"Ya harika oldu ama burası!"
Lavin; bembeyaz odayı süsleyen pembe eşyalara ve ahşap beyaz dolaptaki minik kıyafetlere hayranlıkla baktı. Nida ile uzun süredir uğraştıkları bebek odasını sonunda tamamlamışlardı. Hiçbir eksiği kalmayan odanın bir köşesine yerleştirilmiş olan toz pembe renkli koltuğa yanyana oturduklarında yorgunluğunu atmak ister gibi dışarı üfledi nefesini. "Yorulduk ama değdi, değil mi?"
Nida arkasına yaslanırken; gururlu bir gülümseme eşliğinde başını salladı. "Evet." dedi içi içine sığmaz bir şekilde. "Her şey hazır." Elini fazlasıyla büyümüş olan karnına koydu. "Tek eksik de iki ay sonra geliyor."
Lavin onun karnına burnunu kırıştırarak mutlu bir şekilde baktı. "Nasıl bir his?" diye sordu ardından. "Anne olacak olmak yani."
"Çok güzel." dedi Nida. "Tarif etmesi zor aslında ama Cenker'le ikimize ait bir şeyi taşımak, yakında onu kucağımıza alabilecek olmak; bambaşka." Duraksadı ve dudaklarını büzerek yan gözle Lavin'e baktı. "Tabii... Küçük kızımıza bir arkadaş geleceğini de bilsek daha güzel olabilirdi!"
Onun ne ima ettiğini anlayan Lavin gözlerini büyüttü ve bu düşünceyi savuşturmak ister gibi başını hızlı hızlı iki yana salladı. "Hayır!" dedi. "Benim için daha çok erken!"
"Yapma Lavin." dedi Nida isyan eder gibi. "Aynı yaştayız."
"Evet; aynı yaştayız ama bizim Sarp'la daha çok yolumuz var. Üstelik bebek kelimesini duyduğunda tüyleri diken diken olan bir adamdan bahsediyoruz! Ben istesem bile Sarp bunu uzun bir süre istemiyor, biliyorum. Sizin gibi değiliz ki biz. Bir şeylere başlayalı daha bir yıl bile olmadı." Inanamaz bir tavırla güldü. "Her ne kadar; yaşadıklarımız on yıla bedel olsa da!"
Nida; her ne kadar gülümsemeye çalışsa da hayallerinin yıkıldığını hissetti. Lavin'in bu konuya daha olumlu bakacağını umut etmişti fakat Sarp'ın isteksizliğini göz önüne alınca ona hak vermeden de edemedi. "Bizim kadar beklemeyin ama." dedi uyarıcı bir tonda. "Yaşları yakın olsa çok tatlı olur!"
Lavin onun ısrarcı tutumuna karşılık şaşkınlığına engel olamadı. Gülümsemekle yetindi. "Bunu bir de babamla konuş istersen?"
Kahkahası odayı inletirken başını korkuyla iki yana salladı ve eliyle ağzındaki hayali fermuarı kapatır gibi yaptı Nida. "Sustum." Ardından ikisi de sessiz kalarak odayı hayranlıkla incelemeye devam ettiler. Lavin; bu huzurlu sessizliği her ne kadar bozmak istemese de onların hikayesini daha önce hiç dinlemediğini fark ederek yanındaki Nida'ya çevirdi yeniden başını. "Cenker'le çok uzun zaman oldu sizin değil mi?" diye sordu meraklı bir heyecanla. "Çocukluktan tanışıyorsunuz yani?"
"Baya uzun." dedi Nida mutlulukla kaplı sakin duruşuyla. "Gözümü açtım onu gördüm ben." Hatıraları gözünün önünden akıp giderken gülümsedi. "Küçükken bir şey hissetmiyordum ona karşı ama o bana aşık olduğunda çok küçükmüşüz. Tabii o yaşlarda kendinden bir yaş küçük birine bile aşık olsan sübyancı ilan edildiğin için kimseye söyleyememiş."
Lavin şaşkın gülümsemesiyle bedenini ona tamamen çevirdi. "Ne zaman başladı bir şeyler peki?"
"Yani, hayatımız boyunca hep beraberdik zaten ama; ben liseyi bitirdiğim yaz birlikte Ayvalık'taki yazlığımıza gitmiştik. Bir gün denizde ayağıma kramp girmişti. Boğulmak üzereyken de Cenker gelip beni kurtardı. Kurtarmış yani o an baygındım, o kısmı hatırlamıyorum. Sonra beni dubaya çıkarıp suni teneffüs yapmış. Tabii ben uyanıp onu öyle görünce çığlığı bastım; klasik ilk öpücük delirişi olarak!"
![](https://img.wattpad.com/cover/18200201-288-k333275.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romance"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...