8. Bölüm: Küçük bir kaçamak.

1.4K 54 52
                                    

⚠️ Uyarı: Şu an kitapta sorun olduğu için bazı bölümler çok aşağıda kalmış.
Örnek vereyim; 10. Bölüm olması gereken yerde değil. Daha aşağılarda. Yer değiştiriyorlar. Bölümleri okumadan önce bölüm sayısına bakmayı unutmayınız.
Sorunu düzeltmek için çabalıyorum.
İyi okumalarr 💗

🪄
Sonunda ameliyat günü gelip çatmıştı.
Bu süre zarfında durmadan hastaneye gitmiş, sonucunda ise ameliyat olmama engel olacak bir şeyin çıkmadığını da öğrenmiş olmuştum. Şimdi bana özel olan odada, hastane yatağında yatıyordum. Biraz sonra ameliyata alınacaktım.

Başımda annem, babam, kardeşim ve Sera var. Ameliyattan sonra Sera da bana yardımcı olacağını söylemişti. Annem her ne kadar kendisinin burada olduğunu söyleyip ona gerek olmadığını anlatsa da, Sera bana yardımcı olmak istediğini tekrarlamış, gerekirse bir hafta daha kalacağını söylemişti.

"O halini çok merak ediyorum. Ucube gibi görüneceksin."
Erkek kardeşim Efe bunu söylediğinde güldüm ve bizimkilere baktım. Annem onu uyardığında rahat bir nefes aldım. Pardon, alamadım. Alamıyorum!

"Eğer olur da ameliyat masasında kalırsam, size önceden söylemem gereken bir şey var."
Hepsi beni pür dikkat dinlerken hemen söyledim.

"Ben dün maça gittim."
Sessizlik... Babamın sinirden kulakları kızarmış, annem ise şaşkınlıktan ayakta duramıyordu. Bi de bayıl istersen Feriha!

"O kadar parayı nereden bulup da gittin?"
Babamın bu sorusunu açıkladım.
Başarılarım sayesinde gittiğimi duyunca pek bir şey dememiş, annem ise konu maç olduğu için çok kızmıştı.

Kerem ile olan fotoğrafımı gösterdiğimde babam gülümsedi. O da Galatasaray'ı tutuyordu. Annem yanımda bir erkeğin olduğunu gördüğünde daha da sinirlendi.

"Futbolcu o." dedim anneme açıklamak istercesine.

En sonunda hemşireler gelip de beni o kasvetli ortamdan kurtardıklarında bir oh çektim. Şimdi ise daha kasvetli bir ortam olan ameliyathaneye getirilmiştim.
Ellerim titremeye başlamıştı bile.

Ameliyat bitmişti. Şu an odada yatıyordum. Annem bana çorba içirmeye çalışıyor, ben ise çorbanın tadını alamadığım için neredeyse ağlamaya başlayacaktım.
Burnumun hem şekli değişmiş hem de nefes almamı sağlayabilecekti artık.

Sera durmadan fotoğrafımı çekiyor, ardından bana gösterip burnumun ne kadar güzel olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ama bilmiyordu ki ben şu an tam olarak göremiyordum. Gözlerim şişmişti sanırım.

Bu durumun hemen geçip bitmesini diledim çünkü telefonuma bakmam gerekiyordu. Kerem mesaj atmış olabilirdi.

*1 Hafta sonra* 
Bu durumu atlatılabilecek en kolay şekilde atlattığım için bugün tamponları aldırmış, artık burnumda hiçbir şey kalmamıştı.
Yeni halini daha çok sevmiştim. Tam yüzüme oturmamıştı tabi ki de ama en azından güzel duruyordu. Anlaşılan önceki burnumu aratmayacaktı. Hala yüzümün her yerinde ödem olsa da çok uzun kalmayacağını söylemişlerdi.

Doktora futbol oynadığımı da söylemiştim. O da bana, yüzümü toptan koruyan bir yüz maskesi almamı istemişti.
Çıkışta gidip almıştık. Taktığımda gerçekten de sağlam olduğunu fark etmiştim.

Şimdi ise telefonuma kavuşmuştum.
Hemen instagrama girdim ve bildirimleri açtım. Bir sürü kişi takip etmeye başlamıştı. Ve bu kişilerin arasında da mavi tikli birisi vardı.

KEREM BENİ TAKİP ETMEYE BAŞLAMIŞ! BUNDAN TAM DÖRT GÜN ÖNCE!

Hala inanamazken profilime girip takipçi sayıma baktım. Sekiz bin takipçiye ulaşmıştım. Elimi ağzıma götürerek şaşkınlığımı gizleyemedim.
Bir anda mesaj kutusundaki 1 mesaj bildirimini görünce hemen tıkladım.

SON DAKİKA • Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin