08 : 15
Lavin titreyen telefonunun sesi ile uyandığında kendisini saran Sarp'ın kolunu ağır bir hareketle üzerinden çekti ve onu uyandırmamak için sakince kalkarak çantasından telefonunu çıkardı. Arayan Çağan'ın annesi Aysun hanımdı. Odanın banyosuna girerek kapıyı kapattı ve telefonu açtı.
"Efendim?... Iyiyim siz?... Tabii ki gelirim Aysun hanım, öğlen görüşmek üzere."
Telefonu kapattıktan sonra odaya dönerek saate baktı. Üzerini değiştirmeyi ve gitmeyi düşünse de bir an yatağa gözü tekrar takıldığında; bedenini çağıran uykuyu tercih ederek olduğu yerde omuz silkti ve ardından yeniden; hala sıcak olan yatağa geri uzandı. Üzerini örttükten sonra yüzünü Sarp'a döndü ve ardından ona doğru sokuldu. Sarp ise uyumaya devam ederken onu yeniden kolları ile sardı ve Lavin de ona tamamen yaslanarak kendisini uykuya bıraktı.
09 : 40
Sarp yaşadığı susuzluk hissi ile gözlerini araladı. Göğsüne sokulmuş bir şekilde uyumaya devam eden Lavin'i uyandırmamak adına yavaş hareketlerle kollarını onun vücudundan geri çekti ve ardından yataktan sessizce kalkarak mutfağa ilerledi. Bardağa koyduğu suyu içtikten sonra tezgaha dayanarak bir süre düşündü. Yine uyumuştu. Yine sadece onun yanında bulduğu huzuru bulmuştu. Bir yanı giyinip mekana gitmesini söylese de; o bu yüzden diğer yanını dinlemeyi tercih etti ve yeniden yukarıya çıkarak sessizce yatağa geri uzandı. Lavin'e yeniden ağır hareketlerle sarıldı ve gözlerini kapattı. Kısa süre içinde de yeniden uykuya daldı.
11 : 27
Lavin bu defa tamamen uykusunu almış bir şekilde uyandı. Sarp hala uyuyordu. Dün gece doğru söyleyip söylemediğini düşündü bir an onun uyumasını izlerken. Gerçekten uyuyamıyor muydu yoksa sarhoşluk ile uydurduğu bir yalan mıydı? Bunu düşünürken elini onun yanağına götürdü ve sakince ona dokundu. Uyurken Sarp'ın yüzünde; uyanıkken takındığı tavırlardan çok farklı bir ifade vardı; sakinlik, masumiyet ve huzur... Bir süre onun bu halini izledi ve ardından artık gitmesi gerektiğini hissederek yataktan çıktı. Kendi kıyafetlerini giydikten sonra dün gece giydiği tişörtü odadaki koltuğa bıraktı ve çantasını alarak oradan sessizce ayrıldı. Sarp'ın odasının önünden geçerken kapıyı dinlese de herhangi bir ses olmaması nedeni ile Nida'nın uyuduğunu düşündü ve bu yüzden odaya girmeden merdivenlerden indi ve evin bahçesinden çıkarak bulduğu ilk taksiyi durdurdu ve ardından Aksoylara doğru yola çıktı.
Oraya ulaştığında evin kapısını çaldı. Kapıyı evin hizmetlisinin değil; Aysun hanımın açması onu şaşırtsa da belli etmeden içeriye girdi fakat o an gördüğü evin hali ile şok olarak yerinde donakaldı. Evin salonunda yalnızca iki koltuk bulunuyordu, geri kalan hiçbir eşya yerinde yoktu.
"Kusura bakma Lavin'cim." dedi Aysun hanım mahçup bir ses tonu kullanarak. "Biraz zor bir dönem geçiriyoruz."
Lavin başını tedirgince salladı ve ardından odadaki iki koltuktan birine yerleşti. Aysun hanım onun karşısına yerleştikten sonra da tedirgin tavrını koruyarak karşısındaki kadına odaklandı Lavin. "Sormam ne kadar doğru, sizi üzer mi bilmiyorum ama; ne oldu birden böyle?"
Aysun hanım dolan gözlerini Lavin'den kaçırmamak için kendi içinde büyük bir savaş verirken "İcra geldi." dedi. "Hilmi kumar oynamayı bırakmamış Lavin. Çok borçlanmış. Şirketi borçlarına karşılık birine devretmek zorunda kalmış ama o da yetmemiş... Geri kalan borçlar için de şirketi devrettiği kişi bize icra yollamış."
Lavin şaşkınlık ile dudaklarını aralarken "Inanamıyorum." dedi. "Peki kimmiş bu kişi yani konuşmayı denemediniz mi belki borçlar için bir kolaylık sağlardı, ne bileyim başka bir yol bulamaz mıydınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romance"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...