24.Bölüm/İstanbul turu

2.2K 127 11
                                    

Slm!

Keyifli okumalar...

(Yazım yanlışı ya da anlam bozukluğu olduğu yerlerde yorum yazıp bana bildirin ki düzelteyim, gözümden kaçabiliyor.)

---

Öğle arasındaydık ve ben tek başıma bir masada otururken abi tayfası da karşımda gözlerini benden ayırmayarak oturuyordu. Onları umursamayıp elimdeki tostu yemeye devam ettim.

Savaş'ın dediği şeyden sonra zil çalmıştı ve ben cevap veremeden arkasını dönüp sınıfa gitti. Ardından ikinci derse de kaldıktan sonra çantasını alıp gitmişti. Neden öyle bir şey sordu anlamadım ama keşke cevabımı bekleseydi.

Karşımda iki sandalye çekildiğinde kafamı kaldırdım.

Berk ve Adar mı?

"Selam cimcime ne yapıyorsun böyle tek başına?" Diyen Adar'a baktım. Üstlerinde bizim okulun formaları vardı. " Selam da sizin burda ne işiniz var?" Dedim merakla.

"Aşk olsun canım hafızan ne kadar da kötü,ben sana yakında bizde sizin okula geliyoruz demedim mi?" Dediğinde babaannem gildeyken söyledikleri geldi aklıma.

"Hâlâ küs müsün, abilerine?" Dedi Berk.

"Tabiki de! Yani Çağan'ı yarı affetmiş olabilirim ama bu onları tam anlamıyla affettiğim anlamına gelmez." Dediğimde bakışları abi tayfasının masasına doğru çevrildi.

"Duru, Lara adına senden özür dileriz." Dedi Berk üzgünce başını eğerken. "Siz niye özür diliyorsunuz ki, Lara'nın kendi ağzı dili yok mu?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Ya tamam kapatın konuyu!" Diye yüksek sesle konuşan Adar'a döndük. Bakışlarımızı görünce gergince gülümseyip elini ensesine attı. "Yani daha fazla kardeşim dediğim kızın yaptıklarını duymak istemiyorum." İlk defa bu kadar ciddi konuşmuştu.

"Eee Duygu nerede? Göremedim onu, yanıma da gelmedi bugün hiç." Diye konuyu değiştirdim bir yandan da yarım bıraktığım tostu yemeye devam ederken.

"Duygu bugün biraz üşütmüş o yüzden gelmedi." Dedi Berk.

"İyi değil mi,yani önemli bir şey yok?" Diye endişeyle sordum.    
 

"O Duygusuz Duygu yarına turp gibi gelmezse benim de adım Adar değil." Diye araya giren Adar'ın konuşması ile hafifçe güldüm. Ben gülerken gözleri elimdeki tosta kaydı.

"Lan ben nasıl unuturum!" Diye sandalyeden abartı bir şekilde kalktı. Ben, "Ne oluyor?" Diye sorarken Berk gözlerini deviriyordu.

"Lan ben yemek yemeği nasıl unuturum! Niye söylemiyorsun Berk aşko!" Diye bağırıp tost yapan kantincinin yanına doğru koşturdu.

"Görüyor musun? Sürekli beni böyle rezil ediyor. Gören de bizi gay sanacak." Dedi homurdanarak. Adar'ın bu haline gülüp tostumun son lokmasını da yutup gazozumdan son yudumu da aldıktan sonra en sevdiğim kısma geçtim.

Eti Karam!

Karam'ımı açıp yemeye başladığımda Lara'nın buraya doğru yürüdüğünü gördüm. Ellerimi bacaklarımın üstüne koyup sakladım çünkü şuan sinirden yumruk yumruktu.

Onu görür görmez içimdeki bütün sinir ortaya çıkmıştı. Elimdeki paketi sıktığımdan haberim bile yoktu. Berk önce elimdeki pakete ardından bize yaklaşmakta olan Lara'ya döndü.

Hızla ayağa kalkıp önümüzde duran Lara'nın kolundan tuttu. "Abicim gel biz senle sınıfa gidelim. " Dediğinde Lara kaşlarını çatarak kolunu geri çekti. Mi

Kilitli Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin