Bölüm 37

183K 7.2K 2.3K
                                    

"Evet..."

Bir fısıltı gibi çıkan titrek sesindeki heyecan hissedilir derecede havaya yayılırken; yaşların doldurduğu gözlerini kapatıp açtı Lavin. "Evet." dedi yeniden, daha yüksek sesle. Olan bitene inanamaz gibi başını iki yana salladı ve "Deli misin sen ya?" diye sordu sitem eder gibi. Yerinde zıplar gibi olduğunda sesi mutlu bir çığlığa dönüştü; "Allah'ım! Tabii ki evet!"

Sarp onun heyecanla tekrarladığı kelimelere karşılık belirgin bir şekilde gülümserken ayağa kalktı ve elinde tuttuğu kutudaki yüzüğü alıp Lavin'in titreyen elinin yüzük parmağına taktı. Başını kaldırdığında; onun gözlerinden akan yaşları görmesiyle kaşlarını çatması bir oldu. "Seni üzdüğümde ağlıyorsun anladım ama..." dedi kızgınlık içeren bir sesle. "En azından mutlu olmanı sağladığımda yapma bunu."

Lavin gülerken yanaklarındaki yaşları sildi ve bir anda Sarp'a sıkıca sarıldı. "Ne yapayım?" dedi onu içine katmak ister gibi daha sıkı sararken. "Senin de ayarın yok ki! Ya çok üzüyorsun ya da çok mutlu ediyorsun; tutamıyorum kendimi." Insanın midesinde uçuşan meşhur kelebeklerin gerçek olduklarına da tam da o an inandı. Içinde hissettiği azalmak bilmeyen heyecan ve midesindeki mutlu kasılmaların tam tanımı buydu o an. Yerinde duramayacak kadar büyük bir enerjiyle doluydu tüm bedeni.

Bu mutlu anın tadını çıkarırken bir an aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı ve kendisini geri çekti Lavin. "Ama..." dedi. "Bir dakika!" Sarp'ın gözlerinin içine baktı. Gözlerine düşünceli bir ciddiyet yayıldı. "Önce birkaç şartım var."

Sarp bu son cümle nedeniyle şaşırmış bir ifadeyle ona odaklandı. O neler olup bittiğini anlayamazken; Lavin "Ilk olarak..." dedi telaşlı hali ve ciddi görünme savaşı içinde. "Birkaç ay sonra bana gelip; 'ben bu evlilikten sıkıldım Lavin, bu işler bana göre değilmiş, özgürlügümü özledim, hadi boşanalım...' falan demeyeceksin tamam mı? Çünkü bu iş sevgili olmak gibi hafif bir şey değil. Farkındasın, değil mi? Yani eğer buna da aklına esti diye bir anda karar verdiysen..."

"Lavin." Sarp onun sözünü; ismini harflerin üstüne basa basa söyleyerek kesti. "Bir anda verilmiş bir karar değil bu, ben ne yaptığımın da neler olacağının da farkındayım. Tamam mı? Bunu istediğime eminim."

Lavin uzun bir nefes eşliğinde başıyla onu onayladı ve "Ikinci olarak..." dedi. "Beni asla aldatmayacağını bilmek istiyorum. Yani; ileride eğer bir başkasından etkilenirsen benden ayrılmak istediğini söyleyebilirsin, anlarım ama beni aldatırsan, hayatımda bunu ikinci kez yaşarsam..."

"Öyle bir şey olmayacak." Sarp onun sözünü yeniden kesti. "O karakterde bir adam olmadığımı biliyorsun, geç bunu da."

"Peki." dedi Lavin rahatlamış gibi. "O zaman üçüncü şartıma geçiyorum... Evimizi; ben hazırlayacağım." Sarp'ın bomboş gözlerle ona bakmasıyla açıklama yapar gibi devam etti; "Yani dekorasyonuyla ben ilgileneceğim; bembeyaz bir ev olacak. Senin her şeyi koyu alma merakından sıkıldım çünkü. Her baktığım yerde siyah görmek istemiyorum. Üstüme üstüme geliyor o zaman her şey. Bu yüzden bu işi bana bırakacaksın. Tamam?"

"Yatak odası ve televizyon koltuğum siyah olur." dedi Sarp anlaşma yapar gibi. "Gerisini istediğin gibi yap."

Lavin uzun bir nefesi içine çekti. En son ve kendisi için en zor konuyu açmadan önce yutkundu ve yüzünü belli belirsiz buruşturdu. "Ve son olarak..." dedi ardından. "Türkiye'ye döndüğümüzde; evlendiğimizi babama söylerken yanımda sen de olacaksın. Bu haberi birlikte vereceğiz, olur mu?"

"Tamam." Sarp fazlasıyla rahat bir havada bunu onayladıktan sonra; "Sorun yok." dedi. "O kolay."

"Kolay?" Lavin başını iki yana sallarken alayla gülümsedi. "Sen Altuğ Başkarcı'nın sinirli haliyle tanışmadın sanırım?"

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin