"Sigara paketlerine resmini çizdiğim, körpe fidanlara adını yazdığım."
•
Huzursuzluk ve memnuniyetin aynı anda varlığını sürdürdüğü bir zihni vardı Cevher'in. Rüzgar saçlarında dolaşırken o, Efe'ye sarılma, doya doya koklama imkanı yakalamıştı, memnuniyet yaratan kısım buydu. Damarlarına huzursuzluk aşılayan ise onun kendisinin müdahale sınırlarının ötesinde kalan özel hayatında geçirdiği saniyeler, dakikalar, saatlerdi. Acımasız bir diktatör gibi hepsine hükmetmek istiyordu.
Sağa sola dönmekten yorulan tekerlekler apartmanın önünde durdu. Burnundan soluyan Efe kolundaki saate baktı. "Kendine hakaret edilmesinden zevk aldığını keşfettiğimden beri o işi bırakma kararı almıştım ama on dakikalık yolu yarım saate çıkardığın için seni kutlamadan edemeyeceğim—"
Kaskı kafasından zorla çekip çıkarıldığı için acı bir tıslamayla bölünmüştü sesi. Kıpkırmızı kesilmiş kulaklarına avuçlarını yasladı. "Harbiden senin evrimin yarım kalmış. Hatta hiç başlamamış."
"Benim inadıma sürat yaptığın için daha fazlasını hak ediyorsun aslında. " dedi Cevher uzanıp oğlanın saçlarını karıştırdı. Daha doğrusu tutamlar arasında ellerini gezdirerek düzeltti.
"Hadi oradan." dedi Efe kafasını kaçırırken ayaklandı. Hem bacaklarını açmak hem de biraz uzaklaşıp tüttürebilmek adına paketine davrandı. Bir dal dudaklarını arasına yerleştirip yaktı. "Kapıya kadar mı çıkarayım? Ne bekliyorsun, gitsene."
Cevher duymazlıktan geldi. "Kaç yaşından beri sigara içiyorsun?" dedi iştahla büzüşüp tütünü sömürmekle meşgul ağıza odaklıydı.
Efe göz ucuyla baktı. "Bilmem. Ortaokuldan beri herhalde."
"Arkadaş ortamı yüzünden mi?"
"Olabilir." dedi esmer, o gri dumanı burnundan salarken Cevher'in aklına Serhan geldi. İkisinin okul üniformalı fotoğraflarını sosyal medyadan görmüştü. Erişemediği anıların ağırlığı yüreğine çöreklendi bir anda. "Berfu ve diğer arkadaşınla çocukluktan beri bir arada mıydınız? Hiç ayrılmadınız mı?"
"Niye Serhan'ın adını anmaktan gocunuyorsun?" Efe'nin tonunda gerçek bir merak yüklüydü. "Ona büyük bir haksızlık yaptığını düşündüğünden çekiniyor musun yoksa?"
"Ne haksızlığı?"
Efe kafasını çevirdi, siyahları ciddi misin der gibi baktığı müddet boyunca Cevher'in agresyon basamaklarını tırmandığından habersizdi. "Kimseye haksızlık yapmadım. Sorumlu hissetmesi gereken ben değilim." dedi Cevher. "Sevgilisi olup benimle öpüşen sensin."
Efe afalladı birkaç saniye. Herifin kendisine verdiği hasardan bihaber konuya bu şekilde yaklaşması kulaklarının kızarmasına neden oldu. Hem öfkeden hem de utançtan. "Sana karşılık vermedim. Ayrıca ben—"
"İtmedin de."
Efe gerilmesine rağmen bekledi, sigarasını söndürdü, kelimelerini tekrar toparlayabildi. "Haksızlık derken o konudan bahsetmiyordum. Salondan bahsediyordum. Ama boş versene. Kime ne anlatıyorum." Kaskına uzandı. Onunla aynı anda kemikli başka bir el de aynı işi yaptı.
"Beni itmediğin gerçeğini göz ardı edemezsin." dedi Cevher. Tek derdi, hiçbir belirti saptayamadığı güzel oğlanda ufak bir ışık yakalamaktı. Acımasız ısrarı göze almıştı. "O akşam, o çıkmaz sokakta ne hissettin bilmek istiyorum, İlyas Efe."
"Hiçbir şey hissetmedim." Her kelimenin önce kendi idrağına uğraması gerektiğini biliyordu esmer. Sakin kalmaya çalıştı. Ama çenesinde soğuk parmaklar hissedince "Çek elini!" diye hırladı sıkılı dişlerinin arasından. "Olur olmadık temaslara bir son ver artık. Karşı taraf ne düşünür ne yapar diye aldırmadan aklına estiği gibi insanlara dokunamazsın."
![](https://img.wattpad.com/cover/340271784-288-k797184.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KAMELYALAR
General Fiction"Cevher." dedi derinlerde gömülü sesini bulup çıkarması zor olmuştu. İçinde kopan dizginlenemez fırtınalara çaresizce teslim oldu. "Adım Cevher. Adımı söyle." Parmaklar kumral tutamlarını sarmaladı. Ilık dudaklar kulağının üstünde belli belirsiz adı...