"Başka birini bulamadın mı!"
Çağan öfkeyle önündeki sehpaya tekme atarken karşısındaki yatakta ellerini yüzüne kapatmış bir şekilde ağlayan Selen'e öfkeyle bağırdı. "Yatacak başka birini bulamadın mı gerizekalı!"
Selen ellerini yüzünden çekerek saçlarını geriye atarken "Nereden bilebilirdim ki!" dedi acıyla. "Bana olan biteni anlattınız mı sanki! Sarp'ın o adam olduğunu nereden bilebilirdim!?"
Çağan sinirle gülerek başını iki yana salladı. "Yemin ediyorum kafayı yiyeceğim! Bu ne biçim aile ya ne biçim olay anasını satayım! Ben mi toplayacağım hep bir taraflarınızı ha ben mi!"
O bağırmaya devam ederken odaya Hilmi Aksoy giriş yaptı ve "Ne yapıyorsun!" dedi sinirle ona bakarken. "Sesin dışarıdan duyuluyor Çağan!"
Çağan ise bu cümle ile kahkaha atarak hala Selen'de duran bakışlarını babasına çevirdi. "Fısıldasan bile yan daireden duyuluyor ki zaten baba; kutu gibi bir eve taşındık farkındaysan! Iki adım atsan kendini evin dışında buluyorsun. Üç artı bire dört kişi sığmaya çalışıyoruz ve tek gelirimiz benim davalardan kazandığım paralar! Ben bağırmayayım da kim bağırsın baba! Söyler misin!?"
Hilmi Aksoy derin bir nefes alırken sessiz kalarak odadaki sandalyeye oturdu ve gücünün tükendiğini hissederek yere baktı. Çağan ise öfkeyle bağırmaya devam etti. "Hadi bak; benim düğün gecemdeki görüntülerin çıkması beklenmedik olaydı da senin bu aptal kızının bile bile o herifin altına yatması nasıl bir o..." Son kelimeyi söylemek üzereyken son anda kendini frenledi Çağan ve "Bana neyse!" dedi. "Ne haliniz varsa görün. Ben bu evde kalmak istemiyorum." Ve odadan çıkarak evden ayrıldı.
Selen ise babasına kendisine destek olması için masum bakışlar attı. Fakat son çıkış kapısını kapatan kızına duyduğu öfke nedeniyle Hilmi Aksoy da ona ters bir bakış atarak odanın çıkışına ilerledi. Onun çıkışı ile de Selen kendini ağlayarak yatağa geri bıraktı. Gece boyunca da uyumadan düşündü ve en sonunda artık Türkiye'de kalmayacağına karar vererek sabaha karşı bavulunu toplamakla meşgul oldu. Ertesi sabah kahvaltıda kararını açıkladığında da ailesi ona hiç karşı çıkmadan gidişini onayladılar. Ve Selen Londra'daki arkadaşlarından kendisine iş bulmalarını isteyerek akşama doğru hazırlıklarını tamamladı, bavulunu aldı, ailesiyle ve Kayla ile vedalaştı. Evden ayrıldıktan sonra veda etmek için Lavin'i arasa da Lavin telefonuna cevap vermeden onu reddetti. Yüzü nedenini anlamadığı bu hareket nedeniyle düşerken aklına Sarp geldi Selen'in.
Ona duyduğu kızgınlık nedeniyle hiçbir şey söylemeden gitmek istemedi ve bu yüzden Sarp'ın mekanına ilerledi. Oraya ulaştığında da içeriye girdi ve Sarp'ın odasına çıktı.
Sarp içeriye kapıyı çalmadan dalan Selen'i gördüğünde ayağa kalktı. "Geç kaldın." dedi saatine baktıktan sonra. "Ben seni daha erken bekliyordum."
Selen hiçbir cevap vermeden ona yaklaştıktan sonra elini kaldırarak Sarp'a tokat atmaya yeltendi fakat Sarp onun elini havada tutarak onu engelledi. Kaşları havaya kalktı.
Selen ise Sarp'ın bileğini sıkıca tutması yüzünden yüzünü buruşturdu. "Aşağılık!" dedi elini ondan kurtarırken. "Senin doğru düzgün biri olduğunu sanmıştım ama gerçekten pislik herifin tekiymişsin. Senden etkilendiğime ne kadar pişmanım bilemezsin. Bir de aptal gibi benden gerçekten hoşlandığını sanmıştım. Meğer gördüğüm en şerefsiz adammışsın da haberim yokmuş!"
Sarp son cümleden sonra yüzünü Selen'e yaklaştırarak "En şerefsiz adam?" dedi imayla. "Bunu bana Aksoy'ların kızı mı söylüyor? Çok büyük bir ironi. Ben bu unvanı ailendekilere daha çok yakıştırırdım." Dudak büktü. "Senden hoşlandığımı düşünmüş olman ise çok ilginç çünkü sana bunu gösteren hiçbir şey yapmadığıma eminim, senin bana duygusal olarak yaklaşmadığına da eminim Selen. Dramlara gerek yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romansa"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...