Gözleri duyduğu son cümle ile daha çok büyüdü Lavin'in. Çağan'ın bütün o gerçekleri ve olayları ne zaman öğrendiğini düşündü bir an. Fakat kollarını sıkan ellerin verdiği acı hissi, yeniden kendine gelmesine neden oldu. ''Nasıl cesaret edebildin buna?' diye sordu Çağan, gözlerinden yayılan öfke ile bakışlarını Lavin'in yüzünde gezdirirken. ''Bir gün öğreneceğimi düşünemedin mi gerçekten?''
Lavin Çağan ile duvar arasında kalan bedenini kurtarmak için yeniden küçük bir çırpınma girişiminde bulundu ancak; bu hareketi Çağan'ın kollarını daha çok sıkmasından başka hiçbir işe yaramadı. ''Sen gördüğüm en aşağılık adamsın.'' diye cevap verdi Lavin. ''Bırak beni Çağan. Yoksa bunun bedelini çok ağır ödersin.''
Çağan bu cümlelerin sonunda sinirli bir kahkaha atarak sesinin tüm odayı inletmesine izin verdi. Buruk yüz ifadesi bu sinirin altından yansırken; "Benden önce sen bedel ödeyeceksin." diye konuştu. "Bu gece o bedeli sen ödeyeceksin."
Lavin içinde hissettiği çaresizliğe rağmen güçlü durmaya çalıştı ve sessiz kalarak ne yapacağını düşündü. Çırpınması; Çağan'ın onun kollarını kırarcasına sıkmasından başka hiçbir işe yaramıyordu. İnce bedeni onu kendinden itecek kadar da güçlü değildi. Beşinci katta olan evden çıkması için de tek yolu evin çıkış kapısıydı. Fakat Çağan anahtarları evin en uç köşesine fırlatmıştı, oraya yetişmesi ve kapıyı açarak kurtulması mümkün değildi.
Bu nedenle başka bir yol düşünürken; onun kollarından kurtulmayı başarabilmek için yüzünü düşürdü ve "Özür dilerim." dedi yere bakarak. Gözlerinden birkaç damla yaşın düşmesine izin verdi. "Ben... Sadece özür dilerim Çağan, böyle olacağını bilemezdim." Çağan onun sakinleştiğini fark ettiğinde kollarını bıraktı ve ellerini ağır bir hareketle onun yüzüne götürdü . Başını öne eğmiş bir şekilde ağlayan Lavin'in yanaklarındaki yaşlara dikkatle baktı ve duraksadı.
Onun, bu bir anlık zayıflığı Lavin için bir fırsat oldu. Ellerini üzgün bir tavırla onun kollarına koydu. Destek aldıktan sonra bu boşluğu zaman kaybetmeden değerlendirerek bacağını dizinden kırdı ve Çağan'ın kasıklarına gücünün yetebildiği en sert tekmeyi attı Lavin. Çağan; hiç beklemediği bu hareket ve bacaklarının arasında hissettiği tarif edilemez acı ile iki büklüm olarak boğuk bir şekilde inlerken; Lavin koşar adımlarla evin banyosuna girdi ve kapıyı arkasından kilitledikten sonra banyodaki dolabı kapının önüne itti.
Titreyen ellerini hala üzerinde bulunan ceketinin cebine götürdükten sonra da telefonunu çıkardı ve Sarp'ın ismini bularak arama tuşuna bastı. Korkusu ile heyecanı birbirine karıştı ve bu yüzden bozulan sinirleri yüzünden gözlerinden yeniden yaşlar süzülmeye başladı. "Lütfen..." dedi telefondan gelen çalma seslerini dinlerken. "Sarp lütfen..." Fakat cevaplanmayan çağrı en sonunda kendiliğinden kapandı. Lavin hıçkırırken onu tekrar aradı ancak sonuç değişmedi.
Zaman kaybetmeden polisi arayarak adresi verdi. Fakat işini şansa bırakmamak için o an bulunduğu eve en yakın olan kişiyi, Kayla'yı da aramak için rehberine girdi. Tam o anda dışarıdan Çağan'ın kapıya attığı yumruğun sesi ile irkildi. "Aç şu kapıyı!" Arama tuşuna bastıktan sonra Kayla'yı aradı. Kapıyı açmaya çalışan Çağan'ın öfkeli bağırışları eşliğinde, ağlayarak durumu Kayla'ya anlattı ve bir çilingirci ile gelmesini istedi. Küvetin önündeki yere çökerek ağlamaya devam ederken; kapının kırılırcasına açıldığını fark etti. Ancak kapının önünde bulunan dolabın Çağan'ın içeriye girmesini engellemesi Lavin'e telefonda biraz daha zaman kazandırdı.
En sonunda; Çağan kapıyı tutmak için yeterli ağırlıkta olmayan dolabı da kapıyı iterek uzaklaştırdı ve içeriye girdi. Yanına öfkeyle yaklaştığı Lavin'in elindeki telefonu yere fırlatarak mermer zeminde parçalanmasına neden oldu ve ardından; Lavin'i kolundan tuttu. Öfkeyle banyodan çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romance"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...