YAKAMOZ

30 ~ Vuslat (+18)

Sevişme sahnesi yazmadan önce sebepsiz yere geriliyorum ve yazma isteğim de gidiyor ama sevişme sahnesi okumaktan daha çok sevdiğim bir şey daha da yok bu yüzden bismillah.

_______

Gözleri toprağın en güzel tonu olan sevgilim beni kucağında odamıza taşırken evde ve bahçede kimsenin kalmadığını görmek beni germişti. Artık resmen sevişecektik. Bu duruma gelmeden önce seksle ilgili atıp tutmak kolaydı çünkü bir şey yaşanmayacağını biliyordum.

Ama şimdi götüm tutuşmuştu. Yok yere gerilmiştim. Doruk beni yatağa bıraktığında köşeye oturup başımı eğdim. İçimde Doruk'un aldığı dantelli bodysuit vardı ve kaşındırıyordu. Benim bu hâlimi gören kocam önümde diz çöktü ve gözlerine bakmamı sağladı.

"Ne oldu küçüğüm? Kendini hazır hissetmiyor musun?" diye sordu ellerimi tutarak. Çok hazırdım, hatta zor dayanmıştım. Ama içimde anlamlandıramadığım bir sıkıntı vardı. "Hayır hazırım, seni çok istiyorum." dedim gözlerine bakarak. "Yüzün pek öyle demiyor Neşe." dedi şüpheyle.

Daha fazla uzatmanın kimseye faydası olmayacağını bildiğim için bir şey demeden dudaklarına yapıştım. O da sanki benden bir hareket bekliyormuş gibi saldırdı. Ben sendelerken o ağzımın içini diliyle talan ediyordu. Koca odanın içinde sadece öpüşme sesimiz yankılanıyorken Doruk'un eli fermuarıma gitti.

Aldığı çamaşırı üstümde görmek için can attığının farkındaydım. Ona yardımcı olarak üstümü çıkardım.

Doruk dudaklarımızı ayırdı ve bir süre sadece bedenime baktı. "Çiçeğim, ne kadar güzelsin sen böyle." sözleri içimi tiretirken omzumdan öptü. "Doruk..." dedim yüzünü avuçlarken. "Korkma küçüğüm, ben senin canını yakacak hiçbir şey yapmam." bunu söyledikten sonra alnımdan öptü ve beni yatağa yatırdı.

Yavaşça boynumu emmeye başladığında midemdeki kelebekler karnımı delip dışarı çıkmak üzereydi. Her dokunuşundan nasıl bu kadar çok etkilenebildiğime anlam veremiyordum. Kısık sesli inlemelerim onun beni öpme sesine karışırken gözlerimi kapattım.

Bu gece kötü düşüncelere yer yoktu. Sadece zevk almaya bakacaktım. Aklım binbir türlü saçma şeyle doluydu. Ondan gizlediğim şeyler varken ona bu kadar yakın olmayı en başından beri doğru bulmuyordum. Ama uzak da duramıyordum.

Doruk mememi çamaşırın üstünden sıktığında kendime geldim. "Çıkaralım şunu, çıldıracağım yoksa." dedi zor çıkan sesiyle. Kendimi yataktan kaldırıp üstümü çıkarmasına yardım ettim. Artık karşısında çırılçıplaktım.

Doruk hayranlıkla bedenime baktı. Beğenilmek beni tarif edemeyeceğim şekilde mutlu ediyordu. Çok garip bir histi. Doruk sanki incitmekten korkar gibi belimi kavradı, beni kendine çekti. Sol mememi ağzına alıp yavaşça emmeye başladı. Kısık sesle inlerken onu saçlarından tutuyordum.

Diğer eliyle de bel çukurumu okşuyordu. Bir süre sonra öbür mememi emmeye başladı. Hak geçmesin diye uğraşıyor olmalıydı. Parmaklarım arasındaki dalgalı saçlarını çektim, buna karşılık mememi ısırdı. "Ahh, yapma." dedim inleyerek.

Gülümseyerek bana baktığında onu yakasından tutup kendime çektim. Teker teker beyaz gömleğinin düğmelerini açtım ve buğday tenini, kaslı gövdesini gözlerimin önüne serdim. Parmak uçlarım karın kaslarında gezinirken o mememi avuçluyordu.