Bölüm 35

168K 7.5K 2.2K
                                    

İçeriden gelen müzik sesinin kesilmesi ile kaşlarını çattı Lavin. Sessizleşen terasta; telefonundaki saate baktı ve gözlerini büyüttü ardından. "Inanmıyorum!" dedi. "Neredeyse sabah olmuş. Saatlerdir başını şişirdim resmen. Değil mi?"

Tamay cevap verir gibi gülümserken terasa gelen bir çocuk barı kapatmak üzere olduklarını haber verdi. Bu nedenle ikisi de oturdukları banktan kalkarak içeriye ilerlediler. "Bekle istersen." dedi Tamay. "Beraber çıkalım." O barın arkasından eşyalarını alırken Lavin de etrafı inceleyerek onu bekledi ve ardından onunla birlikte barın dışına çıktı.

Tamay'ın barın hemen girişinde duran, heybetli bir motora ilerlediğini görünce de gülümsedi. "Senin mi?" diye sordu. Tamay onu onayladığında da "Baya güzelmiş." diye devam etti. "Ne kadar benim tarzım olmasa da."

Motoruna aşkla baktıktan sonra "Gel istersen, seni de eve bırakayım." dedi Tamay. "Bu saatte taksiyle uğraşma."

"Ben arabayla geldim." dedi Lavin karşıyı işaret ederek. "Yine de teşekkürler."

Tamay onun işaret ettiği yöne, karşı kaldırımın önünde kalan tek arabaya baktığında hayran bir ıslık çalarak gözlerini büyüttü ve "Senin bebek de ateş ediyormuş." dedi. "Sarp'ın sevgilisi olduğunu bu kadar belli etme." Gülümsedi ve kaskını taktıktan sonra aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı. "Ha; bu arada unutuyordum... Şu karşıdaki sıranın en sonunda bir bar var. Calypso. O gün de söylemiştim; canlı müzik yapıyoruz orada. Yarın bizim tayfanın çoğu gelecek. Sanmıyorum ama yine de Sarp'ı ikna edebilirsen siz de gelin, beklerim."

"Denerim." dedi Lavin, çaresiz bir havada. "Görüşürüz. Iyi geceler."

Tamay harekete geçmeden önce onun gitmesini beklerken; Lavin direksiyonun başına geçti ve eve doğru yola çıktı. O gece birisiyle dertleşmiş olmak fazlasıyla iyi gelmişti.

Rahatlamış ve neşeli bir tavırla arabayı park ettikten sonra apartmana girerek Sarp'ın evine çıktı Lavin. Içeriye girdiğinde evin karanlık hali nedeniyle gözlerini kısarak alt katın ışığını açtı ve etrafa bakındı. Sarp'ın uyumuş olduğunu düşünerek üst kata çıksa da yatağın aynı haliyle duruyor olması nedeniyle dudaklarını bükerek alt kata indi. Koltuğa yerleştiğinde dizlerini karnına çekerek oturdu ve evin kapısına odaklanarak Sarp'ı beklemeye başladı. Onunla o gece konuşmak ve aralarındaki konuyu tamamen kapatmak istiyordu. Bu yüzden o gelene kadar uyumamaya karar vererek koltuğa uzandı.

_______________

Sarp; Lavin evden gittikten sonra aklını dağıtmaya çalışsa da sessizleşen ortamda fazlasıyla sıkıldığını hissetti. Eskiden tüm gecelerini işlettiği barda geçiriyor olması nedeniyle; geceleri evde tek başına kalmak hoşlanmadığı bir durum haline dönüşmüştü.

Bu yüzden en sonunda üzerini değiştirerek evden çıktı Sarp. Arabayı Lavin'in götürmüş olması nedeniyle bir taksiye binerek eskiden yaptığını yapmayı seçti ve arkadaşlarını arayıp yanlarına geleceğini haber verdi.

Onların bulunduğu bara gittiğinde; kalabalık ortamda üst kata çıktı. Locada bulunan bir grup erkek arkadaşı sarhoş olmaya yakın halleriyle onu keyifle karşıladılar. Sarp ise onlara selam verip koltuğa yerleşti, stresli bir halde. Birkaçı yanlarındaki kızlara dalmış bir şekilde onun geldiğini fark etmezlerken; kendisine söylediği içkiyi tek yudumda bitirdi.

"Ne bu halin Romeo?" diye sordu aralarından birisi; bir ara ona doğru eğilerek. "Seninkiyle kavga mı ettin yoksa?"

Sarp omuz silker gibi bir hareketle onu onayladığında bir başkasının kahkaha sesi yüksek sesli müziği bastırır gibi locaya yayıldı. Yanındaki kızın omzuna elini attı ve "Tek eşliliği seçerken bunları göze alacaktın dostum!" dedi ismi Jensen olan genç adam, gülmeye devam ederek. Yanındaki, makyaj küpüne dönmüş kızı kendisine çekti ve dudaklarına sert bir öpücük kondurdu. "Bak; benimki bana trip atıyor mu? Atmıyor. Harika anlaşıyoruz. Neden? Çünkü hayatımdaki tek kız değil ve birkaç saat sonra birbirimizi hatırlamayacağız bile." Yeni bir kahkaha attıktan sonra bir şey düşünür gibi yaptı. "Bir zamanlar bir arkadaşım şöyle demişti; 'Jensen! Beni dinle; hayat kısa. Ne kadar çok kız; o kadar az sorun...'" Duraksadı ve elini havada sallarken; "Ah!" dedi.. "Pardon. Bunu söyleyen sendin, değil mi?"

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin