İyi okumalar...
__________
'Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.
(...)
Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.' Özdemir Asaf🌊
Onun gerçekten de küçük bir kız olduğunu düşünmüştüm. Girdiği yeni ortamda eli ayağına dolanan küçük bir çocuk... Babasına verdiği sözün arkasında duran, annesini kurtarmak için bana bile katlanan güçlü bir kız. Ama o bugün, bana bundan da fazlasını içinde barındırdığını gösterdi.
Birkaç gün önce bana 'ben bencil biri miyim?' diye sormuştu. Çünkü hâlâ duyduklarından çok çabuk etkilenebilecek kadar küçüktü. Ben de ona 'sen ailen için bana katlanıyorsun, ne bencilliği?' demiştim. Lakin her ne kadar kabul etmek istemesem de Haldun haklı çıkmış ve küçük kız daha fazla zorlandığı bu hayata katlanmaya dayanamamış olacak ki sevgilisiyle kaçmıştı.
Göğsüme iğneler batırılıyormuş hissi saatlerdir peşimi bırakmazken son sürat Onur itinin evine gidiyordum. Nefes'in verdiği adrese geldiğimde arabayı gelişi güzel park ettim ve kapıyı kırmak istercesine yumruklamaya başladım.
"Sabah sabah kim canına susadı lan?" bu ses daha dün gece 'senin gibi kızıma iftira atanlara acıyorum' dediğim çocuğa aitti. Çünkü her ne olursa olsun Deniz'in gitmeyeceğine o kadar emindim ki sanki gerçekten karımmış gibi onu herkese karşı korumayı görev edinmiştim. Kapı açıldığında şaşkınlıkla bana baktı.
"Doruk Özer, beni boğazlamaya mı geldin?" dedi sırıtarak. O an içimden bütün dişlerini dökmek geldi ama sabretmem gerekiyordu. Cevap vermeden onu ittirdim ve içeri girdim. "Ne istiyorsun söylesene!" diye bağırdı kapıyı kapatırken. "Kızım nerede?" diye sordum en sakin ses tonumda.
Kaşlarını çattı, "Kızım derken Deniz Neşe'den bahsediyorsan, nerede olduğunu bilmiyorum." derin bir nefes alıp ona doğru birkaç adım attım.
"Eğer kızım burada saklanıyorsa ve bana söylemiyorsan senin hayatını kaydırırım!" diye bağırdığımda sinirle beni ittirdi. "Manyak mısın nesin? Neşe ne arasın benim evimde!"
Daha fazla kendime hakim olamayıp yakasına yapıştım; "Dün gece ona ne teklif ettiğini biliyorum, velet! Çağır kızımı gelsin, yoksa elimde kalacaksın!"
"Sen nasıl bir psikopatsın bilmiyorum ama kızı en sonunda kaçırmayı başarmışsın, şimdi de gelmiş bana artistleniyorsun. Neşe burada değil, nerede olduğunu da bilmiyorum! Bilseydim de sana söylemezdim zaten." diye bağırdığında onu koltuğa doğru ittim. "Eğer doğruyu söylemiyorsan..." tehdidimi yarıda kesti,
"Doğruyu söylemezsem ne olur, Özer? Neşe bugün evden kaçmış bakarsın yarın da bana geri döner. Çünkü o benim, eninde sonunda bana dönecek!" bu sözlerine alayla güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Romance"Saçlarının okşanması iyi geliyorsa neden her seferinde kendini çekiyorsun?" dedim sitemle. Doruk, buruk bir şekilde gülümsedi. "Eğer sürekli saçlarımı okşarsan ben buna alışırım ve sen gidince kimse gelip benim saçımı okşamayacağı için eksik hissed...