(Haziran 1995, Girne.)
"Yeter artık!"
Hilmi; önünde duran Ayla'yı hiç de nazik olmayan bir tavırla duvara yasladı. Kollarını sıkıca tuttu. Burnundan hızlı nefesler alıp veriyordu. "Ayla! Bak iyi değilim tamam mı? Bir de seninle uğraşamam! Bıktım artık şu bitmeyen mızmızlanmalarından, sıkıldım yeter!"
Ayla; hıçkırıklara boğulurken alt dudağını dişleri arasına aldı. "Ben çok mu mutluyum sanki? Bilerek mi yapıyorum sence?"
Hilmi öfkeyle yüzünü ona yaklaştırdı. Tam ona cevap verecekti ki alt kattan gelen sesi; evin kapısının tıklatıldığını daha doğrusu yumruklandığını duydu. Sert bir küfür dudaklarından fısıltı gibi döküldüğünde; odanın kapısı da tıklatılmadan açıldı ve takım elbiseli genç bir çocuk içeri dalarcasına girdi. "Hilmi Bey!" Panikle ceketini ilikledi. "Polisler geldi. Arama emri çıkartılmış. Malların yerini öğrenmiş olabilirler. Aşağıya gelmeniz lazım."
Hilmi yeni bir küfür savururken; Ayla'nın kollarını hızla bıraktı ve hışımla, onu yok sayarak odadan ayrıldı. Ayla ise; onun gidişi ile yanaklarından süzülen gözyaşlarını sildi ve ağlamaya devam etti. Tam iki buçuk yıldır oradaydı. Ilk zamanlar kaçmak için verdiği hiçbir savaş olumlu sonuçlanmamıştı. Zamanla inancını yitirmiş ve vazgeçmişti. Hilmi'nin nazik davranışlarından etkilendiği ve eski duygularının yeniden gün yüzüne çıktığı zamanlar da olmuştu. Ancak son iki ayda her şey yine paramparçaydı. Hilmi Aksoy ona eski sabrını göstermek bir yana; değersiz bir eşyaymış gibi davranıyordu. Gelen icralar ve kumarhaneye yapılan baskınları görmese de duydukları bu sert tavırların nedenini fazlasıyla açıklar nitelikteydi.
Daha fazla katlanmak istemiyordu Ayla. Ancak polislerin kendisini bulmasını da istemiyordu. Çok kısa süre içinde kendisinin bulunduğu odaya geleceklerinin de farkındaydı. Buna hazır değildi. Sorgulanmaya, yaşadığının öğrenilmesine, bir şeyleri anlatmaya ve o haliyle yüzleşmeye hazır değildi. Bu nedenle o an tüm korumaların polislerle oyalanışını fırsat bildi. Hızla yerinden kalkıp odanın balkonunun kapısını açtı. Bahçede bekleyen kimsenin olmadığını gördü. Evin ilk katında oluşu nedeniyle hiç düşünmeden, balkon demirlerinin diğer yanına geçti ve kenardaki kalın gider borularının bağlantı noktalarındaki demirlere parmak uçlarıyla basarak aşağıya kaydı. Bunu ilk yapışı değildi. Daha önce de bu yolla kaçmayı denemiş, anahtarları bile çalmış ancak daha koruluktaki arka kapıya ulaşamadan Hilmi'nin adamlarından birine yakalanmıştı.
Atlar gibi bahçeye, çimlerin üzerine indiğinde; yanındaki pencereden içerideki kalabalık insan topluluğunu gördü ve sırtını duvara yaslayarak kendisini gizledi. Arka bahçe kapısının anahtarı depodaydı, demirlerden atlaması dikenler nedeniyle mümkün değildi ve bu nedenle o anahtara ihtiyacı vardı. Ancak o an anahtarı almak için içeriye girmesiyle yakalanması bir olurdu. Çaresizce etrafına bakınırken; bahçenin ilerisindeki verandada bulunan masada, önündeki kağıda bir şeyler karalayan Çağan'ı fark etti. Fısıldar gibi onun adını birkaç kere seslendi ve kendisine kaşlarını çatarak bakan küçük çocuğu el hareketiyle yanına çağırdı.
Ayla'yı çok fazla sevdiği için onun bu çağrısını fark edince zıplar gibi koşar adımlarla yanına gitti Çağan. "Ayla Teyze!" Ona gülümsedi ve sıkıca sarıldı. Kendisini geri çekti ve Ayla'yı elinden çekiştirdi. "Ben de seni uyandıracaktım. Gel. Yaptığım resmi görmen lazım. Müthiş oldu! Sana vereceğim onu."
Ayla tedirgince dizleri üzerine çöktü. "Eminim harikadır..." Yerinde kıpırdandı. "Ama önce bir oyun oynayalım olmaz mı bebeğim?" diye sordu, telaşlı bir fısıltıyla. Çağan omuz silkip başını seri bir hareketle salladığında da devam etti; "Senden bir şeyi alıp bana getirmeni istiyorum. Tamam mı? Bir anahtar. Depoda, ahşap masanın ilk çekmecesinde. Çok ince, uzun bir anahtar. Onu bana getirmeni istiyorum, getirirsen resmini kabul ederim. Yapabilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romance"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...