Bölüm 38

168K 6.7K 1.7K
                                    

Parmaklarının arasında tuttuğu ince sigarayı sakince dudaklarına götürürken ciddi tavrını bir an olsun bozmadı Ayla. Dudağına yerleştirdiği sigarasını; kendisine doğru seri bir hareketle uzattığı çakmağıyla yakan yanındaki korumaya başı ile geçiştiren bir teşekkürde bulunduktan sonra; içine çektiği nefesi ciddiyetle, ince bir duman halinde havaya üfledi.

Oturduğu locada başlayan koyu sohbete katılmaktansa etrafı izlemeyi tercih etti o anlarda. Casinonun ışıkları metal parlaklığındaki mavi gözlerinin rengini daha çok ortaya çıkarırken; bakışları ağır ağır, oyuna dalan insanlarda gezindi. Kibirli ve hissiz bir etki de gözbebeklerinde sabit kaldı.

Oyuna odaklanan tüm o insanların kendilerini unutan hallerine dikkatle odaklanırken; tüm o kalabalığın arasında, kendisine yönelmiş olan bir çift göze denk geldi. Bütün o kibir; bir toz bulutu gibi bakışlarından dağıldı o an. Dudaklarına yeniden götürmek üzere olduğu sigarasını tutan eli yavaş yavaş aşağıya indi. Gözlerini dahi kırpmadan, kendisine büyük bir şokla odaklanan ilerideki genç adama bakakaldı. Tek bir kişinin dışındaki tüm insanlar ve her yer flulaşır gibi olduğunda yutkundu ve bakışlarından bedenine inen soğukluğun titrettiği bedeniyle olduğu yerden aynı kişiye bakmaya devam etti.

Onun; yanında duran tanımadığı bir kızla birlikte kendisine doğru ilerlemeye başladığını fark ettiğinde ise zor da olsa kendisini toparladı. Önündeki sehpaya bıraktığı çantasını ve telefonunu hızla eline aldıktan sonra vakit kaybetmeden, hışımlı bir tavırla ayağa fırladı. Locadan inip çıkışa ilerlemeye başladı. "Sergio..." dedi o sırada, onunla birlikte ne olup bittiğini anlayamadan gelen korumaya, sert bir sesle. "Arabayı hazırla hemen. Gidiyoruz."

"Ama efendim... Daha yeni geld..."

"Dediğimi yap. Hadi!"

Koruma ürkek bir tavırla onun önüne geçerek hızla çıkışa ilerlerken; Ayla tedirgin ve hissedilir bir telaşla arkasına baktı. Sarp ile o kızın, peşinden fazlasıyla hızlı adımlarla geldiklerini, ona yaklaşmaya başladıklarını gördü. Bu kendisinin de adımlarını hızlandırmasına neden olurken; casinonun dışına çıktı.

Kaldırımın hemen önünde duran siyah renkli arabanın kapısını telaşlı bir hareketle açtı ve kendisini bekleyen şoförü arabayı çalıştırırken arka koltuğa yerleşti. Tam kapıyı kapatacağı sırada, caddenin gürültüsü arasında arkasından birisinin seslendiğini hayal meyal duysa da; yıllar sonra, o tanıdık aynı sesten gelen ve kendisinin kapıyı kapatmada tereddüt etmesine neden olan o tek bir kelime fazlasıyla net bir havada kulaklarına doldu;

"Anne!"

__________________

Sarp; bir anda istemsizce dudaklarından çıkan o kelimeden sonra kapanan kapıya ve ardından kendilerinden hızla uzaklaşan arabaya öylece bakakaldı.

Ona üzgün bir ifadeyle bakan ve kolunu tutan Lavin'e bakışlarını çevirdiğinde koşar adımlarının sonucu olan nefes nefese haliyle bir süre suskun kaldı. Annesinin kendisini gördüğü anda yanına mutlu bir tavırla gelmesini, ona koşup sarılmasını beklemiyordu tabii ki. Sonuçta bunu yapacak olsa yıllardır bir yolunu bulur, yapardı ama kaçar gibi ve onu tanımıyormuşcasına hızla ondan uzaklaşması da ister istemez içinde bir yerlerde bir öfkeye neden olmuştu.

Arabanın ardından bakarken yaşadığı anlık şoku atlattığında; oyun esnasında yanlarına gelen, ona annesini işaret eden kızın da dışarıya çıktığını ve neler olup bittiğini anlamak istercesine kendilerini izlediğini görerek ona yöneldi Sarp. "Evi nerede?" dedi sinir içeren hızlı konuşmasıyla. Sesini yükseltti. "Onun... Evi nerede?"

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin