Bölüm 44

150K 6.5K 1.5K
                                    

Sarp'ın yanından ayrıldığında; onu öperken cebinden belli etmeden aldığı kolyeyi, eli ile elbisesi arasına sıkıştırmaya devam etti Lavin. Koridordan dönüp Sarp'ın bakış açısından tamamen çıktığında ise; büyük bir hızla kolyeyi çantasına koydu, klipsini kapattı ve ilerlemeyi sürdürdü.

Sarp'ın yanından ayrılmak istememişti. Ancak onunla inatlaşmanın kendilerine zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramayacağını anladığı için kabullenmiş görünmüş, Sarp'ı odada üzerinde çalıntı bir kolye ile bırakmaktansa da; bu değerli mücevheri yanına alarak oradan ayrılmayı tercih etmişti. Böylece; eğer Sarp birilerine yakalanacaksa bile bununla çok daha kolay baş edebilir ve uyduracağını herhangi bir bahaneyi daha inandırıcı kılabilirdi.

Geldikleri koridorları geri yürüdü. Merdivenlere ulaşana dek hiçkimseyle karşılaşmamış olmasına minnet duyarken; korkuluklara tutundu ve hissettiği telaşı belli etmeme savaşı içerisinde, tempolu adımlarla basamakları inmeye devam etti. Merdivende karşısına çıkan ve balo salonunda kısa sohbetler ettikleri konuklara yanaklarını ağrıtan sahte gülümseyişler sunmayı da ihmal etmedi o arada.

Balo salonuna ulaştığında; herhangi bir farklılık olup olmadığını kontrol etmek ve her şeyin normal düzeyde devam ettiğini görüp biraz olsun rahatlayabilmek için; merdivenlerin, henüz inmediği son bir kaç basamağında durdu, salona göz attı. Iki adamın kolyeyi almaya gittiklerini düşündürten konuşmalarla yanından geçip yukarıya çıkmaya başlamaları kalbinin teklemesine sebep oldu. O an da Sarp'a mücevheri bırakmamakla ne kadar doğru bir hamle yaptığına kanaat getirdi. Sarp'ın o odadan çıkmak üzere olmasına ise içtenlikle dua etti.

Gerginlikten kuruyan boğazını ıslatmak için yutkunurken; kalan basamakları inmeye hazırlandı Lavin ve bodrum kata ulaşmayı düşünmeye odaklandı. O anda ise gözleri; on metre kadar ilerisinde duran ve etrafa arayış içerisinde bakınarak insanların arasından geçmeye çalışan kişiye kaydı. Bu genç kızın telaşlı görünen halleri ilgisini çekerken; gözleri kısıldı. Doğru görüp görmediğine kanaat getiremediği saniyelerde kaşlarını çattı, dudaklarını araladı.

Kendisine biraz daha yaklaşmış olan kişinin yüzünün, yüzüne vuran ışıkla birlikte daha çok netleşmesiyle ise gözlerini büyüttü ve şaşkınlıkla dolu nefesini dışarıya üflerken onun isminin dudaklarından belli bir yükseklikte çıkmasını engelleyemedi Lavin. "Kayla?"

Gözleri biraz daha büyürken; başını kendisinden tarafa çeviren Kayla'nın ardındaki kişiye dikkati kaydı Lavin'in ve o anda da yeni bir isim çok daha büyük bir şaşkınlıkla dudaklarından havaya yayıldı; "Çağan!?"

__________________

"Ben geri dönüyorum."

Diğerlerinin sözlerinin ve yaptıklarının bir etkisi olmayacağını bilmeleri nedeniyle, kendisini durdurmak için hiçbir hamle yapmayışlarına karşılık hızlı adımlarla eve geri yöneldi Sarp. Annesinin, Cenker'in onunla gelmeyi teklif edişlerini fazlasıyla sert bir tavırla reddetti ve yalnız girmeyi seçerek adımlarını daha da serileştirdi.

Cenker ve annesinin aksine Sarp'ı dinlemeyen ve kendisiyle gelen Batı ise onun ismini seslendi. "Ben de seninle geleceğim abi." Adımlarını hızlandırdı. "Beni de bekle."

"Diğerleriyle kal."

"Olmaz. Ben de geleceğim."

Sarp bunun üzerine kontrol edemediği bir öfkeyle ona döndü. "Anlamıyor musun!?" diye sordu bağırarak. "Sana diğerleriyle kal dedim." Sesi ilk kez Batı'ya karşı yükselmişti. Eliyle ilerideki arabayı işaret etti. "Defol git oraya Batı. Bir de senin şımarıklıklarınla uğraşamam."

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin