(Aralık 1998, İstanbul)
"Ver onu bana!"
Nida duvarın köşesine korkuyla dayanırken babasının hediye ettiği künyeyi bir eliyle saklamaya çalışarak ağlamaya başladı. "Hayır! Sana vermeyeceğim! O benim! Babam aldı onu bana!"
Karşısındaki çocuk ise dudaklarını sinirle birbirine kenetledikten sonra "Başlatma babana!" dedi. "O künyeyi ben istiyorum ve sen şimdi onu bana vereceksin!"
Çocuk Nida'ya yaklaşarak bileğini kavrarken arkadan bir ses duydu. "N'oluyor burada?"
Arkasına döndüğünde ise onlara doğru yaklaşan Sarp'a baktı ve sırıttı. "Sanane lan!"
Sarp; ağlamaya devam eden ve çocuğun tuttuğu bileğini kurtarmaya çalışan Nida'ya baktıktan sonra tekrar çocuğa bakışlarını çevirdi. "Bırak onu!"
"Bırakmazsam n'olur? Babana mı şikayet edersin, o mu kurtarır seni?"
Sarp bunun üzerine dişlerini sıkarken öfkeyle çocuğun üstüne atladı ve onu yumruklamaya başladı. Çocuk karşılık vermeye çalışsa da başaramadı. Nida Sarp'ı çekmek için uğraşırken Sarp çocuğu tüm yüzünü kanlar içinde bırakana kadar dövdü ve ardından ayağa kalkarak çocuğun karnına sert bir tekme attı. "Ben kendi kendimi kurtarırım orospu çocuğu! Anladın mı? Kimseye ihtiyacım yok! Bir daha da sakın Nida'ya yaklaşmayı deneme yoksa senin belanı sikerim! Duydun mu!?"
Çocuk acıyla bağırırken başını salladı ve Sarp çocuğun karnına doğru yeniden bir tekme attı.
"Benim sevdiğim insanlara kimse zarar veremez! Hiç kimse!"
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
(2014, İstanbul)
Sarp yolda ilerlerken yanında ağlamaya devam eden Lavin'e kısa bir bakış attı ve "Ne olduğunu sormayacağım." dedi. "Nereye gitmek istediğini sormam gerek ama?"
Lavin Sarp'ın sesiyle kendine gelirken; yan camdaki gözlerini önce öne çevirerek nerede olduklarına baktı. Karanlık bir yolda ilerlediklerini farketti ve nerede olduklarını anlayamadı. Ardından yerinde doğrularak başını şaşkınlıkla Sarp'a çevirdi. "Şey... Kimseyi görmek istemiyorum aslında. Yani bu gece... Gidecek bir yerim yok..."
Sarp yoldan gözlerini yeniden çekerken ona bakmaya devam eden Lavin'e döndü. "Peki..." Biraz düşündükten sonra ise "Büyük ihtimalle benim arabamla çıktığını görmüşlerdir." dedi. "Bende kal diyemem o yüzden ama amcamın şehrin dışında bir evi var. Kimse uğramıyor. Istersen orada kalabilirsin?"
Lavin derin bir nefes alırken yaşlarla dolu olan gözlerini sildi ve başını salladı. "Eğer sorun olmayacaksa, olur."
___________________
Çağan kendine geldikten sonra hızla düğün mekanının bahçesine çıksa da Lavin'in çoktan uzaklaşmış olduğunu farkederek etrafa küfürler savurdu. Lavin'in babası, Çağan'ın peşinden dışarı çıktığında ise kızının gittiğini görerek öfkeyle Çağan'a sert bir yumruk savurarak onun yere düşmesine neden oldu ve kendi de onun üzerine atladı. Davetliler panikle onları ayırırken Altuğ bey Çağan'a öfkeyle bağırdı. "Dua et! Dua et kızım bu gece sağ sağlim eve dönsün! Yoksa seni kendi ellerimle gebertirim Çağan! Duydun mu gebertirim!"
Çağan yerde kalırken kanayan dudağını elinin tersiyle sildi ve cevap vermeden ayağa kalkarak arabasına ilerledi. Kayla ve Selen onun peşinden gitseler de Çağan onları iterek tek başına arabasına bindi ve hızla yola çıktı. Lavin'in ailesi ise kızlarını aramak için kendi araçlarına binerek oradan ayrıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Romance"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi...