YAKAMOZ

45 ~ Dip

Eskiden bölümlerin başına şiirler ekliyormuşum ama artık sadece iyi okumalar yazacak kadar üşengeçim, iyi okumalar.

_____________

"Kocan kadınsızlıktan kudurduğu için onu yalanlarınla kandırabilirsin ama beni asla! Doruk Özer sana dokunan ellerimi kırdı! Ne anlattın diyorum sana ne anlattın!"

Birkaç saniye söylediği şeyi idrak etmeye çalıştım. Doruk, Haldun'un ellerini mi kırmıştı?

"Kocam ne yaptıysa iyi yapmıştır. Defol şimdi." dedim düz bir şekilde. Bana yıllarca eziyet eden adam ettiğini buldu diye üzülecek ya da gidip kocama hesap soracak hâlim yoktu.

"Öyle mi küçük hanım? Gerçekten kocan ne yaptıysa iyi mi yapar? Emin misin?" dedi, delirmişe benziyordu. Gözlerini kocaman açmış ama aynı zamanda da gülüyordu. "Aklını mı kaçırdın sen kendine gel ve git buradan. Yoksa bütün hastaneyi başımıza toplarım." diye tehdit ettim.

Bu konuşma çok uzamıştı.

Haldun yılmadı. Nefes aldı ve biraz olsun yüz ifadesini düzeltti. "Sen Doruk'la evleneceğini nikahtan 1 hafta önce öğrendin değil mi?" dediğinde cevap vermeden ona baktım. Bu konuşma nereye varacaktı? "Peki Doruk ne zaman seninle evleneceğini öğrendi, bunu biliyor musun?" diye devam etti.

Düşündüm, bilmiyordum. Ama onun da benim gibi bir hafta önceden öğrenmesine imkan yoktu. Doruk'u kimse evlenmeye zorlayamazdı baştan bilerek kabul etmiş olmalıydı.

"Ne demeye çalışıyorsun sen? Çıkarsana ağzındaki baklayı." dedim, sinirlenmeye başlamıştım. "Doruk, sözleşmeyi ve boşanma protokolünü de iptal etmiş. Haberim oldu. Ben daha önceden böyle olacağını anlamıştım ama nafile! Çete bu adamlar, soyguncu, dolandırıcı!"

Onu daha fazla dinlemek istemediğim için hızlı adımlarla uzaklaşıp tostu aldım. Ama arkamdan gelmişti.

"Rahat bırak beni manyak! Rahat bırak!" dedim ve çıkışa doğru ilerledim. "Seni beş milyon dolara Doruk Özer'e sattım, metresi olarak." dedi, olduğum yerde kalakaldım. Birkaç adımla yanıma geldi,

"Ben seni başımdan atmak için birine satmayı düşünüyordum. Doruk da baban öldüğünden beri hep seninle uzaktan ilgileniyordu, aklıma ilk o geldi. Gittim metresin olarak almak ister misin odalığın yaparsın dedim."

"Kes sesini yoksa şuracıkta alırım canını." diye fısıldadım.

"Ne oldu? Gerçekler ağrına mı gitti? Ama dahası var. Kocan en başta kabul etti, parada anlaştık. Sonra bir şey oldu sanırım ahlak abidesi kayınpederin devreye girdi ve bu işi evliliğe dökmek istediler. Kabul ettim çünkü kazancım daha iyi olacaktı." dedi pişkin pişkin.

Asıl ahlaksız olan kendisiydi. Yalnız olsak onu çoktan ellerimle boğmuştum.

"Peki söyle bakalım Haldun efendi, neden bu kadar para verdikleri kızla sözleşmeli evlilik yapıp paralarını sokağa atmak istediler?" birkaç saniyeliğine aklım çalışmıştı.

"İlk başta ben de saçma buldum. Ama sonra Doruk Özer beni beş milyon dolardan fazla hasara sokup seninle olan anlaşmasını feshedince taşlar yerine oturdu. İkimizi de kandırdılar." dedi, anlattıkları içinde bu kısım doğruydu. Çünkü Doruk'un Haldun'a yaptığı bazı şeylerden haberim vardı.