(Temmuz 2012, Milano)
"Sanırım bugün sana verdiğim sözü tamamlamış oluyorum."
Ayla; içinde hatrı sayılır bir miktarda para bulunan beyaz zarfı masanın üzerinden, karşısında oturan Çağan'a uzattı ve gülümsemeye çalıştı. "Umarım çok daha başarılı olursun."
Çağan zarfı elinde oynadı ve memnuniyetle başını eğip kaldırdı. "Sayende fazlasıyla başarıya ulaştım ama merak etme; bundan sonra hayatımın daha iyi gideceğine eminim."
"Umarım." dedi Ayla. Çağan'ın önündeki boş bardağı görünce bulundukları barda çalışan garson çocuğa baktı ve bir kaç masa ötelerindeki gence "Matteo." diye seslendi nazik tınıda. "Bize yeni içecekler getirebilir misin?"
"O kadar zamanım yok." Çağan yerinde kıpırdandı ve garson çocuğu geri çevirdi. "Uçağımın kalkmasına neredeyse iki saat kaldı. Maalesef artık gitmem gerek."
Ayla omuz silkti. "Nasıl istersen."
Ardından ikisi de ayağa kalktılar ve Çağan Ayla'ya belli bir resmiyette sarıldıktan sonra kendisini geri çekti. "Bir daha ne zaman görüşürüz kim bilir, değil mi?" Kendine has bir soğuklukta gülümsedi. "Belki düğünümde... Ne dersin?"
Ayla bu cümleyle gülümserken "Imkânsız, biliyorsun." dedi. "Ama o günler geldiğinde ve onu bulduğunda; evleneceğin kızla tanışmayı çok isterim."
"Ben o kıza karar verdim bile." dedi Çağan emin bir sesle. "Henüz bir şeylere başlayamadık ama onun da bana karar vermesini sağlamak için elimden geleni yapıyorum."
"Öyle mi?" Ayla yüzüne şaşkın bir merak yaydı. "Kim peki bu şanslı kız? Okuldan biri mi?"
"Evet aynı okulda, aynı bölümdeyiz. Benim iki dönem altımda." Çağan gözlerini kıstı ve belirli bir heyecanla devam etti. "Kayla'yı biliyorsun, kuzenim. Onun arkadaşıydı. Okulda zaman geçirdikçe de daha çok yakınlaşmaya başladık ve şimdi her şey iyiye gidiyor."
"Ne güzel." dedi Ayla. "Ismi ne peki?"
"Lavin."
Ayla duyduğu ismi meraklı bir gülümseyişle karşılarken; "Eğer onunla başlarsak ve evliliğe kadar gidebilirsek..." diye devam etti Çağan. "Seninle de tanıştırmaya getiririm mutlaka." Duraksadı ve derin bir nefes aldı. "Hem..." dedi. "Bana imkan sağlayan ve bu okullara gitmeme etken olan sendin. Yani; Lavin'le tanışmamı sana da borçluyum. Hikayemizin en önemli yazarı da sen olduğuna göre; bu, Lavin bir bakıma senin de gelinin olacak demektir, değil mi?"
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
"O olmaz." Sarp kendisinden emin bir sesle Brando'nun sözünü kesti. Başını fazlasıyla net bir şekilde iki yana salladı. "Lavin'i bu işe karıştıramam. Onu unut."
Brando kendisi için sorun olmadığını belli eder gibi omuzlarını kaldırıp indirdi ve "Pekala..." dedi. "O zaman... Senin için başka bir partner ayarlarız."
"Ne ayarlarsınız?" Konuşmanın arasında dalarcasına giren Lavin; tek kaşını kaldırıp karşı koltuktaki Brando'ya baktı. "Anlamadım." dedi tehditkarlığın hissedildiği bir tonda. "Ne ayarlarsınız?"
"Az önce, onun tek gidemeyeceğini nedeniyle birlikte söyledim." dedi Brando Lavin'e karşılık. Karşısındaki genç kızın bu vahşileşen hali onu şaşırtır gibi olsa da ciddi rahatlığını bozmadı. "Eğer seni bu işe katmak istemiyorsa; o zaman yanına başka bir kız vermek mecburiyetindeyim. Bizim kızlardan birini ayarlarım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romance"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...