Öykü'den
Arzu ve sevgi. Hayatımda daha yeni yeni tanıdığım bu hisler beraberinde bana Alya'yı da getirmişti. Onu sürekli arzulardım. Hatta arada onun yüzünden tuhaf rüyalar görür, sabahında utançtan yastığıma sarılır çığlıklar atardım.
Fakat şu an olaylar çok farklı işliyordu. Kum saatinde dökülen her bir kum tanesi onun yavaş öpücüklerini anımsatıyordu. Sonunu bekliyordum. Ancak yavaş gittikçe de içimde artan arzu zamanın gazabına uğruyordu.
Onu deliler gibi istiyordum. Bedeninin bedenime sarılmasını, her bir hareketi veya sözü tarafından yanmak istiyordum.
O, boynuma bıraktığı yavaş öpücükleri, her bir saniyeyi yavaşlatıyordu. Hatta dayanılmaz bir hale geliyordu. Gizem'in orman evindeki en nadide parçası olarak gördüğü pikabından gelen ve yavaş geçen saniyeler yüzünden şarkının boğuklaşan melodisi ile gittikçe daha da yükseliyordum.
Aniden boynumdan başını çekti. Islak öpücükleri kesildiği anda yere düşmüşüm gibi hissettim. Fakat Alya bana elini uzattığında elini tuttum. Elini tutmam ile belimden kavrayıp havaya kaldırdı. Bu kızın bu gücü yükselmem için sayılı sebeplerden biriydi.
Beline bacaklarımı sardığımda olabildiğince onu kendime yakın tuttum. Sabırsız biri değildim ama söz konusu o olunca dönülemeyecek bir yola giriyordum her seferinde, sabrım da beraberinde tükeniyordu. Ellerini belime koyduğunda ise bedenimde elektriklenme hissettim.
Hızla merdivenlere gittiğinde sırtımın duvara yaslanmasını sağladı. Kendisini bana bastırırken ister istemez alt kısımlarımı ona sürtmüştüm. Hoşuna gitmiş olacak ki göz temasını kurduğumuz o saniyelik anda tebessümünü yakalamıştım.
Tanrım, bu kız aklımı başımdan alıyordu.
Bazen ne kadar çok üşengeç biri olsa da onun da fazlasıyla sabırsız olduğunu hareketlerinden görebiliyordum. Bana kendine bastırdıkça öpüşmelerimiz sertleşiyor. Canımın yanmasından korktu için geri çekiliyordu. Fakat duramıyordu ve yine sırtımı soğuk duvara dayıyordu. O bu şekilde devam ettikçe benim ıslaklığım artıyordu.
Elleri kalçamdayken boş odaların birine girdik. Kesintisiz devam eden öpüşmemize rağmen bir eliyle kapıyı kapatmış ve yatağın kenarına oturmuştu. Onunla beraber ben de kucağındaki yerimi almıştım. Birkaç saniye gözlerimizin içine baktık. Ancak o kadar sabırsızdık ki bu ayrılığımız uzun sürmeden tekrardan öpüşmeye başladık. Bu sefer adımı benden beklemişti.
Öpücükleri başta dudaklarımdayken ardından çeneme oradan da boynuma gitmişti. Zevkle başımı arkaya attım. Ellerim onun soğuk tenindeydi. Sonrasında tişörtümü tek hamlede çıkarmış ve omzuma oradan da giydiğim büstiyerin üzerine öpücükler bıraktı.
Tek eliyle büstiyerin düğmelerini açmış ardından çıkarıp bir yerle buluşmasını sağlamıştı. Utançtan mıdır bilinmez refleks ile ortaya çıkan göğüslerimi ellerimle kapattım. Kendisi ise hemen durdu. Bayık bakışlarının arasından arzu akarken göz göze geldik.
"Sen de çıkar. Eşit olalım."
Dediğim şey ile kısa bir kahkaha attı. Kendisi ellerini kaldırmış ardından da üzerindeki sweati çıkarmamı sağladı. Bana nazaran küçük göğüsleri olan ve sporcu atleti giyen bedeni süzdüm. Omuzları genişti. Bakışlarımı bir türlü belirgin kürek kemiklerinden alamıyordum. Hatta kollarına kayan ellerimle belli miktarda olan kasını hissetmemi sağlamıştı. Sporcu atletini de çıkardığında eşit şartlarda olmamızı sağladı.
Onun boynuna öpücükler bıraktığımda ellerini kalçama atmıştı. Her bir dokunuşu nefesimi kesiyordu. Kalçamı okşarken beni kendine çekiyordu.