21. Yeni müttefik

422 48 15
                                    


"Eskiden kalbime yönelttiğin acımasız oklar hiçbir vakit hedefe yakın bir yere düşmediydi."


Dakikaların içine sığdığı sessizlik biri tarafından bozulmayı bekliyordu ve lambanın aydınlattığı sokaktaki adamlardan en tasasız duranı Cevher bu görevi üstlenmekten imtina etmedi.

"Murat'tı değil mi? Daha önce tanışmıştık. Nasıl gidiyor?" Dost canlısı sesi biraz kurnazcaydı.

"İyi.." dedi Murat hemen toparlayarak. Açıklama bekleyen dalgın bakışları arkadaşındaydı. "Halit abi aradı, bir komşusu tesisin ışıklarını açık görmüş. Kapatmadın mı diye bana azar çekince kontrol etmeye geldim. Anahtarları Efe'ye vermiştim."

Efe'nin çölleşen boğazına acımsı bir tat yerleşmişti. Kafasını çevirdi. Cevher'e de dönmedi, öylece yere zincirledi siyahlarını.

"İçeride biraz işimiz vardı hallettikten sonra kapattık çıktık. Keşke gelmeden arasaydın. Boşuna zahmet oldu."

Murat sorun değil manasında başını salladı kumrala cevaben. Yeni bir durgunluk baş verdi.

Cevher sıkılgan bir ifadeyle soluğunu saldı. "Ah.. Kurt gibi açım. Sen bilirsin Murat, yakınlarda iyi ve hızlı servis yapan bir yer var mı?"

Yaklaşık on beş dakika sonra tuhaf ve suskun üçlü sahile inmiş, seyyar bir pilavcının küçük masalarından birinin iskemlelerine kurulmuştu. Caddenin ritmi ve trafiğin yoğunluğu uzakta kalmıştı. Yemek yemekle meşgul bir grup insanın uğultusunun hüküm sürdüğü bu yerde, dalgaların kokusu kumsalın ardından esiyordu.

Cevher ustanın yanında pilavını itinayla tavuk ve karabiberle harmanlanmasını söylerken, diğer ikisi sanki yabancıymış gibi oturuyordu.

Murat çatalını nohuta batırıp ağzına götürdü. Uzun uzun çiğnedi. Kendi tabağına hiç dokunmayan Efe'ye dönmeden "Hava da serinmiş." dedi girizgah için. "Halit abi'yi bilirsin, evhamlı herifin tekidir. Bundan sonra mümkünatı yok bize anahtarını vermez."

Efe cebinden çıkardığı anahtar demetini masaya koydu. "Benim yüzümden fırça yediysen kusura bakma."

"Ziyanı yok."

Onun az önce yaşananlar karşısında tek kelime etmemesi yüzünden iyice gerilmişti Efe. Diken üstündeydi. "Muro.. Sövüp sayabilirsin, lanet okuyabilirsin, hakkın var ağzımı açmadan dinlerim."

Murat'ın aralanan dudakları Cevher'in gelişiyle geri kapandı. "Kim kime lanet ediyor hayırdır?"

Parıldayan elalar ilk bakışta oldukça keyifli görünebilirdi. Aslında bir çaba içindeydi. Vaziyetten kazasız belasız kurtulmak gibi bir gayesi vardı. Murat'ı üçüncü teker olarak peşlerine takmasının nedeni yaramazlığı sonucu çekeceği olası azarı ertelemesiydi.

"Muhtemelen aklının ucundan geçmeyen iki kişiyi yan yana gördün. Dürüst olmak gerekirse senin yerinde olsam ben de şaşırırdım. Ama az önceki yanlışı düzelteyim.." dedi Cevher Murat'taki alakasını, yavaşça Efe'ye kaydırdı. "Kimseye bize lanet okuma hakkı vermem. Hiç kimseye."

Kumralın yaklaşımdan hoşlanmayan adam "Öyle bir amacım yok zaten." dedi.

"Muro.." dedi Efe uysalca. "Gerçek fikirlerini açık etmiyorsun, görebiliyorum. Bana onlar lazım. Ne düşünüyorsun bilmek istiyorum."

Murat beklemediği tepki karşısında kollarını kavuşturdu. "Senin hayatın senin kararların kardeşim. Bana yargılamak düşmez."

"Tam olarak götüne takmayan biri gibi konuştun."

KIZIL KAMELYALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin