Bölüm 36 / Kısım 1

182K 6.8K 849
                                    

"Iyi misiniz?"

Sarp doktorun sorusuyla hareketsiz halini bozdu ve uzun bir nefes alarak ona baktı. Başını sallamakla yetindi bir şeyler söylemektense. O an, iyi olup olmadığını bilmiyordu oysa ki. Yalnızca; aklının içinde birbirine karışan cümleleri bir düzene koyabilmenin ve duyduklarını algılayabilmenin savaşını veriyordu.

"Pekala..." dedi doktor, uzatmadan. "Şimdi... Sizden isteyeceğim birkaç şey var. Öncelikle; önümüzdeki hafta boyunca, on güne kadar, Lavin Hanım'ın ağır hareketlerden kaçınması gerekli; olabildiğince az hareket etmesini sağlamanızı istiyorum. Bunun dışında; düzenli bir beslenme süreciyle bedeni kendisini daha rahat toparlayacaktır. Sağlıklı beslenmesi konusunda da lütfen kendisine yardımcı olun." Söyleyeceği başka bir şey kalıp kalmadığını düşündükten sonra "Ve en önemlisi..." dedi. "Bu olay onun için psikolojik bir sarsıntı olacaktır, doğal olarak. En kısa sürede olumlu bir ruh haline kavuşması için sizin tavrınız çok önemli. Bunun; hiçbir şeyin sonu olmadığını ona hissettirin ve bu durumun etkisinden olabildiğince hızlı çıkması için ona yardımcı olun." Gülümsemeye çalıştı. "Söylediklerimi eksiksiz yaparsanız; eminim bu durumu çok daha kolay yok sayabilecektir. Bunların dışında sizin bir sorunuz var mı?"

Sarp başını ciddiyetle salladıktan sonra "Hayır." dedi. "Yok." Sesi fazlasıyla durgundu. Ayağa kalktı; doktora geçiştirir gibi teşekkür ederek. Kapıyı açıktan sonra masasında oturan adama baktı. "Ne zaman çıkabiliriz?"

"Istediğiniz zaman." dedi doktor. "Ancak önümüzdeki hafta kendisini tekrar bir kontrole götürürseniz daha iyi olur. Aklınızda soru işareti kalmasın."

Sarp onu onaylayıp odadan ayrıldı. Koridorda enerjisi azalmış bir şekilde ilerledikten sonra Lavin'in bulunduğu odaya girmek için kapının kolunu tuttu. Kapıyı açıp açmamak arasında kalmış gibi duraksadığı sürenin sonunda; kendisini toplamak istercesine derin bir nefes daha aldı ve içeriye girdi.

Yatakta düşünceli gözlerle oturan ve kendisiyle ilgilenen Rachel'a bakan Lavin'e yaklaştı. "Nasıl oldun?" Sesi bütün çabasına rağmen hissedilir bir titreme içeriyordu. "Geçti mi ağrın?"

Lavin bakışlarını ona yönlendirdiğinde; konuşmak istemez gibi başını ağır bir hareketle eğip kaldırdı. Suskunluğunu çatallı sesi bozdu; "Gidebilir miyiz artık?" Hiçbir şey konuşmak istemiyordu o an. Yalnızca gitmek istiyordu. Bir an önce o hastaneden ayrılmak istiyordu. "Eve gitmek istiyorum."

Yatağın ucuna bırakılmış olan tekerlekli sandalyeye kısa bir bakış attıktan sonra buna ihtiyaç duymaz gibi eğildi ve sakince Lavin'i kucakladı Sarp. Boynuna kollarını dolayan Lavin ile birlikte odadan çıktı.

Hastanenin otoparkına ulaştıklarında; kendileriyle çıkışa ilerleyen Tamay, üzgün bir tavırla arabanın kapısını açtı ve Sarp'ın Lavin'i ön koltuğa oturtmasına yardım etti. "Biz taksiyle gidelim." dedi ardından samimi bir ses tonuyla.

"Bırakabilirim istiyorsanız."

"Yok." dedi Tamay. "Bir de bizimle uğraşma şimdi." Dudaklarını birbirine bastıran Sarp'a baktıktan sonra, durumu anlamış gibi; kendisini frenleyemedi ve ona destek olmak ister gibi sıkıca sarıldı. "Kusura bakma..." dedi o sırada fısıltıyla. "Bu olanda benim de suçum varsa eğer..."

"Hayır." dedi Sarp sadece ve ona karşılık verdikten sonra kendisini geri çekti.

"Bir şeye ihtiyacınız olursa istediğin zaman ara. Gelirim."

"Sağol."

Rachel da o sırada dolan gözlerini kaçırırken; Tamay'ın bıraktığı Sarp'a güven verir bir şekilde sarıldı ve sonra; oturduğu koltuktan karşıya bomboş gözlerle bakan Lavin'e gülümseme savaşı içinde veda ederek ilerideki taksi durağına yürüdü, Tamay ile birlikte. Ikisi de hüzünlü halleriyle ilerlerken hiç konuşmamayı tercih ettiler.

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin