Bölüm 49 / Final

299K 7.4K 4.3K
                                    

"Evet! Evet! Evet!"

Alkışlar, ıslıklar nikah salonunu doldururken Nida neşeli haliyle nikah masasının karşısından kendilerini izleyen misafirlere gülümsedi. Ardından, nikah memuru tarafından önlerine uzatılan deftere Cenker'den önce imzasını attı ve o sırada belli etmeden onun ayağına fazlasıyla acımasız bir şekilde bastı. Kendisine sitem eden Cenker'e dil çıkarıp önüne döndü yeniden.

Cenker'in ayağındaki sızlama nedeniyle ekşiyen ve acıyla renk değiştiren yüzünü en ön sıradaki sandalyeden izleyen Lavin ise gülmesine engel olamadı. Kucağında tuttuğu, minik bir gelin gibi süslenmiş olan Su'yu sıkıca sarmaladı ve alt dudağını dişledi. Keyifli tavrıyla, yanında oturan Sarp'a baktı. "Çok tatlılar, değil mi?"

"Bence komikler." dedi Sarp. "Çocuk gibiler."

"Ne güzel işte." dedi Lavin. Durdu ve kaşlarını sahte merakla çattı. "Bu arada," dedi. "Ben nikah törenimizde senin ayağına basmamıştım, değil mi?"

"Asıl ben," dedi Sarp buna takılmadan ve Lavin'e doğru eğildi. "Nikahtan sonra seni yeterince öpmemiştim, değil mi?" Bakışları istekle Lavin'in dudaklarına indi. Ve onu öpmeye yeltendi. "Bak bunu hemen telafi edebilirim."

"Sarp!" Lavin kendisini geri çekti ve güldü. "Annem yanımda," dedi uyarıcı fısıltısıyla. "Niyetini bozmak için doğru zamanda değiliz sevgilim." Hala ona istekli gözlerle bakan Sarp'ın kendisini durmaya zorlayan ifadesi neşeli bir kahkaha atmasına sebebiyet verdi ve hızla, kimsenin fark edemeyeceği minik bir öpücüğü teselli niyetine Sarp'ın dudaklarına kondurup geri çekildi.

"Lavin?" Lavin diğer tarafında oturan ve kendisine seslenen annesine baktı başını çevirerek. Annesi, Feryal Hanım, etrafa bir şeyler ararcasına bakındıktan sonra "Kayla nerelerde?" diye sordu. "Nida da onun danışanıydı diye hatırlıyorum. Nikaha davet etmiştir mutlaka. Değil mi?"

"Bilmem." Lavin gerilen yüzünü gizlemek ister gibi gülümsedi. "Işleri var herhalde, uzun zamandır görmedim onu. Haftalar oldu."

"Sorunları var sanırım." dedi Feryal Hanım. Sesi endişeli çıktı. "Dün dernekte konusu açıldı. Son bir haftada, tüm danışanları ondan teker teker vazgeçmişler, yeni psikolog bulmuşlar. Tek bir hastası bile kalmamış. Bu nedenle bürosunu da kapatacak diyorlar. Hakkında baya kötü dedikodular dolanıyor. Senin bir bilgin var mı bu konuda?"

"Öyle mi?" Lavin büyük bir şaşkınlıkla kaşlarını çattı. "Hayır yok." Ardından düşünceli bir tavırla diğer yanındaki Sarp'a çevirdi bakışlarını. Onun kendisine saniyelik bir bakış atması ve yeniden önüne dönmesiyle gözlerini kıstı. "Sarp!?" Annesinin duyamayacağı şekilde fısıldadı. "Senin bu konuyla bir ilgin var mı?"

"Hayır." Kollarını göğsünde birleştirip yapay bir hareketle gözlerini kısan Sarp; ona, takındığı anlamaz ifadesiyle baktı. "Ne ilgim olabilir." Ancak rol yaptığı her halinden belliydi. "Demek ki insanlar; sonunda, Kayla'nın gereksiz tavsiyelerinin bir işe yaramadığını anlamışlar."

Onu süzdükten sonra inanamaz gibi gülümsedi Lavin. Kendisi daha harekete geçememişken Sarp çoktan gerekeni yapmış görünüyordu. Bu konulardaki hızına yetişmek Lavin için imkansızın da ötesindeydi.

"Bu da ayrı bir olay."

Annesinin sinirli mırıltısını ve çalan telefonunu duyduğunda yeniden ona baktı Lavin. Feryal Hanım'ın telefonu sessize atıp çantasına koymasıyla meraklandı. "Ne oldu?"

"Baban." Küfreder gibi nefes aldı Feryal Hanım. "Son birkaç gündür durmadan arıyor." dedi. "Pişmanlığıyla ilgili, romantik mesajlar atıyor. Çiçekler yolluyor. Ne oldu da birden yeniden aşk adamına döndü anlamıyorum. Ayrıldığımızda keyfi gayet yerinde gibiydi oysa ki."

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin