"Çoğu zaman daha cesur olmayı dilerdim. Eminim cesur olsaydım bu defteri doldurmak zorunda kalmazdım.
Alya'yı tanımam zamanımı almıştı. Her şey 9. sınıfta herkesin sadece uyuma dersi olarak gördüğü o seçmeli derslerin birinde olmuştu. Siyah kısa saçlı bir kızın bu sınıf seçmeli İngilizce sınıfı mı diye bana sormasından sonra başladı. Fazlasıyla alımlı bir tipi vardı. Tarzı ise kendine hastı ama tüm gözleri üzerine çekebilecek bir havası vardı. Yanında uzun boylu sarışın bir erkek ile güle oynaya girdiği derslerin birinde göz göze gelmiştik ve o an saatin durmasını, hayatın durmasını istemiştim. Sonra gözlerini devirip benden gözlerini aldı ve yanındaki çocuk ile fışıldaşarak bir şey konuşmaya başladı.
Uykuyu fazlasıyla sevdiğini 9. sınıfın ikinci yarısında anlamıştım. Herkes dersi ekip veya hocayı gaza getirip bahçeye çıkarken o sınıfta uyumayı tercih ediyordu. O sınıftaki cam kenarı en arka sırada uyurken ben de asla bakmadığım önümdeki kitapla onu inceliyordum. Arada rüyasında bir şeyler konuşuyordu ve bunu sanırım bir tek tatlı bulan kişi bendim.
O zamanlar sınıf listesi elime geçtiğinde adına bakmadan edemedim. Alya Barut. Soy adı ismime zıtlık bildirirken aslında her an patlamaya hazır biri olduğunu o zamanlar okulda çıkan bir tartışmada anlamıştım.
Yanına yaklaşıp birkaç kelime etmek istiyordum ancak onun aurası tarafından sürekli kenara sıkışmış gibi hissediyordum. Buna o zamanlar basit bir aşk meselesi diyemiyordum çünkü ben bir kızdım ve o da kızdı. Toplumun nefret edilen kısmıydık. Kendimi fazlasıyla suçlarken bir yandan da başımı her yastığa koyduğumda sürekli hayallerimin baş kahramanı olmuştu.
Okulumuzda dalga geçilen bir çocuk vardı. Kendisi eşcinsel bir bireydi ve Alya onu sürekli koruyordu. Çocuğun hikayesine tam hakim değildim ama kantinde birinin yüzünü çocuk için parçalayasına yumrukladığını gördüğümde o an aklıma başta beni cezbeden fakat şu an bir hayli pişman olduğum insan profiline sokmak zorunda kalmıştım. Okulun en nadide homofobiği olacaktım. Belki bu şekilde Alya'nın dikkatini çekecektim.
O sene o şekilde kapanmıştı. Yaz tatili geldiğinde ilçede açılan ve son zamanlarda baya rağbet görülen lezbiyenlerin gözde mekanına gitmiştim. O gün Alya'nın başka bir kızı öptüğünü gördüğümde bir yanım mutlu olmuştu. Çünkü gözlerim onun eşcinsel bir birey olduğuna şahit oluyordu ama diğer yanım... O yanım yanıp tutuşan bir ateş gibiydi o an o kızı itip Alya'yı öpmek isteyen ben olmuştum.
Kaan'a durumları anlattığımda bana adım atmama gerektiğine dair nasihatler vermişti. Nasihatlerini dinlemiştim. Bir yaz gecesinde Kaan'ın gazına gelip yazmıştım. Attığı basit şarkı paylaştığı hikayesine yanıt verdim. Fakat ondan aldığım tek şey görüldü olmuştu.
10. sınıfa başladığımda Alya yine aynıydı. Yine onun seçeceğini bildiğim o dersleri seçmiştim. Denk gelmemiz biraz şansa kalmış olsa da denk gelmeyi başarmıştım. Kısa olan saçlarını daha da kestirmişti. İçimden o saçları okşamak geçiyordu ancak beni takmadığı her halinden belliydi. Göz göze geldiğimizde ona laf atmıştım.
"Lezbo."
Bende eşcinsel bir biriydim. Bunu tüm yaz araştırmış ve kendimi sonunda istediğim şekilde tanımlayabiliyordum. Alya bu lafı duyduğunda kahkaha atmıştı. Sanırım bu kıza karşı asla bir şansım olmayacaktı.
O yıl sürekli okulun itiraf sayfasında yatıp kalkıyordum. Sürekli Alya hakkında itiraflar atıyordum. İtirafları bile takmıyordu. Okuldaki derslerde ise ona ters çıkıyordum. Ne kadar çok benden nefret ediyor olsa da arada bana bakıyordu ve birkaç söz ediyordu. Aramızda geçen ödev, ders veya günlük muhabbetler sonunda hep kavgayla sonlanıyordu.