefes verdim.

Ellerim titrerken ellerimdeki çay bardağından bir yudum çay soğuk verenda tahtasının üzerine düştü.

Bakışlarım az ilerideki Çakır'a dönerken Çakır beni süzdü ve sarı kaşları sinirle çatıldı.

Yanıma doğru adımlarken "Bu soğukta çıkılır mı buraya?" Diye sordu hafif sert bir tonla.

Ellerimdeki çay bardağını alması ile bakışlarım buz mavisi gözlerine döndü.

"S-sana ç-çay yaptım.." Dememle birlikte çenemin titrmesi ile konuşmaya çalışmıştım.

Çatık sarı kaşları altındaki mavi gözleri benim gözlerimin içindeyken çenesi ile içeriyi işaret etti.

Ben içeri doğru dönüp, adımlarken o da arkamdan geldi ve kapıyı kapattı.

Şöminenin içeriyi ısıtması nedeniyle evin içerisi dışarıdan kat ve kat daha iyiydi.

Isı vücuduma doğru hücum ederken tüylerim diken diken oldu ve çok kısa süreli bir titreme yaşadım.

Saniyeler sonra Çakır'ın beni kendine doğru çekmesi ile elindeki çayı ayakkabılığın üzerine koydu.

Beni kendine bastırıp, kolları ile sarıp sarmalarken "Niye bu soğukta dışarı çıkıyorsun?" Diye sordu normal konuşmaya çalıştırarak.

"Çay ve kahveyi çok seviyorsun, dışarıda çalışırken güzel gider dedim." Dememle birlikte kafamı kaldırıp, gözlerinin içine baktım.

O da benim gözlerimin içine bakarken "Bana niye seslenmedin güzelim?" Demesi ile birlikte "Yorulma dedim, zaten dışarıda çalışıyorsun." Diye ekledim.

Yaklaşıp, dudaklarımızı birleştirmesi ile içimde kelebeklerin uçmasına engel olamadım.

Ellerini belime atıp, okşanması ile dudaklarını daha fazla bastırdı. İçimdeki kelebeklerde yaptığı baskı ile daha fazla hareketlenirken dudaklarımızı ayırdı ve "Yukarı geç, küvete sıcak su hazırla." Dedi.

Bakışlarım onun gözlerinde kitlenirken "Beraber biraz ısınalım. " Dediği zaman kafamı salladım ve ondan yavaşça ayrıldım.

Onun mavi gözleri hâlâ benzeyen üst kata uzanan merdivene doğru adımlamaya başladım.

Daha sonra merdivenlerden yukarı çıkıp, banyoya doğru ilerledim ve kapıyı açtım.

Üst kat aşağı kat gibi sıcak değildi ama aynı şekilde dışarısı kadarda soğuk değildi.

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin