8 ~ Otel

410 10 2
                                    


İyi okumalar küçükler.
_______

Doruk Özer ile aşk ve cinsellik temalı konuşmalarımızı bitirdikten sonra ona bara gitmek istediğimi söylemiştim ama tahmin edileceği üzere bana izin vermemişti ve yine onu sinirlendirdiğimi söyleyip kolumdan tuttuğu gibi davetten çıkıp otele dönmüştük.

Saat gece yarısına doğru yelkovan çevirirken duş alarak kendimi rahatlatmaya ve biraz olsun yalnız kalarak zihnimi boşaltmaya çalışıyordum. Doruk'la tanıştığım günden beri bana attığı nutukların onda birini bile ömrümde işitmemiştim.

Sanırım daha önce de söylediği gibi beni sanki bir pitbullmuşum gibi terbiye etmeye çalışıyordu. Ya da sürekli babasından nutuk yediği için kendinden küçük ve her an azarlanacak bir halt yemeye müsait birini bulunca yılların acısını çıkarmaya karar vermişti.

Gerçekten bu adamın düşüncelerini anlamak çok zordu. Her saniye patlamaya hazır bir bomba gibi dolaşıyordu. Yaptığım en ufak bir hatayı veya söylediğim herhangi bir cümlenin içindeki ona göre uygunsuz kelimeyi cımbızla çekip alıyor ve sanki kötü yola düşmüşüm de hayatım kaymış gibi önüme koyuyordu.

Bedenimin dayak yemiyor olması ruhumun da dayak yemediği anlamına gelmiyordu. Ruhumun yorulup her şeyden vazgeçmenin eşiğine gelmesi ise canımı çok yakıyordu. Bir an önce Türkiye'ye geri dönüp odama kapanmak ve Doruk Özer'in yüzünü bir daha görmemek istiyordum.

Düşüncelerimden sıyrılıp son kez durulandıktan sonra suyu kapattım. Bornozumu giyip banyodan çıktım. Doruk yatakta kıçı bana dönük bir şekilde yatıyordu. Eğer ses etmezsem bana sataşmaz diye düşündüğüm için nefesimi tutarak bavulların durduğu oturma odasına geçip sessiz olmaya özen göstererek yatak odasıyla arada olan kapıyı kapattım.

Bavulu karıştırıp bulduğum en rahat şeyleri giydim ve tarağımı alıp saçlarımı kurutmak için yeniden banyoya geçtim. Duştan hemen sonra kurutunca saç nemli kalıyordu ama şu an bunu düşünecek bir durumum yoktu çünkü yine uykum gelmişti.

Hızlıca saçlarımı kuruttum ve parmak uçlarımda yürüyerek yatağa ulaştım, gece lambasını en kısığa alıp yorganın altına girdim. Yatak battal boy olduğu için ben bir köşesine Doruk diğer köşeye yatınca aramızda baya mesafe kalmıştı.

Onunla birimiz oturma odasında yatsın kavgası yapmaya takatim kalmadığı için sesimi çıkarmamıştım. Yavaşça bedenimi ona doğru çevirdim. Babam da hep beni yanında yatırarak uyuturdu yani biriyle yan yana yatmaya alışıktım. Tek kötü huyum ise uyumadan önce doğru pozisyonu bulmak için sürekli dönüp durmamdı.

Ama bugün kendimi tutmam gerekiyordu çünkü bir azar daha yemek istemiyordum. "Şu ışığı tamamen kapatsana." dedi vücudunu bana doğru döndürürken. Bir şey söylemeden zaten kısık olan ışığı kapattım.

"Yine yüzünde güller açıyor Neşe." aklınca benimle dalga geçiyordu beyefendi. "Bara gitmene izin vermediğim için mi surat asıyorsun küçük kız?" yine cevap vermedim.

"Ulan sanki Kur'an kursuna gitmek istedin de göndermedik. O kızla birlikte ekmek almaya bile gidemezsin. Kaşı gözü ayrı oynuyordu görmedin mi?"

"Sadece biraz kafa dağıtmak istemiştim Doruk."

Derin bir nefes aldı; "Alkol ve uçkuruna sahip çıkamayan erkekler senin gibi küçükler için çok zararlı. Bunu sen de biliyorsun."

Beni o kadar ufak görüyordu ki bir küçülüp cebine görmediğim kalmıştı. "20 yaşındayım Doruk, görüldüğü üzere seninle evlenecek kadar da büyüğüm."

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin