İyi okumalarr 💗💗
🪄
"Ya bıraksana Barış! Hayvan mısın?! Az ye!
Defne ve Kerem'e ne kaldı?"Ne oluyordu yine ya? Yine mi bu ikili kavga ediyor? Hem de bizim odamızda? Akşam gitmişlerdi odalarına. Nasıl geldiler geri?
"Abartma Sera. Bir parça aldım sadece."
"Salak! Boğazında kalacak!" dedi Sera bağırarak. Ardından Barış'ın öksürme sesleri...
"Yine mi kavga ediyor bunlar ya?" dedi Kerem bana dönerek.
Dudağına güzel bir öpücük kondurup ayağa kalktım."Maalesef bebeğim. Gel hadi." dedim elimi uzatarak. Gülerek tuttu ve hoplayarak kalktı.
Balkona çıktığımızda gördüğümüz manzaraya şöyle bir baktık. Masanın her yerinde ayrı bir kahvaltılık vardı ve kapış kapış gidiyordu.
"Oha be kardeşim! Bize de bıraksaydınız biraz." dedim hızla sandalyeye oturarak.
"Barış sağ olsun bitirdiği için size pek bir şey kalmadı."
Sera'nın küçük çaplı isyanına güldüm ve kahvaltımı yapmaya başladım. Güne güzel uyanmıştım uzun zaman sonra. Çünkü güne Kerem ile başlamıştım. Evet, evet. Sebebi bu'ydu."Bugün bir şey yapsak mı?" dedi Sera havaya bakarak. Artık Nisan ayına neredeyse geldiğimiz için havalar yavaş yavaş düzeliyordu.
"Alışveriş merkezine gidelim. Alacağım birkaç sey var benim." diye de devam etti.
Kıramazdım güzelimi. Hep birlikte onay verdikten sonra kahvaltımızı tamamladık ve hazırlanmaya koyulduk.Altıma siyah pileli bir etek, üstüne ise aynı renkte bir crop giydim. Uzun bir çizme giyip mont olarak kabanımı aldım. Çok şık olmuştum. Hafif de bir makyaj yaptım.
Saçlarımı maşayla dalgalandırdım.Kerem'e baktığımda beyaz bir gömlek giydiğini gördüm. Bana ayak uyduruyordu anlaşılan. Yanına gidip kollarımı boynuna sardım. Tek elini belime koyduğunda gülümseyip aynadan ikimize baktım.
O kadar güzel duruyorduk ki, bir kez daha şükrettim o an. Maşallah bize.Hep birlikte çıktık ve taksiye atlayıp alışveriş merkezinin önünde indik.
İlk başta ikili olarak ayrılıp alacaklarımıza baktık.Aklıma Sera ile Barış Alper'in kavgası geldiğinde tebessüm ettim.
Sera gerçekten çok kırılmıştı. Ama Barış Alper kendini affettirebilmişti. Ve şu anki durumları mükemmeldi. Tabi ki arada inişler çıkışlar oluyordu ama olsundu.
Hele ki şu sabah tartışmaları...
Onların vazgeçilmezi de bu'ydu işte.Sera yeniden elbise kısmına yöneldiğinde
deja vu'nun alâsını yaşıyordum.
Her şey burdan sonra başlamıştı zaten. Kafamı iki yana sallayarak düşünceleri uzaklaştırdım ve hızla peşinden gittim. Birkaç elbise bakmaya başladığı sırada, gözüm bir yere takıldı.Cem buradaydı ve pantolonlara bakıyordu. Adi şerefsiz! Senden beklemezdim! Ama gerçekten ondan beklemiyordum! Nasıl olur da Ahu'nun kuyusuna düşebilirdi? Nasıl?
Kim bilir çocuğu nasıl manüpile etmişti?
Ahu'ydu sonuçta. İsterse alamayacağı şey yoktu. Ama benim adım da Defne'ydi.
O almaya çalışırsa karşısında beni bulurdu.
Özellikle Kerem'i Sera'yı ve Barış Alper'i...
Amacına asla ulaşamayacaktı.O an sinirlerime hakim olamadım ve sinirli bir şekilde yanına ilerledim. Sadece biraz konuşacaktım. Neden Ahu'ya uyduğunu merak ediyordum.
Kolundan tuttum ve hızla çıkışa doğru sürükledim.
"Sen gel bakalım benimle." dedim bir yandan da."Ne oluyor ya?" dediğinde gülümsedim ve kaçmasını engellemek için tüm gücümü kullandım. Eh bizde de vardı işte biraz güç.
Kurtulmaya çalıştıkça daha da sıkı tuttum.
En sonunda çıktığımızda ittim onu ileriye doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DAKİKA • Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Son dakikada yetiştin." Son dakika... Biraz daha geç kalsaydım yetişemeyecektim. Onu son kez göremeyecektim. Ama son dakikada yetişmiştim! Kalbim deli gibi çarpıyordu. Gözlerim, gözlerinin derinine indiğinde bakışlarındaki o güzel şefkati ve huzu...